Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Depresyon tedavisinde bilişsel-davranışçı terapi

Depresyon tedavisinde bilişsel-davranışçı terapi


Değerli okuyucularım, Depresyon, genel bir çökkünlük durumu. Belirtileri, kendini suçlu hissetme, karamsar düşünme, devamlı üzüntülü olma, ağlama isteği, daha önceden hoşlandığı etkinliklerden eskisi gibi zevk alamama, dikkatini toplayamama, aşırı uyuma isteği ya da uykusuzluk çekme, aşırı yemek yeme isteği ya da iştahsızlık, hareketlerinde ve enerjisinde azalma. Zaman zaman bizlerde de bu belirtilerden bir veya birkaçı olabilir, bu durum önemli değildir. Ancak belirtilerin çoğu sizde mevcutsa ve bu belirtiler uzun zamandan beri devam ediyorsa o zaman, bir uzmana danışmanızda yarar var. Depresyonun oluşmasına yol açan diğer etkenler;-Kalıtım: Ciddi bir depresyon geçirmiş bir kişinin çocukları, onun diğer akrabalarından daha çok risk altında.-Psikolojik faktörler: Kişi belli durumlara tepki olarak depresyona girebilir. Örneğin, ölüm ya da ayrılık sebebiyle sevdiğimiz birinin kaybı, iş kaybı, statü ve saygınlık kaybı gibi kayıplar sonucu kişi depresyona girebiliyor.-Psikolojik risk faktörleri: Yapılan araştırmalara göre, anne ya da babanın çocukluk döneminde kaybedilmesi kişiyi depresyona sürükleyebiliyor.Orta yaş dönemindeki hanımlarda da depresif durum görülme sıklığı daha çok fazla. Bu dönemde yaşamını paylaştığı çocukları evi terk etmekte, annelik rollerinde değişmeler olmakta ve bu yeni durumlara yeni uyumlar göstermesi gerekmektedir. Bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatabilmek çok güçtür.-Beyindeki değişimler: Depresif rahatsızlığın başlangıcı sırasında, beyinde birçok biyolojik değişmeler olur. Bunlar hormon sistemindeki bazı değişmelerle, beynin kimyasal ve elektriksel etkinliğindeki bazı değişmelerdir.-Düşünce biçimimiz: Kişi, depresif duygu halindeyken olumsuz düşünür, yaşamında ters giden şeylerden kendini sorumlu tutar, başına gelen en küçük bir tersliği aşırı büyütür... vb. Bir başka önemli etken de, bazı kişilik özelliklerine sahip olan kişilerin depresyona yakalanma olasılığı daha yüksek. Bu kişiler, genelde kimseyi incitmek istemezler, ilişkilerinde aşırı verici ve fedakâr davranırlar, aşırı duyarlı ve hassastırlar. Yakınlarından yüksek beklentileri vardır, öfkelerini dışa vuramazlar, daima mükemmel olmak isterler. Sevdikleri kişilere bağımlıdırlar, sevilen kişi tarafından reddedilmeye dayanamazlar. Bu tür özellikleri olan kişi, sevgi yitimine uğradığında (bir yakının ölümü, ayrılığı, sevilen kişinin kaybı) depresif duygu durumuna girebilir.
Depresyondaki kişilerde; öfke ve nefret, çevresindeki kişilerin kaybına yol açacağı düşüncesiyle onlara yönlendirilmeyip kişi bunları kendine yöneltir. Bu yapıdaki kişilik, hayatının 1-2 yıllık döneminde düzenli ve yeterli bir anne-çocuk ilişkisi yaşamamıştır. Kişinin yaşadığı depresyon, gerçek ya da farz edilen kayıpla bağlantılıdır. Kişinin kendisi, çevresi ve gelecekten beklentileri, idealleri ile kendi durumu o kadar farklı ve gerçek dışıdır ki, bu yüksek standartlara ulaşamamak kişide güçsüzlük ve yalnızlık düşünceleri ile depresyona yol açar. Veya kişinin süper egosu o kadar kuvvetli ve baskındır ki, sürekli kişiyi kısıtlayıp suçlar.
Ayla Hanım on yıllık evliydi ve iki çocuk annesiydi. İlk evlendiği yıllarda kocası kendini aşırı kıskanmıştı. Evden tek başına çıkması yasaktı. Kendi ailesiyle görüşmesi engelleniyordu. Kocası aşırı sevgi adına ona yaşam hakkı tanımıyordu. Ayla Hanım da ‘yuvam bozulmasın’ diye bunlara katlanmıştı. Bana geldiğinde kocasının artık kendini kısıtlamadığını anlattı. Ama geçmişte kendine yapılanları unutamıyordu. Kocası ne zaman kendisine yaklaşsa aklına hemen o kötü günler geliyordu. Şu an eşiyle gezmeye gitmiyor, öğleye doğru kalkıyor, evde yemek bile yapmıyordu. Kendini mutlu hissetmiyordu, hayattan zevk almıyordu. Ayla hanıma Bilişsel davranışçı terapi ve EMDR tedavisi eşzamanlı olarak uygulandı. Ayla hanım 10 seans sonrasında depreif durumdan kurtuldu, daha pozitif düşünmeyi ve sorunlarıyla başa çıkabilmeyi öğrendi. EMDR tedavisi ile de geçmişte yaşadığı travmatik olayların olumsuz etkilerinden kurtuldu, eşini affedebildi ve ilişkisi düzeldi.

Depresyondan kurtulmanın en etkili yolu ilaç tedavisi ve bireysel terapilerin kişiye aynı anda uygulanmasıdır. Maalesef, bana terapiye gelenler genelde şöyle söylüyorlar: “Kıvanç Hanım, şimdiye kadar, şu ilaçları kullandım, şu doktorlara gittim ama tam olarak iyileşemedim.” Ben de onlara terapilerin yararını anlatıyorum ve şöyle ekliyorum: “Çocuklar havale geçirir, bu bir semptomdur. Bu havalenin altında yatan sebepler kulak ağrısı, boğaz iltihabı v.s olabilir. İşte depresyon da havale gibi bir semptomdur. Bunun altında yatan sebeplerin ortaya çıkarılması gerekir ki iyileşme olsun..”
Değerli okuyucular antidepresan ilaç tedavisi, psikoterapiden daha ucuz olmasına rağmen, tüm depresif hastalar ilaçlara yanıt vermezler. Kimi hastalar, ilaçlara yanıt verseler de, kişisel nedenlerle ya da ilaçların yan tesirleri, fiziksel hastalıkları nedeniyle ilaç kullanmak istemezler. Ayrıca uzun sürede psikoterapinin etkinliği ilaç tedavisinden daha fazladır. Özellikle “Bilişsel davranışçı terapiler “depresyon tedavisinde oldukça etkilidir.

Bilişsel davranışçı terapinin genel ilkelerini şöyle sıralayabiliriz;
Etkili bir sağaltım için terapötik ilişki gereklidir. İlk önce sorunlar hiyerarşik bir düzen içinde sıralanır, daha sonra bu sorunlar üzerinde ayrı ayrı çalışılır. Bu terapi modeli, zaman sınırlı ve kısadır(yaklaşık terapiler 10-12 seans sürer, özellikle depresyon öncesi problemleriyle başa çıkabilen kişiler, iyi yapılandırılmış 5-6 görüşmeye iyi yanıt vermektedir.), hastanın kendi kendine yetmesi özendirilir. Soruna yöneliktir, sorunların kaynağını araştırmak yerine o sırada süregelen güçlükler üzerine odaklanır. Hastanın kendi düşüncelerini ele alma, sınama becerilerini arttıracak şekilde terapi yönlendirilir. Öğreticidir, ev ödevleri ile uygulamaların dış dünyaya da yayılması hedeflenir.
Bilişsel-davranışçı terapilerde yapılan şeyleri özetlersek;

Bu terapide, hastanın otomatik olumsuz düşünceleri ortaya çıkarılır. Hastanın biliş, duygulanım ve davranışlar arasındaki bağlantıları fark etmesi için çalışılır. Çarpıtılmış olumsuz otomatik düşünceler ve bunlara karşı kanıtlar araştırılır. Bu bilişlerin yerine daha gerçeğe dayalı yorumlar geliştirilir. Deneyimlerin çarpıtılmasına yol açan işlevdışı inanışların değiştirilmesi için çalışılır.

 Olumlu ve yapıcı düşünebilmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST KIVANÇ TIĞLI
DNŞ TEL: 0 212 503 79 95-0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi