Serdar Arseven

Serdar Arseven

Fethullah Gülen röportajı… Vaaa mı bunun ispatı?”

Fethullah Gülen röportajı… Vaaa mı bunun ispatı?”

Öyle bir tepki var ki, Fethullah Gülen’in önüne eklediğim buz gibi bir “sayın” kelimesi dahi çok ağır geliyor kitlelere.

Yapayalnızsınız, CHP ile aranızdaki –teşbihte hata olmaz-  süreli nikâh!..

Devlet Bahçeli, “Okyanus Ötesi”ne mesaj göndermişti zaten, onunki de Genel Merkez’in “daha fazla hedef” olmasını engelleme gayreti.

BBP’liler, “Her şeyi biliyoruz, bize niçin yanaştıklarını da, bize nasıl baktıklarını da biliyoruz. Hrant tartışmalarından biliyoruz  da… CHP’ye gidecek oylar bize gelse daha iyi değil mi?” havasında.

Birçok Cemaat’in nasıl baktığını öteden beri biliyoruz; Cübbeli Ahmet Efendi’nin kulakları çınlasın!..

Baktık ki, o çokça duyurusu yapılan “röportaj”ın ilk bölümünde müthiş bir “karamsarlık” havası hâkim.

Günlerdir paralel kanallardan duyurusu yapılan Fethullah Gülen röportajının ilk bölümünü “bedava” tarafından okuduk. İçeriği boş.

Fethullah Gülen, bildik “Samanyolu” taktiklerini izliyor. Bir adamın alnında yazmıyor ya “Kimlerden” olduğu…

De ki; “Vaaa mı bunun ispatı!..”

Süleyman ah Süleyman!..

Röportajın içeriğine bakan sanır ki, konuşturulan bir “zâhid”, dünya işleri ile hiç işi olmaz, federasyon, fenerasyon, banka, koç, doğan, enerji, ihale, maden, bunları aşmıııış, öte tarafa varmış…

Fani dünyada, ah yalan dünyada!.. Dünya işlerinden elini eteğini çekmiş, “melek…”

Sorsan,  “Teşbihte hata olmaz, Hazret-i Cebrail gibi!!..” diyecek!..

Şu lafı kardeşlerimi sinir etmiş:

“Ellerindeki hangi delile dayanarak bunları kendilerinden emin bir şekilde telaffuz ediyorlar, doğrusu çözemedim.”

Röportajda “inkar” yok, “İspat edin de göreyim!” kıvamı var.

E o vakit…

Niye teşrif buyurmazsınız memleketinize?

ABD’den arzunuzla gelip, olan bitenle yüzleşmemeniz bir zamanlar öne sürdüğünüz,  “Ziyaretçim eksik olmaz… Ülkeyi iyi yöneten bir iktidar var. İktidar muarızı medyanın gündemine düşeriz, ülke gündemini boş yere meşgul ederiz. Onların hizmetlerine zarar vermek istemiyorum”hassasiyetinden kaynaklanmıyordur herhalde.

E, yaptıklarınızda da bir şey yok….

 “Buyurun” dense…

“Gelirsem beni farklı şekilde yargılarlar…” demezsiniz herhalde…

 “Elinizdeki hangi delile dayanarak” böyle bir iddiayı ortaya atacaksınız ki?..

Değil mi Sayın Gülen?..

Ya yapmayın Sayın Gülen; bir de “Nur Önderlerini” vefasızlıkla suçlamışsınız…

Ne vefası, nerede?.

Okullarınıza “kefil” olan hükümet erkânına ettikleriniz “vefa”dan bahse hal mi bıraktı sizde!

Nur Önderleri’nin söylediklerinden “hisse” kapmak yerine onları suçlamak…

Hiç de yakışmadı size…

“Ehl-i Siyonizm” yapmaz bu yaptığınızı Sayın Gülen.

Neyse Sayın Fethullah Gülen’e “Yıkılmadık ayaktayız, hep birlikte Pensilvanya’dayız” mesajını vermesini çok görmemek lazım da…

Ya Ekrem Dumanlı kardeşim, bu ne haldir böyle!..

Böyle röportaj mı olur. Çanağın çömleğin bu kadar mı dibine vurulur!

Ekrem Dumanlı Kardeşim, -Sayın Fethullah Gülen’in tabiriyle teşbihte hata olmaz-  Adnan Oktar Hoca’nın televizyonundaki kızlar gibisiniz… Onlar hocalarına nasıl övgü yağdırıyor, ne tarz sorular soruyor, sizdeki muhteva farklıysa da şekil aynen öyle…

“Gazeteci” kardeşimizin sorusuna bak:  

“Son dönemde zat-ı âliniz hakkında akla hayale gelmeyen yalan ve iftiralar atıldı. Ağır sözler kullanıldı. Bu ithamlara sizin tabirinizle sükût durdunuz, cevap vermediniz?...”

“Akla hayale gelmeyen iftiralar…”

Bu ne demek?..

“Mürit” sıfatınızla mı geçtiniz karşılarına kardeşim, yoksa “gazeteci” sıfatıyla mı?..

Bir şahısta ikisi bir arada, bilemiyorum, belki de olur ama… İkisi aynı anda olmaz!..

Cevabı, Sayın Fethullah Gülen’in Rahmetli Erbakan hakkında ettiği “Çeksin gitsin”den, “Aramızda gönül köprüsü yok”a kadar uzanan lafları arşivlemiş olanların hiçbirini inandırmayacak soruya bak…

“…Varlıklarını size karşıtlık üzerine bina eden bir grup, 28 Şubat’a destek verdiğinizi iddia ederek yeni mağduriyetlere kapı açmaya çalışıyor. Bugün de aynı şeyi tekrar yaşıyorum hissine kapılıyor musunuz?”

Ne denebilir ki… Çok zor bir durum…

Ekrem Bey kardeşim, bu ne hal…

Bilmez misiniz ki…  “Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur”muş!

Korkan “her-kez”, cesaret gösteren “bir-kez” ölürmüş!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi