Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kayın Peder Enişte… Bir “Hinlik” var bu işte!..

Kayın Peder Enişte… Bir “Hinlik” var bu işte!..

Gönderiliş “amacı”  hakkında en küçük bir şüphe duyduğum malzemeyi “elde patlama” ihtimalini de göze alarak demlendiririm.

Karşı tarafla mutlaka görüşmeye çalışırım.

“Kullanılma” ihtimalini her zaman göz önünde bulundururum.

Hatta, o kadar ileri giderim ki bazen sorularımı “noter” tasdiki ile gönderirim –ki kıvırmaca olmasın.

Şükürler olsun en zorlu dönemlerde habercilik yapmış olmamıza rağmen her seferinde “Nakavt” çektik itiraz edenlere.

Çalıştığımız mevkute, saldırılara o kadar kesin karşılıklar verdi ki…

Cevaplar o kadar kesinlik arz etti ki, manşetlerden, sürmanşetlerden “Nakavt” ilanı yapıldı.

İcra Kurulu Başkanımız Muhterem Mustafa Karahasanoğlu bilirler; ülkenin hayrına olmayacağına inandığımız birçok malzemeyi çöpe atmışızdır.

Art niyetliler tarafından servis edildiğini gördüğümüz nice malzemeyi yok etmişizdir.

Bir de…

Akrabalık ilişkileri var…

Bir kişinin yaptığı hatadan dolayı bu işlerle alakası olmayan bir başka kişinin mağdur olmaması için kılı kırk bin yarmışımdır.

Mesela…

“Eniştesi yolsuz çıktı!..”

Bu benim tarzım değildir.

Hiç kimse bütün akrabalarına kefil olamaz ve bir kişinin yaptığı bir başkasını bağlamaz.

Siz, “Enişte ile Kayınbirader” arasında bir “yolsuzluk” köprüsü olduğunu belgelemişseniz, bu konuda elinizde kesin deliller varsa, her iki tarafla da görüşmek için elinizden geleni yapmış, haberi “Kemal”e erdirmek için gerekli çabayı sonuna kadar ortaya koymuşsanız tamam…

Bir “gazete”nin  televizyonlardan “yılın gazetecilik olayı!” diye döndüre döndüre verdiği haberde gerçeğe ulaşma değil, saptırmalarla hedef alınan siyasi yapıyı yıpratma çabası dikkat çekiyor:

“Filanca Bakan’ın kayınpederinin yediği haltlar!..”

“Başbakan’ın en yakın danışmanının eniştesinin yaptıkları!..”

“Vay anasını sayın seyirciler!..”

“Ne biçim akrabaları var!..”

“Aha, eniştenin ve kayınpederin konuşmalarını da kaydettirdik.”

“Savcılara vermeye hazırız!..”

Muhteviyat mealen bu.

Lalar büyük…

Peki ya gerçekler?

Ortada, “Kayınbiraderi” ya da “Damadı” bağlayan bir durum var mı?..

Bir ses kaydından bahsediliyor…

O “gazetede” yayımlanan ses kaydı çözümüne baktık; kayınbirader veya damadı ilgilendiren bir husus yok.

Var olan ne?..

İşte; 

Enişte “Bakanlıktan bir takım bürokratlara rüşvet verdiğini” iddia ediyor…

Kaydın gerçekten var olup olmadığı, var olsa bile legal yollardan elde edilip edilmediği bir yana…

Esas mevzu gayet politik!..

Enişte denilen Başbakan’ın en yakın danışmanlarından, AK Parti Milletvekili Yalçın Akdoğan’ın eniştesi.

İddialara hedef olan bir başka isim de Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın kayınpederi.

Bir de isimleri gizlenen daha doğrusu var olduğu öne sürülen bakanlık bürokratları var.

Haberi cazip hale getiren ve bundan dolayı da manşetinden spotuna, neredeyse her satırının altı özenle çizilen Enişte-Kayınpeder mevzuu…

Yalçın Akdoğan’a atfedilen tek “suç” (!!), suçlamalara hedef olan şahsın kayınbiraderi olmak!

Suat Kılıç ise, suçlanan bir başka ismin damadı olmaktan dolayı suçlu (!!) bulunmuş!..

Ortada suç var mı yok mu belli değil ama ilan edilmiş iki suçlu (!) var:

Suçları (!) da enişte ve damat olmak!..

“O gazeteye itibar eden Marjinal Kemalist kesim daha iyi anlasın” için bir misal;

Büyük Atatürk’ün akrabalarından herhangi birinin işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı Atatürk’ü suçlu ilan etmek gibi bir durum bu!..

Hele ki, Büyük Atatürk o akrabası ile dargın ise…

Ve üstelik o akrabası hakkında “ismimi kullanıyor” diye suç duyurusunda bulunmuş ise!

Atatürk’ü sırf öyle birinin akrabası olduğu için suçlamaya kalkan bir zat hakkında kesinlikle 5816 Sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu’ndan dava açılır.

Bunu yapan da, kurtuluşu yok, bir ile beş yıl arasında değişen hapis cezalarından birine çarptırılır!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi