“Dershanelerin” en az 5 yıllık bir geçiş sürecinden sonra kapatılması gerektiğini savunan yani bu noktada AK Parti’nin politikası ile ters düşmüş olan bendeniz…
Hizmet Hareketi’nde, “Müslüman’a Müşfik, Kafire Şedit” emrinin yansımasına pek de şahit olamadığımı ifade etmek isterim.

•
Evet efendim, sepet efendim, başkanım, vekilim, şeyhim, en sadık müridinim!....
Maskeli balo!
Bir adam sana hatalı olduğun noktaları da söylemiyorsa o adam dost değildir!.. Senden faydalanıyordur ve seni aslında umursamıyordur!..
Saygıda kusur etmeksizin “hatalara” dikkat çekeceğiz. Allah rızası için uyaracağız!..

•
Suriye sınırımızın “mayınlardan temizlenmesi” işinde az daha “İsrail tezgahına” düşülüyordu ki…
“One Minute Tayyip Bey!” dedim.
Belki o günlerde kızdılar ama zaman ne denli haklı olduğumuzu gösterdi.
O günlerde “Elbette bir bildiği vardır.” diyenler, hatta “dostane uyarılarda bulunduğumuz için bize hücum eden dostlar” oldu. O dostlar bugün “İyi ki olmamış bu iş!” diyorlar!..

•
Gerektiği zaman uyardık… Sayın Erdoğan’ın şahsında bu aziz milleti hedef alan soysuz hücumlar karşısında en öne çıkmaktan da imtina etmedik.. Sayın Erdoğan’ın sırtına basarak yükselenler ise en kritik zamanlarda “özeleştiri” modunda!..

•
Bugünlerde AK Parti ile Hizmet arasında “mânâsız” gibi “görünen” bir çekişme var.
Şer gibi görünende hayır; ilişkilerimizde “Müşfik” olmamızın emredildiği Müslümanlar ve “Şedit” olmamızın emredildiği kafirler karşısındaki haller ortaya dökülüyor.

•
“Dershanelerin” en az 5 yıllık bir geçiş sürecinden sonra kapatılması gerektiğini savunan yani bu noktada AK Parti’nin politikası ile ters düşmüş olan bendeniz…
Hizmet Hareketi’nde, “Müslüman’a Müşfik, Kafire Şedit” emrinin yansımasına pek de şahit olamadığımı ifade etmek isterim.
Benim için bir kardeşimin Milli Görüş, İsmail Ağa, İskender Paşa, Süleymanlı, Hizmet vs. hareketlerinde faaliyet gösteriyor olması arasında bir fark yok.
Hepsi, “En Güzel”e hizmet ediyor.
Metodlar farklı olabilir ama Kıble bir.
Ben hep bu bakış açısıyla hareket ettim, nerede bir Müslüman’a hücum olmuşsa kendimce savunmaya çalıştım.
Erbakan Hocam’a da Gülen Hocam’a da haksızlık edildiğinde karşı çıktım.
Rahmetli Erbakan Hocam, iftiralara uğradığında peşpeşe manşet haberler yaptım, yazılar kaleme aldım.
Hatta, devletin zirvesi ile bu haksızlığa son verilmesi için özel görüşmeler yaptım.
Fethullah Gülen Hocam da bir kısım medya tarafından “terörist” ilan edildiğinde, en fazla tepki gösterenlerden biri bendim.
O günlerde, Muhterem Mustafa Karahasanoğlu ile birlikte işi gücü bıraktık, Gülen Hocaefendi’ye destek için çalıştık. En az 10 manşetim var, birkaç da sürmanşetim bu konuyla ilgili.

•
Bunları yaparken elbette dünyevi bir karşılık beklemiyorduk. Gel gör ki insanoğlu da, kardeşlerinden muhabbet görmek istiyor.
Dün twitter’dan sordum:
“Bendeniz en rezil iftiralara maruz bırakıldığımda, hayatıma kast eden saldırılara uğradığımda sahip çıktınız mı?..”
Hayır!..
“Camianın temel dinamiklerinden Muhterem Hasan Karakaya ve Büyük Dâvâ Adamı Hasan Hüseyin Maden, pis bir komplo ile terörle mücadeleye götürüldüklerinde ne kadar sahip çıktınız?
Emine Şenlikoğlu’na ne kadar sahip çıktınız?
Mustafa Kaplan’a ne kadar sahip çıktınız,
Sadık Albayrak, Yaşar Kaplan, Cübbeli Ahmet Hoca, Salih Mirzabeyoğlu, Hakan Albayrak’a ne kadar sahip çıktınız?
Anadolu’da Vakit, günümüzde birer darbe mahkumu olan paşaların organize çalışmasıyla batırılırken siz ne yaptınız?..
İmam hatip ortaokulları kapatılırken ne yaptınız?.. Vesaire vesaire…

•
Diyeceksiniz ki, “Ya bugünkü hal ne?..”
Bugünkü hal de “Müslümanların aslında birbirlerini –pek de- sevmiyor olmalarının” tezahürü.

•
Şimdi… Yapılması gereken… Dershaneler mevzuu 1 aydan evvel gündeme gelmeyeceğine göre, bu süreyi iyi değerlendirmek.
Muhterem Başbakan Erdoğan ile Muhterem Hocaefendi Fethullah Gülen arasında “vesilesi ayarlanmış” bir telefon görüşmesi…
Bundan sonra da “Mümine Müşfik Kafire Şedit” emrine uygun hareketler!..

•
“Müslümanlar Kardeştir!”
“Küfür Tek Millettir!..”