Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

1435’e “merhaba” derken…

1435’e “merhaba” derken…

Mısır’daki cunta, bölgesel ve küresel müttefikleriyle gerçekleştirdiği darbenin 124. gününde Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi kirli ve firavun kılıklı bir ‘çadır tiyatrosu’ kıvamındaki sözde mahkemesine çıkardı.

Rezil ve zelil oldu cunta ve satılmış mahkeme heyeti!

Bu mizansen aslında İslam Dünyası’na büyük bir hakaretti. Duruşmanın 1 Muharrem 1435’te yapılmasını ‘tesadüf’ zannetmek fazlaca saflık olur. O mahkemede, kafes arkasında tutulan, mesaj verilen, tehdit edilen İslam Dünyası’ydı. Mursi ve arkadaşları dik duruşlarıyla ümmete ilham kaynağı oldular.

Oyuna gelmediler, oyunu bozdular!

Mısır’daki karanlık tertip devam ederken zulme ve haksızlığa karşı duruşlarıyla dünyaya ders veren kahraman Mısırlılar Anayasa Mahkemesi’nin ve mahkemeye dönüştürülen polis akademisinin önünü doldurmuş cunta aleyhine sloganlar atıyorlardı. İçerdeki ‘savunan adam’a mesaj gönderiyorlardı. Mahkemedeki emanetçi ve kirli zulüm taşeronları Mursi ve arkadaşlarının yapmış oldukları Rabia işaretleriyle ve izzetli tavırlarıyla şaşkına dönmüşken meydanda bir kamera olan biteni anbean dünyaya servis ediyordu. O kamera ‘dünyanın vicdanı’ Türkiye’nin sesi Anadolu Ajansı (AA)’nın kamerasıydı.
Mursi, Firavun’a boyun eğmeyen bir Musa izzetiyle dünyaya iman dersi verirken Firavunun sihirbazları gibi çalışan medyanın fitneleri tersyüz oluyordu dün.

Dünyadaki darbe destekçileri, darbeye “darbe” diyemeyenler, sessiz kalanlar bir kez daha rezil ve zelil oldular! Algı baronları yine karalar bağladı Pazartesi günü!

Kahire’de Cumhurbaşkanı Mursi ve arkadaşları öğle namazına durduğunda İstanbul’da Uluslararası Rabia Platformu öncülüğünde kurulacak olan Vicdan Mahkemesi savcılarına Sisi ve avenesi hakkında suç duyurusunda bulunuluyordu. İlk duruşma 14 Ağustos Rabia Meydanı Katliamı’nın 100. Günü olan 22 Kasım Cuma günü gerçekleştirilecek olan Rabia Davası için hukukçular iddianame hazırlamaya başladılar bile. Cuntanın hazırladığı safsatalarla dolu 7000 sayfalık dava dosyasına mukabil, vicdan mahkemesi tarihe kayıt düşecek ve darbecileri ebediyyen insanlık vicdanında mahkûm edecek.
Vicdan Mahkemesi, bir kez daha, darbecileri, cunta ve sulta sevdalılarını zelil ve rezil edecek!
Pazartesi aynı saatlerde, kısa bir süre önce Mısırlılara destek olmak için Kualalumpur’daki arkadaşlarıyla destek mitingi düzenleyen, hicret ve gurbet yurdu İstanbul’da geçirdiği bir trafik kazasında vefat eden Malezyalı 20 yaşındaki Ammar Ahmed Eyüp Sultan Camii’nden son yolculuğuna uğurlanıyordu.

Evet, dün, 1 Muharrem günü 1435’e “merhaba” derken, Suriye’den açlıktan ölen çocukların, Arakan’dan yakılan Müslüman evlerinin, Doğu Türkistan’da Çin zulmü altından yükselen çığlıkların haberleri geliyordu...

Kafes arkasındaki Mursi de, gözyaşlarıyla kabre konulan Ammar da, Suriye’de açlıktan ölen çocuklar da aynı hakikati haykırıyorlardı hepimize aslında:
Titreyin ve kendinize gelin!

Direnin, dirilin ve ayağa kalkın!

Ümmet olun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Muhsin Meriç Arşivi