İkbali için Türkiye’yi karıştıran zihniyetlerin “mücahit”, 3 beyazın en zararlısı Zekeriya Beyaz’ın “profesör”, tektipçi CeHaPe’nin “halk partisi”, kindar Levent Kırca’nın “komedyen”, Bedri Baykam’ın “sanatçı”, Ajda Pekkan’ın müslüman milletimizin “süper temsilcisi”, Zekeriya Öz’ün “adaletçi” olduğu bir ülke..! Bu kabustan bir an önce uyanmak gerek! Tam uyandık derken ya millet “zillete” düşüyor yahut dışarıdan bir el “içeriye” doğru uzanıyor. Planlar toplumun yapısına enjekte edilerek yapılamazsa direkt müdahale geliyor. Bu müdahale önceden yerleştirilmiş hazır kıtalar ve şahıslar üzerinden yapılıyor. Bu hazır kıtaların arasına samimi duygularla düşmüş insanlar ise büyük bir hayal kırıklığı ile ne yapacağını şaşırıyor! Bizim hep tenzih ettiklerimiz de bunlar! Artık bu tenzih ettiklerimiz de gerçeği görmeli! En iyisi olimpiyatlara bakmak! 

Yukarıda ismini zikrettiğimiz kişileri güya Türkçe Olimpiyatları’na da çağırmak gayet faydalı olur. Bunların yanı sıra önümüzdeki olimpiyatlara Nur Serter, Kemal Kılıçdaroğlu, Emin Çölaşan, hâlâ ölmemişse diyalog adına Ariel Şaron, Şimon Peres, Halk Tv ve Ulusal Tv’nin tüm yönetici ve çalışanları da çağrılmalıdır. Bir de sembolik olarak birkaç “penguen” sahneye konabilir! Belki çok acil bir belgesel lazım olursa anında kullanılır!

En önemlisi de şarkılar değil mi? Türkçe’mizi seviyorum, ancak onun “şahsi emellere alet” edilmesi, bir amaç olmaktan ziyade “araç” olması düşündürücüdür. 4 sene Türk Dili ve Edebiyatı eğitimini severek aldım. Severek dediysem şu berbat “Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı’ndan bahsetmiyorum. Mümkünse çocuklarınızı Recaizade Mahmut Ekrem, Namık Kemal, Şinasi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Mithat Efendi gibi şahısların eserlerinden uzak tutun! Ama ne mümkün, bizdeki tektipçi ve dayatmacı eğitim sistemi devam ettiği için okullarda biz istesek de istemesek de bu kişiler ve günümüz için artık saçma olan eserleri okutulmaya devam edilecek. Zira bu kişilerin yazdığı kitaplar türünün ilk örnekleri olması dışında hiçbir “manevi ve geliştirici” özellik taşımıyor!  

Gelelim olimpiyatlara! Türkçe’ye ne kadar katkısı var bilen yok! Çünkü elimizde somut istatistikler yok! Gülen Grubu’nun medyası neyi gösteriyorsa millet onu görüyor! Tıpkı yurtdışındaki “Türk Okulları” gibi! Bu konu daha hiç konuşulmadı değil mi? Yani bu okulların Türkiye’ye ve ümmete katkısı nedir? Sadece soruyorum! Bunca kirli “operasyon” sonrası yıkılan tabular akıllara yepyeni sorular getirecektir. Dünyanın dört bir yanında okullar var ve “hizmet” ediyorlar deniyor; sadece bir cümle! Peki bu okullardakiler de Türkiye’deki Gülen Grubu’nun işbirlikçi yapısı şeklinde mi hizmet ediyor? Daha açık konuşalım, bu okullar gerçekten Türk Okulu mu? Sahiden bilen varsa anlatsın, kulaktan dolma bilgi istemiyoruz, hayallerinizdekini değil gerçeği istiyoruz!

Çok merak ediyorum bu olimpiyatlarda söylenen şarkıları cemaatin önde gelen isimleri hiç çekinmeden söyleyebilir mi? Mesela “Ankara’nın Bağları” şarkısında geçen “Ne zaman sarhoş oldun da kaldıramıyon kolları” kısmını sayın Gülen bizzat söyleyebilir mi? Hiç sanmam, söyleyemez, tasvip de etmez! Peki kendi tasvip etmediğiniz bir şarkıyı neden küçük çocuklara okutarak zihinlerine kazıyorsunuz! Bu ne perhiz, bu ne çiğköfte! Biliyorum lahana turşusu olacak da bu ara çiğköfte moda! Veeee ufak bir liste:

“Batsın Bu Dünya” şarkısını tabi orijinal haliyle söylemeyeceksiniz, sözleriyle oynayacaksınız. Bu şarkıyı “Batsın bu Türkiye, yaşasın kendi grubumuz” diye söyleteceksiniz. Gencebay Orhan’a telifi ödemeyi unutmayın! Baktınız Gencebay yüksek telif istedi, anında bir beddua! Adam üstüne para bile verebilir!

“İğne attım tarlaya, vıy vıy zalım zalım” şarkısını Hakan Şükür okusun! Ama o şimdi Amerika’da! İğneyi attı ve gitti! Müflis tüccar gibi eski defterlere koştu. Partiden istifa herkesin hakkı, ancak talimat hissi uyandı mı ne sevgi kalır ne sadakat! Bir iğne bir balonu patlatır, ama hiçbir iğne betonu delemez; zedeler ama delemez! En iyisi o iğneleri tarlaya atmak.

 Alternatif şarkı listeleri epey var. Bakalım önümüzdeki olimpiyatlarda da yine şarkılar, halaylar olacak mı? Ne var bunda diyebilirsiniz? İyi de kardeşim bunları bir köyün koruma ve yaşatma derneği yapmıyor; İslam’ı temsil eden ve cihad ettiğini söyleyen bir cemaat yapıyor! Saç saç 100 Milyar’ı dış güçlere, Yazdığın son mektup şu an elimde (Gülen’in mektubuna binaen), Allah belanı versin sana gelen bana gelsin, Yıkılasın yaban eller gibi şarkıları da önümüzdeki olimpiyatlarda listede görürüz artık! Allah’ın yarattığı dilimizi seviyoruz, diğer dillere “ayet” olması hasebiyle saygı duyuyoruz. Dinimiz ise bizim her şeyimiz! Ancak bunları “araç” haline getirdiğiniz gün bütün “amacınız” bir gün ortaya dökülür. Başta kafası karışanlar gerçeği görmeye başladıkça “ayağa takılan gölgeler”den kurtulma zamanı gelmiş demektir!