Son zamanlarda ülke genelinde bir öfke ve endişe hakim… Ülke olarak daha önce bu kadar ağır bir sınavdan geçtiğimizi hatırlamıyorum…

Bakış acımız değişti, zembereği boşalmış saat gibi, telleri kopmuş, ayar tutmaz saz misali, sevgi ve saygı ayarımız bozuldu. Beş vakit aynı kıbleye yöneldiğimiz, kardeş diye bağrımıza basıp sırdaş olduğumuz, kardeşlerimizle ayrı düştük. 

Allah adına yola çıktıklarına inandığımız, güven duyup teslim olduğumuz ve hiçbir fedakârlıktan çekinmeden; emrine amade olduğumuz kişi ve yakın çevresinin ihanet derecesindeki yanlışları karşısında şaşkınız…

İslam adına Müslümanlara yol gösterici olduğuna inanılan kişinin bir başka Müslüman’a firavun diyemez, asla beddua edemez. Çünkü İslam ahlakı ve terbiyesi bunu emreder. Fethullah Gülen Hoca’nın ekranlara yansıyan, kendilerine hiç yakıştıramadığım öfke, kin ve düşmanlıklarla dolu sözlerini, el-kol hareketlerini görünce doğrusu hayretler içinde kaldım. 

Onun şahsına ve cemaatine duyulan güvenle oluşan o muhteşem itibarı “iki zar uğruna tüm servetini kaybetmiş kumarcı” misali kendisini ve saygınlığını yok edecek yanlışlara neden düştüğünü hala anlamış değilim.

Vatikan’da papanın huzurundan ayrılırken geri geri çekilerek, sevgi, hürmet ve saygı gösteren Fethullah Gülen; bugün, bu milletin seçtiği Başbakana Firavun diyerek beddualar ediyor olmasını gerçekten anlamak mümkün değil.

Bu bir akıl tutulması veya bir klinik vaka mı? Bilenler söylesin bizde bilelim.

ŞİMDİ SORUYORUM:

Fethullah Gülen hoca şimdiye kadar, İslam dünyasında işgal ve sömürüsünü sürdüren ve milyonlarca Müslüman’ın sistematik şekilde acımasızca katline sebep olan Amerika’ya ve müttefiklerine veya Filistin’i yakıp yıkan İsrail’e uyguladığı devlet terörü için böyle bir beddua etti mi?

İnsanın kanını donduran vahşi saldırı ve soykırıma dönüşen toplu katliamlarını hiç kınadı mı?

Amerika’yı neden sığınma limanı seçti? Musevi lobileri ile çok yönlü ilişkiler ne için yapılıyor?

Dünya genelindeki okulları üzerinden toplanan istihbarat bilgileri, o gizli ilişkilerin devamı için CIA’nın dışında hangi ülkenin istihbarat servislerine veriliyor?

Göstermelik Türkçe olimpiyatları ile göz boyayan şovlar bir kenara; Müslümanlardan toplanan paralarla dünya genelinde açtığınız okullarda Amerika ve egemen güçlerin hizmetine eleman yetiştirmenizin sebebi nedir?

Müslümanların himmetiyle kurulan televizyon ve gazetelerde; şer güçlerin borazanlığının yapılıyor olması emanete ihanet değil mi?

Hizmet Hareketi olarak; şer güçlerin kışkırtıcı planlarına çanak tutacak şekilde, gece gündüz yayınlar yaparak; hükümet aleyhinde karalama kampanyasına taraf olmak vicdanınızı sızlatmıyor mu?

Bu ülkeyi seven, bu millete hizmet için yola çıkan, hele hele İslami söylemleri kendine ilke edinen bir “Hizmet Hareketi” dış güçlerle işbirliği içinde kendi ülkesinin milyarlarca dolar kaybına sebep olacak operasyonun bir parçası olur mu?

CEMAATİN İÇİNDE İTAAT KÜLTÜRÜ 

GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Altını çizerek ifade etmek isterim ki;

Hizmet Hareketi’nin tabanı ile AK Parti taraftarları arasında hiçbir sorun yoktur. Çok samimi olan bu taban; tavandan yapılan ihanet derecesindeki yanlışları yıllardır sorgulamayacak kadar da samimi bir teslimiyet içindedir... 

Onlar beş vakit aynı kıbleye yöneliyorlar ve hiçbir sorun söz konusu değildir. Kur’an-ı Kerim’i rehber alarak yola çıkanlar farklı yollardan gelseler de bir kavşakta buluşup kucaklaşırlar yeter ki; İslam’ın temel doğruları ilke olarak benimsenmiş olsun.

Bu gerçekten hareketle biat ve itaat kültürü yeniden gözden geçirilmeli...“Vardır bir hikmeti” diyerek yanlışa kılıf uydurmak yerine; kim olursa olsun İslam’ın temel doğrularında olmayan söz, hareket, tavır, ilişki ve bağlantılar mutlaka sorgulanmalıdır. 

“Kimse günahtan münezzeh değildir” gerçeğinden hareketle aynı manevi iklimi yaşayan insanlar aklını başına almalı. 

Bu gün ateşli bir intikam duygusu içinde olmak yerine, cemaat öncülerinin niyet ve samimiyetleri araştırılmalıdır. 

Unutulmasın ki cemaat yönetmekle devlet yönetmek aynı şeyler değildir… Sorumlulukları farklıdır. Kumandalı televizyon gibi uzaktan bu ülkeyi karıştırmak isteyenler kim olursa olsun büyük bir yanlışın içindedirler…

Allah için itaat ederek hizmet kervanına katılanlar bu safhadan sonra o yanlış ve kirli ilişkiler ile günahlara alet olmamalıdır… Çünkü kişilere değil, Allah’ın emrettiklerine teslim olanlar ve onun emrettiklerini hayatında uygulayıp; haram kıldıklarından sakınanlar cennete girecektir...