Serdar Demirel

Serdar Demirel

Oyunu halk bozar

Oyunu halk bozar

Başarılı bir hükümet dışarıdan düşürülmek isteniyorsa, içeride mutlaka işbirlikçilerin bulunması gerekir. Başarılı bir hükümete içeriden ihanet edilecekse de, ihanete denk görünümde, ihaneti örtecek çapta bir gerekçe bulunması gerekir. İhanet ne kadar büyükse gerekçesinin de o kadar büyük olması hesaplanır. Bu söylediklerimi 17 Aralık’ta başlatılan “yolsuzluk” iddialı operasyonla beraber düşünün.    

2013 yılında, AK Parti Hükümeti kendisini en güçlü hissettiği, özgüvenin zirve yaptığı bir zaman diliminde düşürülmek istendi. Mayıs ve Aralık aylarından bahsediyorum. IMF’ye borçların sıfırlandığı, 3. Boğaz Köprüsü, 3. Havaalanı, Nükleer santral anlaşması, Kanal İstanbul gibi Türkiye’nin yıldız projelerinin start aldığı Mayıs ayında “ağaçları korumak” gibi son derece masum bir gerekçenin arkasına sığınılarak Gezi kalkışması yapıldı. 

Hükümetin kendisini çok güçlü hissettiği ve dolayısıyla hiç beklemediği bir ânda harekete geçtiler. Hükümet cihetinden sâdır olan bazı yanlışların sebebini bu huruç hareketine karşı hazırlıklı olmamasında arayın. 

Son kalkışmaya gelelim. Türkiye’nin 150 yıllık rüyası olan Marmaray’ın açılışının ardından, Kürt sorununun çözümü için Diyarbakır’da Başbakan’ın Mesut Barzani, Şivan ve Tatlıses eşliğinde önemli bir hamle başlattığı bir zaman diliminde “dershaneler” kavgasıyla başlattılar. Önce Hükümet’i itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Bu meşru zeminde “yolsuzluk davası” açtılar. 

Başarılı bir hükümete bunları neden yapıyorlar dersiniz? 

Yaşananların üzerindeki sis perdesi aralanmaya başladıkça halk gerçekleri görmeye başladı. Hedef, “Yeni Türkiye” olmanın önünü kesmek… 

Halka mâzisini hatırlatarak önüne 2023 hedefleri, 2071 vizyonu koyan bir hükümetin üstüne gelirler. Zira bu ülkeye güç veren, halkın umudunu artıran büyük projeler başkalarının da uykusunu kaçırır.

Dış politikada mazlumdan yana zâlimin karşısında olursanız, bunu affetmezler: İşgal altındaki Filistin’e destek, Mısır’da cunta yönetimine karşı halkın yanında, Suriye’de izzetinin peşinde koşan mazlum halktan yana siyaset güderseniz bunun bedelini ödetirler.

Burma’da evi barkı ve canlı bedenleri ateşe verilen Müslümanlara yardım eli uzatırsanız, size; “Burada ne işiniz var?” derler.

Patani’den, Filipin’den, Endonezya’dan, bilmem Afrika’nın hangi ücra köşesinden yetimleri getirip okutup onlara kol kanat gererseniz, “Ne oluyor arkadaş? Neyin planlarını yapıyorsunuz?” derler.

Bangladeş’te Cemaat-i İslami Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla’yı idam sehpasından kurtarmaya çalışırsanız, “Siz çok olmaya başladınız” derler.

IMF’ye olan borcunuzu sıfırlar ve borç vermeye kalkarsanız “Haddini bil!” derler. Faiz lobisinin tıkırında işleyen çarkına çomak sokarsınız sizi affetmez, gitmeniz için düğmeye basarlar.

Dünyanın en büyük havaalanını yapmak da ne oluyor? Montrö anlaşmasını işlevsiz kılacak İstanbul Kanal projesi de nereden çıktı? Niye nükleer santral peşinde koşuyorsunuz? Çin’le füze anlaşması imzalayarak NATO’ya bağımlı olmaktan niçin çıkmaya çalışıyorsunuz? Boğazın altından tünel açmak, trenler geçirmek, kendi silahını, tankını, pilotsuz uçağını, uydusunu yapmak gibi kendi kendine yetme çabaları bedelsiz mi kalacak sanıyorsunuz?

Son 10 yılda 100’ün üzerinde üniversite açmak ne demektir bilir misiniz? Hele devletin hükümet eliyle “Yeni Türkiye” demesi, mâziyle ilişkimizde reddi mirastan vazgeçmesi ne büyük bir meydan okumaktır, farkında mısınız?

‘12 yıl sonra cihan devletiyiz!’ demişti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. Bundan ürken bölge ve küresel aktörler yapılmak isteneni “Yeni Osmanlıcılık” diye kodlamıştı zaten. Türkiye sistem dışına çıkmaya çalışacak da buna izin vereceklerini mi sandınız!

Başbakan Erdoğan’ın uluslararası arenada küresel vesayet sistemini eleştirmesi, eşit statüyü tesis edebilmek üzere, “Dünya beşten büyüktür” sloganıyla Birleşmiş Milletler’in çarpık ve sömürüye dayalı yapısının değişmesini talep etmesi affedilir mi sandınız. Kol bükme hamlesini Türkiye’ye karşı değil de kime karşı yapacaklar?

Komplo büyük. Üç önemli seçim öncesinde Türkiye üzerinde yıkıcı oyunlar oynanıyor. Bunda rol alanları tarih affetmeyecektir. Ahirette de hesabını veremezler. Bu oyunları ise, Allah’ın (c.c) izniyle, halkın Hükümet’e kararlı sahip çıkması bozacaktır.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Serdar Demirel Arşivi