Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

Agarofobili panik atak

Agarofobili panik atak

Yıldız hanım, 36 yaşlarında altı yıllık evli, bir kız çocuk sahibi çalışan bir hanımdı. İlk panik atağını, iş yerinde çalışırken yaşamıştı. O günü hiç unutamıyordu. İş yerinde patronuyla konuştuktan sonra, o an birden kalp çarpıntısı başlamıştı. Çarpıntı ile birlikte göğsünden başlayıp yukarı doğru yayılan sıkıntı, kendini, daha da kötü hissetmesine yol açmıştı. O an başı ve kolları uyuşmaya başlamıştı. Sanki beyin kanaması geçirdiğinden şüphelenip, müthiş bir korkuya ve kaygıya kapılmıştı. Eşine hemen haber verip, bir hastanenin aciline kendisini zor atmıştı. Kendisine gerekli tahliller ve tetkikler yapılmış ancak, fiziksel bir sorun bulunamamıştı.

 Eşi ile altı yıllık bir evliliği vardı. Eşiyle severek evlenmişlerdi. Nişanlılık dönemindeki Kamil bey, evlilikle birlikte çok değişmişti. Eşi çok aşırı derecede kıskançtı. Beyi, onu işyerindeki erkeklerden bile kıskanmaya başlamıştı. Artık eşinin istekleri beklentileri doğrultusunda davranır olmuştu. Eşi Kamil bey adeta Yıldız hanımı yönetir olmuştu. Yıldız hanım da eşini çok seviyordu ve bir kızları vardı. Sırf bu sorun yüzünden boşanmak da istemiyordu. Ama kendini son derece mutsuz hissediyordu.

Yıldız hanım, üç çocuklu bir ailenin en son çocuğuydu. Ablası eşinden ayrıldıktan sonra baba evinde yaşamak zorunda kalmıştı. Yıldız hanımın mimar olan bir de abisi vardı. Abi son derece otoriter, soğuk biriydi. Ailede daima otorite konumunda olan abisiydi. Baba yaşlı, uysal evlatları üzerinde otorite kuramayan bir babaydı. Babanın kuramadığı otoriteyi Yıldız hanımın abisi kendine göre kurmak zorunda kalmıştı. Eşinden ayrılan ablasının her türlü hareketine de abi karışıyordu. Yıldız hanım eleştiriden sıkılmıştı. Eşi onun için ne ifade ediyordu? Eşi, hayatında olmasa onun için hayat daha mı iyi olurdu? Daha mı az stres yaşardı. Kafası çelişkilerle doluydu. Eşinin kısıtlamaları yüzünden kendi yaşamında bir etkinlik gösteremiyordu. Yaşananlar nedeniyle mutsuz ve umutsuzdu. Enerjisi adeta tükenmişti. Son zamanlarda Yıldız hanım sokağa dahi çıkamaz olmuştu. Sokağa çıktığında işe giderken bile kalabalıklar boğuyordu kendisini. En büyük endişesi sokağa çıkarsa ya panik atak gelirse ya kalp krizi geçirip bayılırsa, ya kontrolünü kaybederse gibi kaygı dolu düşüncelerle boğuşuyordu. Ya düşüp bayılırsa rezil olacaktı, kendisine kim yardım edecekti. İnsanlar kendisi hakkında neler düşüneceklerdi? O sırada bunaltısı o denli yüksek oluyordu ki, kendi kontrolünü yitirip kontrolsüz bir şeyler yapmaktan korkuyordu...

 Yıldız hanım bu kaygılar ve korkularla boğuşurken son panik atağını yaşadıktan sonra merkezimize başvurdu. Öncelikle danışanıma panik atak, kaygı ve agarofobi hakkında psikoeğitim verildi. Sonra Yıldız hanımın kaçındığı durumların derecelerini belirledik. Önemli belirtilerin özelliklerini, şiddetini, sıklığını ve panik nöbeti ortaya çıkartan durumları değerlendirdik. Daha sonraki seanslarda panik nöbeti ortaya çıkartan durumlara aşamalı olarak maruz bırakma tekniği uyguladık ve panik geldiği zaman panik belirtilerini tanıma ve azaltma becerileri eğitimi verdik. EMDR tekniği ile de ilk panik atak şikayetini ortaya çıkartan travmatik anıları çalıştık. 10 seans sonunda danışanımın panik atakları kayboldu ve dışarıya rahatça çıkabildi.

Değerli okuyucular, panik atak yaşayan kişilerde atak sırasında; terleme, üşüme, ürperme, uyuşmalar, bayılma korkusu, kalp krizi geçirip ölme korkusu, kontrolünü kaybetme korkusu, nefes darlığı, göğüste sıkışma, baş dönmesi, soluğun kesilmesi gibi belirtiler görülür.
 Panik atakla birlikte sıklıkla agorafobi görülebilir. Bir panik bozukluk tipi olarak bilinen agarofobi hızlı bir baş dönmesi ya da ishal olabilme ihtimali ya da herhangi bir sorun düşünülerek dışarı yalnız çıkmaktan korkma duygusunu hissettiren bir rahatsızlık biçimidir. Özellikle bir panik sırasında yardımsız kalma ya da rezil olma korkusudur aslında... Agarofobisi olan insanlar ev gibi güvenli bir yerden uzak kalmaktan korkarlar. İki tür korku vardır; özel durumlardan korku ve korkunun kendisinden korku...

Agorafobik kişi, yaşamakta olduğu panik atak ile içersinde bulunduğu ortam arasında bir bağlantı kurar. Örneğin, ilk paniğini asansörde yaşayan bir kişinin, bir daha asansöre bindiğinde benzer panik belirtilerinin oluşması beklentisi içine girmesi gibi. Agorafobikler, açık alanlardan korkmakla birlikte, bu korku agorafobinin temelini oluşturmaz. Panik atak yaşayan bazı kişiler, bir panik atak ortaya çıktığında onunla baş etmek için yeterli enerjilerinin olmadığını düşündükleri yerlerden de uzak dururlar. Örneğin bir danışanım daha önceleri son derece usta bir şekilde araba kullanan kişiyken, panik ataklarının yolculuk sırasında ortaya çıkışlarını izleyen bir dönemde; paniğin güvenli araba kullanma yeteneğini ortadan kaldıracağına inandığı için araba kullanmaktan kaçınmaya başlamıştı.

Agarofobi kadınlarda erkeklerden 10 kat daha yaygındır. Bu belki de kadınların endişeli ve bağımlı olmaya daha yatkın olmalarından kaynaklanır. Kadınlar, çocukluklarında kendilerini savunamayacakları düşüncesiyle çok fazla koruma altına alınırlar. Genellikle yeteneklerini, özbecerilerini geliştirme şansı elde edemez ve kendilerine güven oluşturamazlar.

Agarofobili panik atak tedavisinde bilişsel -davranışçı terapi ve EMDR tekniği bir arada kullanılmalıdır. Uyku bozukluğu, paniğin dışında ağır düzeyde depresyon varsa mutlaka psikoterapinin yanısıra ilaç tedavisi de uygulanmalıdır.

Paniksiz, rahat günler geçirmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.

PSİKOTERAPİST

DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0 506 401 79 91

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kıvanç Tığlı Arşivi