“Sağlam İrade”nin, mahkeme kararlarını takmayan Twitter’ı geçici olarak “kapatması” yaman bir hamleydi.
Haberin gündeme düştüğü dakikalarda güçlü bir internet grubunu yöneten dostumuzla sohbet halindeydik.
Editörlerden biri heyecanla içeri daldı:
“Abi, Twitter kapatılmış!”
Patron heyecanla,
“Hadi ya, şaka yapıyorsun!” diye bağırdı.
•
Bense, “İşte bu harika!..” tepkisi verdim.
Haberi getiren arkadaş yüzüme “Nesi harika?” der gibi bakarken şöyle devam ettim:
“Şimdi çakma solcular ve paralelciler hücuma geçer. Bu ‘akıllı’lar küresel sermayenin bu en yaman silahını savunurken, Twitter; Türkiye gibi büyük bir ülkedeki pastayı gözden çıkaramayacağından kıvırmaya başlar. Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’den sonra Twitter’ı da dize getirmiş olur. Seçim öncesi bir ‘çakma’ daha!..”
•
Gelişmeler beklediğim gibi oldu.
Çakma solcular ve diğerleri “aptalca” Twitter’ı savundu, Twitter “zekice” kendisini fazla savunmadı!..
Bir yandan “hafiften eleştirir gibi” yaparken, diğer yandan “düzenine” devam etti.
Yöneticilerimizle anında temasa geçip, Türkiye’de temsilcilik açma eğilimine girdi.
Recep Tayyip Erdoğan “postasını” koyana kadar Türkiye’nin mahkeme kararlarını takmayan Twitter da mevzuata tabi olma yolunda.
Küresel sermaye “zeki”dir, anında manevrasını yapar.
Şuursuz savunucularını da aha böyle satar!..
•
Bu Twitter tartışması Türkiye’deki “çakma sol”un ne berbat durumda olduğunu gösteren misallere ilâve.
Türkiye’deki “çakma sol” küresel sermaye üretimi olduğundan, küresel sermayenin “kod”lamasına uygun hareketler sergiler.
Başına geçirdikleri de küresel sermayenin “geçir” dedikleridir!..
Geçtiğimiz günlerde memleketin “sağlam” solcularından birinin yazısını okudum…
Adam, “Çetin Altan, Mehmet ve Ahmet Altan, Cengiz Çandar gibi zatların ABD tarafından “solcu diye kakalandıklarını” iddia ediyor…
Türkiye’deki “çakma sol” hareketi yönlendiren isimleri sıralarken de, “SOROS”u özellikle işaret ediyor…

Şöyle:

“ABD’li spekülatör Soros, TÜSİAD’tan da destek alarak önce Açık Toplum Vakfı’nı kurdurdu. Aranan kan hemen faaliyete geçti ve sol içinde ciddi isim yapmış Murat Belge ve arkadaşlarını buldu. Atatürkçüleri de kırmak gerekiyordu, bunun için de oldum olası tek başına en doğru Atatürkçü olan Toktamış Ateş bulundu. Ulusalcılar yükseliyordu, bunun için de aynı partiden gelen Oral Çalışlar, Gülay Göktürk, Şahin Alpay vardı. Saysam daha çok isim yazarım ama sanırım bu kadarı yeter. Bununla beraber ‘Ilımlı İslam’ diye bişey icat edildi ve Fetullah Gülen bir anlamda bunun temsilcisi yapıldı. (…) Anlayacağınız bu kendine hâlâ sosyalist ya da demokrat diyen bu kişileri ABD istedi, onlar da görevlerini hiç eksiksiz yerine getiriyorlar. Sadece bugünlerde biraz şaşkınlar, bu şaşkınlıkları da dini yeterince öğrenmemiş olmalarından kaynaklanıyor. Ne diyeyim Allah kurtarsın…”
•
Bir bölümünü verdiğimiz yazının satır aralarında “Çakma Sol”un bugünlerde “PARALEL DEVLET” ile yakın ilişkiler içinde olmasından kaynaklanan endişe de dile getiriliyor.
“Yazar”a göre, “PARALEL DEVLET” “Sol”u ve “Ulusalcıları” ABD’nin istediği doğrultuda kullanan bir “Ilımlı İslam”cı!..
Her iki taraf da ABD’nin kontrol ve yönlendirmesinde oluyor bu durumda.
Ortaya koyduğu formül şu:
“ABD’nin kullanımındaki ‘PARALEL DEVLET’in kullandığı çakma solcular ve çakma ulusalcılar!..”
•
Yazzzzzııııık!.....

BÜYÜK ANKARA MİTİNGİ BÜYÜK TOKAT!

AK Parti’nin Ankara mitingi müthişti…
Yine ziyadesiyle hareketli bir gün geçirdik.
Sabah, Kon TV’deki Bir Fincan Kahve’de Sayın Melih Gökçek’i konuk ettik.
Öğleden sonra Server Vakfı’nda “Dost Modern Darbe” adlı kitabımız için düzenlenen programda konuştuk.
Akşam üstü de müthiş bir miting…
Hava harika dostlar, seçimlere bir hafta kala “milli irade”nin yönü bile oldu.
Bundan sonra yapılabilecek olan, yaygarayla etkilenmeye çalışılanlara “tek tek” ulaşarak gerçekleri anlatmak.
Bunu yapalım.