Serdar Arseven

Serdar Arseven

Paralel Yapı’ya “bilmeden” katılana takibât yok!..

Paralel Yapı’ya “bilmeden” katılana takibât yok!..

evlet’in ajansından haber:

“TİB’de yürütülen inceleme soruşturmalardan elde edilen verilere göre, 2012 yılında 257 bin 454 kişi, 2013 yılında 252 bin 062 kişi olmak üzere toplam 509 bin 516 kişinin dinlendiği tespit edildi.”

Şu hale bak; yarım milyon vatandaş!..

Niçin?..

Bir yapı bunca insanı niye dinler?..

Hedefi nedir?..

Böyle bir örgütü hangi devlet “hoşgörü” ile karşılayabilir?

Bu öyle bir zihniyet ki, herkesi potansiyel “düşman” olarak görüyor.

“Bir yerde yoksan hiçbir yerde yoksundur!” lafından “feyz” (!) alarak, her yerde olmaya çalışıyor.

Her yeri ele geçirmeye çalışıyor.

Tezgâh tezgâh üstüne…

İşte bir tezgâh daha:

“Allah rızası için oyunuzu CHP’ye vereceksiniz!” diyen  “tepe yönetimi”, şimdilerde “Bu seçimi ‘Uzun Adam’ kazanırsa, ‘camia’da kim var, kim yoksa silindir gibi ezer geçer!” korkusunu empoze etmekte.

¥

O yapıyı iyi bilen AK Parti yöneticilerinden Sayın Hüseyin Çelik’i ziyaret ettim ve bu “tezvirât”tan bahsettim.

Dedi ki;

“Kim unutabilir kardeşim, bu CHP zihniyeti elif ba cüzünü bile yasaklıyordu. Ufak risaleleri suç malzemesi sayıyordu. Nur talebelerini oradan oraya sürüyor, süründürüyordu. Bu zulüm, DP ve AP iktidarı dönemlerinde de devam etti. Risale-i Nur talebeleri destek verdikleri partilerin iktidar dönemlerinde bile büyük zulümlere muhatap oldu. İktidardaki partiler duruma hâkim değildi. CHP ile özdeşleşmiş bir devlet görevlisi tipi vardı. CHP’nin temsil ettiği, yönlendirdiği devlet, bir zulüm vasıtasıydı. CHP zihniyeti  Nur talebelerine karşı topyekûn savaş yürüttü hep. Risale-i Nur  ruhuna karşı savaş yürüttü. Birçok Risale-i Nur talebesi, 163 mağduru oldu. Merhum Özal iktidara gelip de kaldırıncaya kadar bu 163 zulmü devam etti. Ondan sonra da zulüm başka maddeler ve keyfi uygulamalarda sürdürüldü. AK Parti döneminde Risale-i Nur talebeleri en rahat, en verimli dönemlerini yaşadılar. Hal bu iken birilerinin ‘Yok 28 Şubat geri geldi, yok sürek avı başlattılar’ yollu laflarına izanı olan itibar etmez.”

¥

“Başbakan Erdoğan her vesileyle Paralel Yapı’nın temizleneceğini söylüyor. Bu temizliğin kapsamı ne olacak?”

¥

Sayın Çelik, devletin suç işleyenlere karşı kayıtsız kalamayacağını dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın dediği doğrultuda bir takım operasyonların “hukuka uygun” olarak gerçekleştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirttikten sonra dedi ki:

“Bir şekilde o yapı içinde bulunmuş herkesin işleme tabi tutulması gibi bir durum asla olmayacak. AK Parti’nin derdi hukuka aykırı işler yapanlarladır. Sürek avı CHP’den beklenir. Bugüne kadar Risale-i Nur talebelerinin karşılaştıkları bütün zulümler CHP zihniyetinden gelmiştir.”

¥

Yok “Cadı avı”, yok “McCarhthy dönemi” filan…

Bir de “28 Şubat” vurgusu!

“Siyonizm”in Refahyol’u devirme operasyonuna tam destek veren, “Siyonizm”in hedef aldığı rahmetli Necmettin Erbakan’ı vurmak için canlı yayınlarda darbeci medyanın arzusu doğrultusunda laflar eden ruh!..

Destek verdiğiniz sürecin geri gelmesinden mi korkuyorsunuz, hem de 28 Şubat darbesinin “medya ve sivil toplum” ayağı ile yine “kolkola” vererek milli iradeye cephe aldığınız bugünlerde!..

“Dinleme” skandalının bütün boyutlarıyla gözler önüne serildiği bugünlerde.

Yok hiç merak buyurmayınız; yapılanların hepsi 28 Şubat sürecinin sona ermesi için!

Bunun şartlarından biri de “Paralel Yapı”ları etkisiz kılmak!..

¥

Sayın Çelik’e bu konudaki düşüncelerimi ifade ettiğimde diyor ki…

“Bunların yaptıkları her şey kötü değil. Geçmişe baktığımızda bu faaliyetlerin bir bölümüne bizler de destek verdik. Yapıda büyük yanlışlıklara imza atanlar ve halisane niyetlerle hizmet üretenler elbette aynı kefede değil. Bu ayrımı yapıyoruz!”

¥

Evet…

AK Parti bu konuda hassas…

“Gerçek örgüt mensupları”  ile  “sıradan vatandaşları”  birbirlerinden ayırmak şart!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi