Serdar Arseven

Serdar Arseven

28 Şubat bitti mi?

28 Şubat bitti mi?

Tezgâhları iyice gün yüzüne çıkmış bulunan “yapı”, 28 Şubat sürecinde de bugünküne benzer tavır takınmıştı.

Rahmetli Erbakan Hoca’ya “istifa” çağrıları, bir kısım medyaya “Erbakan’ı sevmiyorum!” şirinlenmeleri, imam hatiplerin kapatılmasını istemeler, başörtüsü emrine ilişkin çarpık değerlendirmeler, Genelkurmay’a gidip adam-gazete jurnallemeler (Ki bunu kelle mensuplarından biri alenen ifade etti!), yeni hükümet modeli üzerine pazarlıklar…

Ardından ara dönem hükümetlerine destek, bir “sol” partiye oy verilmesi yönünde “fetvalar”…

*

Bu adamlar…

Bugün yolsuzluk varmış da karşıymışlar!..

Montajınızı, dublajınızı, iftiranızı sevsinler; bu ülkenin bankaları çatır çatır soyulurken nerelerdeydiniz?..

*

Bugün 28 Şubat darbesinin yıldönümü.

Geçtiğimiz günlerde de Rahmetli Erbakan Hoca’yı vefat yıldönümünde andık…

Andık ve kendimizi çok ama çok borçlu hissettik!..

Şu hale bak; milyonlarca vatan evladının hayatını kaydıran, memleketi soyum soyum soyan ve soyduran, ülke kaynaklarını hortumlayan ve hortumlatan alçak¸ rezil, müfteri, terörist, uşak, hain “bir kısım medya” takımı yine sırça köşklerde.

Hiçbir şey olmamış gibi.

 Recep Tayyip Erdoğan, son grup toplantısında 28 Şubat davasının birileri tarafından sonuçsuzluğa doğru sürüklenmek istendiğine dikkat çekti.
Evet, aynen öyle!..

Sonuçsuzluğa doğru!..

*

Hayır bunu kabullenemeyiz!.

O sütü bozuk darbecilerden hesap sormak hepimiz için insanlık vazifesi!..

Biz o süreci saniyesi saniyesine yaşadık, darbenin soğuk nefesi ensemizdeyken milim geri adım atmadık, aksine üzerlerine üzerlerine gittik.

O süreçte direnişin kıvamını koyu tutmak için elimizden ne geliyorsa yaptık.

Ne var ki…

Gerimizdeki sayfaların Allah’a şükür tertemiz olması sorumluluğumuzu ortadan kaldırmıyor.

Kendimizi rahat hissetmiyoruz, ülkemize bunca zarar veren alçaklar plazalarında keyif çatarken, biz huzurlu olamıyoruz!..

Kendimizi borçlu hissediyoruz, 28 Şubat darbecilerinin geleceklerini çaldıkları evlatlarımıza karşı!..

O günün darbeci medyası bugün yine ayakta ve yeni bir darbe girişiminde.

Bu nasıl oluyor?..

O günün beşli çete üyelerine dokunan olmadı.

O gün zâlim diktatörleri, bugünün emeklileri serbest.

Kim ne yaptıysa yanına kâr kalıyor…

*

Bugün diyoruz ki, “Bu darbe girişimi cezasız kalmayacak!”

Evet…

Bu darbe girişiminin cezasız kalmaması için, ülkenin karşı karşıya bulunduğu bu yeni darbe girişimini daha fazla hasar görmeden atlatabilmesi için sonuna kadar destek veriyoruz.

Önümüzdeki yerel seçim gerçekten de çok önemli.

İnşallah yine Milli İrade kazanacak.

Bu da yönetenlere yeni sorumluluklar yükleyecek.

O sütü bozuk 28 Şubat darbecilerine sandık tokadını indirerek AK Parti’yi iktidara getiren bu asil milletin beklentilerinden biri de sütü bozukların hak ettikleri cezalara çarptırılmalarıydı.

Bu süreçte çok önemli adımlar atıldı, 28 Şubat zihniyetinin yasaklarından, adaletsizliklerinden önemli bir bölümü ortadan kaldırıldı.
Bunları takdirle dile getirmemek insafsızlık olur.

Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi hak ve özgürlük alanının epeyce genişlemesini sağladı.

Bununla birlikte, hak ve özgürlük alanındaki kazanımların kalıcı hale getirilmesi için atılması gereken bazı ilâve adımlar olduğunu da görüyoruz.
Darbe zihniyetinin ürünü YÖK, o katı mevzuatla devam ediyor.

Bugün için o yapıyı yönetenler “iyi adam”lar olabilir ama ya yarın?..

Bunun gibi, yönetimin el değiştirmesi halinde ülke insanına yine kan kusturmak için kullanılmaya hazır birçok kurum var, birçok da mevzuat maddesi.

Ne vakit ki hak ve özgürlükler gelen “hiçbir yapı”nın ortadan kaldıramayacağı sağlam esaslara bağlanır, o vakit “tamam” deriz.

Ne vakit ki 28 Şubat darbesine taşeronluk eden “medya-sivil toplum” mensuplarının hak ettikleri cezaya çarptırıldıklarını görürüz…

O vakit, “28 Şubat bitmiştir!” deriz.

Birçok önemli adım atıldı, birçok mesafe alındı ama son vuruş gerçekleşmeden 28 Şubat bitmez!..

*

Bitmesi için bir defa daha destek vereceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi