Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Dershaneler” laik eğitimin ara istasyonlarıdır

“Dershaneler” laik eğitimin ara istasyonlarıdır

Bir kesim tutturdu hizmet de hizmet…
Hangi hizmet? Veya nereye hizmet!
“Medrese” sistemi lağv edildikten sonra nesillere ne çeşit bir eğitim verildiğini hiç düşünüyor muyuz? Nerede durduğumuzu ve ne yaptığımızı biliyor muyuz?..
Medreseden fakülteleşmeye geçtik.
Medresede fen ve matematik, sosyal bilimler dersleri ayet, hadis çerçevesinde okutulurken İttihatçıların başını çektiği emperyalist hareket, Lozan masasında laik devrimle noktalandı.
Yani bilim ayetlerden soyutlanarak laikleştirildi.
İngiliz heyeti, ne zaman ki laik eğitim konuldu, hilafet kaldırıldı o zaman sözleşmeye imzasını attı. Yani bu sistem bir dayatmadır, bir İngiliz manifestosudur.
Şimdi biz Lozan’ın gereği İngiliz ayağından kendi insanımızla kavgasını veriyoruz.
İbadet aşkı ile yapışıyoruz adeta.
İktidar en iyimser hali ile Osmanlıca ile Kur’an-ı Kerim’i seçmeli dersler arasına koyabildi.
Hiç yoktan iyi de, düşünün bir kere, Müslüman olan bir ülkede Osmanlıca gibi tarihi bir konuya ışık tutan dersi devlet mecburi dersler arasına halen koyamıyor.
Bu milletin çocukları, Kur’an’ı doya doya bir laboratuvar esamisinde ele alarak inceleme ve araştırma yetkisine sahip değil. Kur’an ayetleri adeta rejimin tutsağı.
Gidin ecnebi okullara bakın, onlar da aynı sistemi seçmeli olarak uyguluyor.
Ama onlara göre din bir vicdan işidir.
Kutsal kitapları fenne, sosyal hayata, devlet düzenine, insani ilişkilere hitap etmez.
Kilise şu hali ile “Günah Çıkarma” mekanizmasıdır.
Ama Kur’an gibi bir Mürşit her yöne hitap eder.
Halimiz bu iken, hele de “hizmet” adı altında laik eğitime bu kadar paye vererek ülkede dershane kaosu çıkarmak doğru bir hareket değildir.
Feraset, kardeşlik bizim işimiz değilse kimin işidir?
Nur Hizmeti deniyorsa, bunun yeri bu sistem içerisinde şimdilik evlerdir.
Özel okullar açıldığında Hocaefendi’nin bir açıklaması aklımda kaldı.
Biz bu okulları dikkatleri o tarafa çekip ev hizmetlerini sağlıklı yürütmek için açtık demişti.
Şimdi bakıyoruz, sanki bir kesim için bu dershane işi tali iken, olmazsa olmazlardan oldu.
Bırakın Allah aşına, çocuklar yarışı kazanacağız diye “dershane manyağı” oldular.
Kendi hesabıma torunumun halini görünce yüreklerim parçalanıyor.
Çocuklar okul dershane derken çocukluklarını unuttular.
Her ay da bin lira dar gelirli için üzerine çaba.
Dünyanın birçok yerinde açılan “Türk Okullarını” bu perspektiften ele aldığınızda oralarda verilen eğitim kalitesi laik olup Kemalizm çerçevelidir. Hizmet ehli ferdi gayretleri bir kenara alarak baktığınızda görülür, o okullar fakir fukaraya değil, zengine hitap ediyor…
Bayrağı göndere indirip kaldırmakla iş bitmiyor, camiadaki sosyal kırılmayı da görelim.
Gençlerin çoğu örtüyü atmışlar, evlenenler de yekun teşkil etmese de hoşgörü çerçevesinde açıkları tercih ediyor. Bir kısım aileler de çocuklarına “hoşgörü” penceresinden baktığı için adeta Fransızlaştılar. Gelin birbirimizi kandırmayalım, gidişat aynen öyle…
Zaman zaman gittiğimiz özel okullardaki (istisnaları hem de güzel yapanlar hariç) bayram törenlerini veya özel günleri görüyoruz. Yapılan gösteriler laikçilerden daha laikçi.
“Türkçe Olimpiyatlar” diyerekten helali haramı gözetilmeden sahneleştirilen kızlı erkekli hoppasını poppasını izledik. Oysa ki benim bildiğim bu camia eskiden öyle değildi, evine bir misafir geldiğinde namahrem diye hanımı kapının arkasına gizlenirdi.
Şimdi birileri eski köye yeni adet icat edince kimselerden ses seda çıkmıyor.
Daha önce de yazdık çizdik, dershane kaosu tamamen eğitimin kalitesizliğinden kaynaklanıyor.
Öğretmen kalitesizliği, altyapı eksikliği, artı materyalist bir eğitim…
Bilgisayarın tayin ettiği öğretmenle, İngiliz’in şablonu ile bu kadar olur.
Dönüştürme ile iktidar başına iş alıyor. İleride bu okullar para isteyecek, öğrenci isteyecek, isteyecek de isteyecek. Siz de vereceksiniz, değilse yine kaos.
Anlaşılan bu buçuk sektör kolayına teslim bayrağını çekmez.
Bu işleri körükleyen arkada ayı da var dayı da var… Özellikle Başbakan’ın şahsına yönelik iktidarda gedik açmaya çalışsalar da umarım Müslümanın üstün feraseti yine galip gelecektir.
Yeter ki Müslüman halk olarak kenetlenelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi