Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Kör eden terbiye

Kör eden terbiye

Ve Sarıgül resmen CHP’de.

Sarıgül, Cumartesi günü kalabalık bir grupla Ankara’ya çıkarma yaparak, CHP Genel Merkezi önünde adeta gövde gösterisi yaptı.

Kime karşı?

Bu noktada gözlerin çevrildiği Kılıçdaroğlu, tehdidi görmüş olmalı ki…

Sarıgül’e parti kimlik kartını verdikten sonra yaptığı konuşmada “CHP Genel Başkanı’nın kendisi olduğuna” vurgu yapma gereği duydu.

Ardından “benden daha demokrat, benden daha iyi bir Genel Başkan bulamazsınız” mesajını içeren ifadeler kullandı.

O günün konusuyla ne alakaysa şunları söyledi:

“CHP’de çok büyük değişikler oldu.
1- Eskiden genel başkan seçilirken herkesin genel başkanın önünde imza atması gerekiyordu.
2- Yüzde 33 cinsiyet kotası getirdik. Kadın kardeşlerimiz daha fazla siyasete girecek dedim
3- Yüzde 10 gençlik kotası getirdik. Siyasette gençlerin önünü açmak zorundayız.
4- Diyorlardı ki siz Sivas’ın ötesine geçemiyorsunuz, bugün CHP değil doğu ABD’den Çin’e kadar her tarafa gidiyor…”

Kılıçdaroğlu’yu telaşlı gördüm yani.

Ama nasıl olmasın!

Hayli esnek yapısıyla şiştikçe şişmeye uygun bir balona benzeyen Sarıgül’ün, bir kısım medyanın üflemesiyle kabardıkça kabarıyor oluşunun şimdilik görkemli bir yürüyüş havası estirdiği ortada.

CHP Genel Başkanı da görüyor bunu elbette.

Fakat şu da var:

Sarıgül’ün esnek yapısı konusunda doğrusunu söylemek gerekirse; o güler yüzü, ağzından akan bal damlaları samimi gelmiyor bana.

Hele İslami terimleri kullanışı, ne kadar da yapmacık; hatta riya kokuyor.

(Cumartesi günü o kısa konuşmasında 5 cümle kurdu, her birinde dini terimler vardı: Allahım, inşaallah, hayırlısıyla, oruç, Ramazan, başı kapalı…)

“Amacına” ulaşmak için yapmayacağı şey yok gibi…

Cübbe de giyer, papaz elbisesi de…

Sarıgül’ün bu hırsını açığa koyan olaylar yaşanmamış değil, geçmişti.

Hele bir Şişli Kongresi var ki, Sarıgül’ün gerçek yüzünü orada tüm çıplaklığı ile görmek mümkün.

2004’te Baykal’dan önce 1992’de Erdal İnönü bu olaylı kongre sonrası partiden ihraç ediyor Sarıgül’ü.

(Sarıgül’ün Cumartesi günkü konuşmasında “terbiyesini aldığını” söylediği Erdal İnönü yani…)

Bugünün o güler yüzlü, o hoşgöre timsali, o demokrat abidesi Mustafa Sarıgül, o kongrede bakın neler yapmış:

Bizzat CHP’li köşe yazarlarının o döneme ait makalelerinde yer alan bilgilere göre, 1987 seçimlerinde Erdal İnönü liderliğindeki SHP’den İstanbul’dan milletvekili seçilen Sarıgül, Meclis dışı kaldıktan sonra gözünü SHP Şişli Teşkilatı’na dikiyor.

Sarıgül ve ekibi elde piştov belde kama ile kongre salonu önünde naralar atarak, Genel Merkez destekli Yenilikçiler ekibine baskı yapıyor, hatta bir delege öyle dövülüyor ki, gözü kör oluyor.

Örneğin Yalçın Doğan 5 Temmuz 1992 tarihli Milliyet’teki yazısında, olayı şöyle anlatıyor:

“Politika filan değil Şişli’de yapılanlar, düpedüz zorbalık. ‘SHP’linin SHP’liye yaptığını akrep akrebe yapmaz!’ Şişli’de 3 grup çekişiyor seçimlerde. Bir Mustafa Sarıgül ekibi var ki, elde piştov, belde kama ‘kongre salonu önünde naralar atarak delegelere baskı yapıyor’. İkinci grup Baykalcıların. Son grup da Genel Merkez destekli Yenilikçiler.”

Doğan devam ediyor:

Şişli kongresinde Sarıgül’ün ekibi Baykalcılarla işbirliğine gidiyor ve Genel Merkez ekibine karşı kongreyi kazanıyor. Ama ne kazanma!.. Karşı listede yer alanlar, Sarıgül ve arkadaşları tarafından tehdit yağmuruna tutuluyor. Listeden istifa etmeleri yönünde müthiş baskılar uyguluyor. Buna karşı çıkanlar sövülüyor, dövülüyor ve hatta ‘gözleri kör ediliyor’. Üyelerden İbrahim Atmaca bir gözünü yitiriyor. Olayın tanıklarının ifade vermeleri yine Sarıgül ve ekibince önlenmek isteniyor. Bunun üzerine tanıklar polis korumasına alınıyor. Şişli’deki olayların sonucunda Mustafa Sarıgül İl Disiplin Kuruluna veriliyor, partiden ihraç istemiyle. Büyük olasılıkla da partiden ihraç edilecek, yanındaki zorbalarla birlikte. SHP Genel Merkezinin de bu istemden bilgisi var. Umarız ihraç edilir.”

Sarıgül, rakip aday Muharrem Bayır’ın listesinden seçime giren İbrahim Atmaca adındaki delegenin dövülerek bir gözünün kör edilmesi olayına adı karışınca, “adam dövdürtme” suçundan dönemin SHP lideri Erdal İnönü’nün talimatıyla “ihraç istemiyle” disipline veriliyor.

Suçsuz olduğunu söyleyen Sarıgül, ancak ihraç kararını beklemeden SHP’den istifa ediyor.

(Sarıgül, bizzat kendi arkadaşlarının itiraf ettiği olayı inkar etmekle kalmıyor, darp sonucu gözünü kaybeden İbrahim Atmaca'nın hastanede ziyaretine koşuyor. Bugünkü bu taktiği yeni değil anlayacağınız.)

Bunlar, CHP’lilerin yani kendilerinin anlatımları.

Sarıgül’ün gerçek yüzünü görebilmek için bu kongreye ve bu anlatılanlara iyi bakmak, iyi kulak vermek gerekir.

yalcin1.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi