Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

CHP+MHP ve Pensilvanya ittifakı; seçimleri nasıl etkiler?

CHP+MHP ve Pensilvanya ittifakı; seçimleri nasıl etkiler?

Kim ne derse desin CHP, MHP ve Pensilvanya’dan ilkeler ve değerler üzerinden değil, siyasi çıkarlar ve AK Parti karşıtlığı üzerinden oluşan yeni bir ittifak var olduğu inkâarı mümkün olmayan bir gerçek. Pensilvanya  “dayatmamız yanlış olur, herkes adaya baksın ve kararını versin” şeklindeki açıklamasıyla şakirtlerine ittifakın işaretini verdi. Bu açıklamanın iki anlamı var. Birincisi: “AK parti dışında kime verirseniz verin”. İkincisi ise, “CHP, MHP ve BDP’den kazanmaya yakın olana verin” demektir.

Nitekim paralel yapının taşeronları olan maaşlı ablalar ve ağabeyler kapı kapı dolaşarak bu iki görüşü telkin ediyorlar. CHP ve MHP’de iller ve ilçeler üzerinde kısmı anlaşma sağlanmış olduğu sinyalleri geliyor. Güçlü olan yerlerde CHP, MHP’yi; MHP’nin güçlü olduğu yerlerde ise CHP, MHP’yi destekleyecek. BDP ile ilişkiler ve pazarlıklar daha gizli sürdürülüyor.

Siyasi ahlaktan yoksun, bu  ittifakın tek hedefi var; sandıkta yenemedikleri, hukuk dışı yapılanmalarla ve devamındaki karalama kampanyalarıyla deviremedikleri AK Parti’yi bu “muta nikâh”ına benzetilen beraberlikle yıpratmaktır.

CHP VE MHP’NİN TABANINDA KAFALAR KARIŞIK

Bu seçimlerde CHP ve MHP’nin tabanında inanılmaz bir kafa karışıklığı ve şaşkınlık var. Tabanları bu kirli pazarlıklardan habersiz. Bazı duyumlardan ise fevkalade rahatsızlar.

CHP, başkenti bir CHP’li adayla alamayacağını anlayınca hiçbir zaman; ne ideal ne de ruh olarak CHP’li olamayacak MHP’nin bir önceki adayı Mansur Yavaş’ı aday gösterdi.

Kılıçdaroğlu ise,  “bozkurt işaret” ile selam vererek ona elinden geldiğince destek veriyor. “Değişiyoruz” görüntüsü altında kazanamayacak birkaç yerde bir de başörtülü aday bile gösterdiler…

İstanbul adaylığı ise siyaseten tam bir kepazelik. Parti kararıyla rüşvet ve yolsuzluğu tescil edildiği için partiden ihraç edilen Mustafa Sarıgül, Deniz Baykal’a rağmen Pensilvanya’nın baskısıyla ve Kılıçdaroğlu’nun kabulüyle aday gösterildi.  

MHP, CHP’nin güçlü olduğu şehirlerde seçimlere asılmadığı ise dikkati çekiyor. Kılıçdaroğlu sınıf arkadaşı olduğunu miting alanında açıklayan Bahçeli “sınıf arkadaşlığı unutulmaz ve çok kıymetlidir” ifadeleri gizli ittifakın sınıf arkadaşlığının ötesinde bir farklı gücün dayatması olduğu şüpheleri ve korkularını örtbas etmeye yetmedi.

BAHÇELİ, NEDEN SESSİZ?

Pensilvanya’nın “Bir cihan gücü olmak” hayali uğruna CIA’nın emrinde ve de Yahudi düşünce kuruluşlarıyla çok yönlü ilişkiler içinde olduğunu Sayın Bahçeli’nin bilmemesi mümkün mü?

Paralel yapı, devletin taşıyıcı kolonlarına sızan ve buralardan elde ettiği devlet sırlarını dış mihraklara servis yaptığı açık seçik ortada iken “Sayın Bahçeli neden sessiz?  Neden tek kelime eleştiri yapmıyor?” sorularını akla getiriyor.

Bunun bana göre iki önemli sebebi olabilir. Ya; şahsıyla alakalı bir kaset kendisine gönderilerek “konuşursan yayınlarız” şantajı yapıldı veya AK Parti iktidarına karşı oluşturulan o kirli ittifakın içinde Bahçeli’ye de bir rol verildi!..

 Başka ne olabilir ki?  

DIŞ GÜÇLERİN R. TAYYİP ERDOĞAN İLE UYUŞMAZLIĞININ SEBEPLERİ

Egemen güçler, İslam dünyasına öncülük etmeye kalkışan güçlü bir Türkiye istemezler. Bunu istemeyen güçler, Türkiye’nin değişim ve dönüşümünü gerçekleştirerek her alanda kalkınmasını sağlayıp milletler camiasında sözü dinlenen, bölgesinde etkili bir ülke olmasını sağlayacak kararlı ve karizmatik bir lideri ise hiç mi hiç sevmezler…

Onlar; İsrail’e “one minute” diyerek BM ve Uluslararası Toplumun yanlış politikalarını ağır bir dille eleştirip, onların kurduğu sisteme karşı çıkan lideri ise hiç mi hiç hazmedemezler.

İşte bunun için ki; fikirde ayrı siyasi partiler ile Pensilvanya arasında oluşturulan ittifak aynı zamanda egemen güçler tarafından da emirlerine alamadıkları Başbakan Erdoğan’dan kurtulma adına büyük bir destek var. Onun içindir ki; egemen güçler “Twitter” üzerinden Başbakana oyun üstüne oyun sergiliyorlar.

Kısacası: Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada Erdoğan düşmanları birleşmiş durumdadır.

AMBULANSLA, DOKTOR EŞLİĞİNDE OYUMU KULLANMAYA GİDECEĞİM!..

İşte biz… Türkiye düşmanlarının da destek verdiği, kirli pazarlıklar, ilkesiz ve ahlâksız ittifaklar gölgesinde yarın sandık başına gidiyoruz.

Kafalarda “Peki bu şer ittifakı seçimleri etkiler mi?” sorusu var. Eğer ihanetler karşısında, milletçe ‘milli iradeye ve demokrasiye’ sahip çıkma adına son ana kadar çalışılırsa o zaman bu kirli ittifakın etkisi olamayacak.

Ben de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hematoloji bölümünde lösemi hastası olarak tedavi gördüğüm halde, hastaneden doktor nezaretinde ambulansla oyumu kullanmaya gideceğim. Nasıl gitmem!.. Başbakan o kısıklı sesiyle şehir şehir dolaşıyorsa, bizim ablalarımız ve abilerimiz kapı kapı oy isterken ben nasıl dururum. Eski Türkiye özlemi adına kurulan şer ittifakına karşı onun başlattığı “yeni Türkiye” yürüyüşüne destek ve Beylikdüzü’nde istikrarın devamı için riskli ve zor olacak olsa da gideceğim…

 Ayrıca ülkesini seven biri olarak; “hangi partiden olursanız olun; milli bir duruş ve refleks ortaya koyarak, şer ittifaklarını bozguna uğratmak için ve de ‘yarın eyvah dememek için’” herkesi AK Parti’ye destek vermeye çağırıyorum.  

Çünkü 30 Mart sadece bir seçim değil, aynı zamanda Türk siyasi hayatında bir milat olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi