Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Mustafa Sarıgül ağladı!

Mustafa Sarıgül ağladı!

Oooh be, rahatladım!
Gitti gidiyor (böyle bir pazarlama sitesi mi vardı?), geldi geliyor (ama böyle bir site kesinlikle yok), döndü dönüyor derken…

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, kendi ifadesiyle “yuva”ya döndü…
Kimseyi tavrından, tutumundan, siyasi tercihinden dolayı kınama hakkım olmadığını bile bile, sırf merakıma yenilip sormak istiyorum:
“Hangi yuva?”

1987 – 1991 arası yuva, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP)…
1999 – 2002 arası yuva, Demokratik Sol Parti (DSP)…
2002 – 2003 arası yuva, Yeni Türkiye Partisi (YTP)…
2003 – 2005 arası yuva, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)…
2008 – 2009 arası yuva, Demokratik Sol Parti (DSP)…
2009 - 2013 arası hem bağımsız, hem de Türkiye Değişim Hareketi lideri…
Yani bu kez yuva, Türkiye Değişim Hareketi.
Ve 31 Ekim 2013: Yuva Cumhuriyet Halk Partisi (CHP).
Genel Başkan olmak istiyor filan gibi klâsik suçlamalar yöneltecek değilim. Elbette olmak ister. Daha önce de istemiş, Deniz Baykal’la yarışmıştı.
Son derece nizalı kongreyi kaybetti. Tekrar Şişli’ye döndü…
Ama o zaman kaybettiğine bu kez ulaşabilir…
Olabilir de, olmayabilir de...

Ben asıl CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin (ki bir zamanlar Ecevit’in gölgesiydi) “Yuvana hoş geldin” derken, duygulanıp ağlamasından etkiledim.
Yuvadan vakitsiz uçmuş, sonra kaybolmuş, nihayet bir yolunu bulup yuvasına dönmüş kuş yavrusu kadar masum masumcuktu!
Sanki kendisi gitmemiş de aparılmıştı!
Dalından koparılmıştı (kafiye tuttu).

Doğrusu o dönemde de CHP’ye vermiş veriştirmişti.
Yine de ağlayabilmesi güzel. Plânlı-programlı bir ağlama olduğunu düşünmüyorum. Kendileri yumuşak yüreklidir, zaman zaman ağladığına da şahidim.
Kafadan bir puan!
Tabii parti içi en yakın rakibi Yüksel Tekin daha çok ağlamazsa!..
Aklıma başka bir şey takıldı: CHP’nin başörtüsü karşısında yumuşamasında, Sarıgül’ün bir etkisi olmuş mu dersiniz?

“Seçim öncesi önümü kesmeyin” filan gibisinden rica ettiyse… Ya da ne bileyim ön şart olarak ileri sürdüyse?

Yok canım demeyin, Sarıgül halkı tanır. Oldukça da esnektir bu konularda. Klâsik CHP yöneticileri gibi, sert kalıpları, kırmızı çizgileri pek yoktur…

Pragmatisttir aynı zamanda: Ayrıntılarla değil, direkt hedefle ilgilenir.
Kısmet olursa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacak.
Bütün o döndü dönüyor, geldi geliyor hikâyeleri bunun içindi: İyi reklâmcılarla çalıştığı belli…

Eee… Devir reklâm devri!
Netice itibariyle (rahmetli Özal bu cümleyi çok kullanırdı), Mustafa Sarıgül CHP’ye döndü…
Bu son dönüşü mu olur, bilemem: Ne de olsa daha genç sayılır. Dönecek çok vakti olacak…

Yalnız, işinin çok zor olduğunu söyleyebilirim. Hem parti içindeki muhalifleriyle (çünkü Sarıgül’ün partiye dönmesini istemeyen bir hayli güçlü isim var CHP’de), hem de “Kadir Abi” ile (Kadir Topbaş’ın adaylığı bana garanti gibi geliyor) kapışmak zorunda kalacak.
Hadi bakalım kolay gelsin...

Hoş döndün, safa döndün!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi