Geçtiğimiz günlerde “Size başvuruyorum Sayın Haşim Kılıç!” başlığı altında yazmıştık.

Akşam gazetesi Ankara Temsilcisi Emin Pazarcı’nın ilgisini çekmiş …

Sağolsun, köşesinde ayrıntılı olarak ele aldı meseleyi…

Okuyalım:

“(…)

Burhan Kuzu dün bir tepki başvurusu yaptı ancak asıl başvuru gazeteci Serdar Arseven’den gelecek.

Arseven, Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru hakkını kullanacak.

Üstelik bu son derece haklı bir başvuru olacak. Çünkü kişilik haklarına ağır bir saldırı ile karşı karşıya kaldı. Bir internet sitesinde hakkında şu haber çıktı:

‘Serdar Arseven, Kocaeli’nde çalıştırdığı kız yurdundaki 4 kıza şantaj yaparak tecavüz etti. Kızların görüntülerini kaydetti. Polis tarafından gözaltına alındı. Ardından cezaevine gönderildi.’

Arseven, avukatı Gazi Can Değirmenci vasıtasıyla hemen harekete geçti. Savcılık, o internet sitesinin yöneticisini çağırdı, ‘iftira attım!’ cevabıyla karşılaştı. Şimdi o kişiyle ilgili yasal işlemler devam ediyor.

Ama iş bu kadarla kalmadı ki…

Twitter’da Arseven hakkında yazılmayan çirkinlik kalmadı.

Arseven, twitter’a mesajlar gönderdi. Bu içeriklerin kaldırılmasını istedi. Günlerce çırpındı. Ama dinleyen kim? Kurumun Türkiye’de bir bürosu olmadığı gibi, bu ülkenin kanunlarını da taktığı yok. Bizim insanımızın kişilik hakları ve bizim mahkemelerimizin verdiği kararlar umurunda bile değil.

İşte, twitter’a erişim de bu tür sebeplerden dolayı engellendi. En iç acıtıcı olanı da Türkiye’ye bir sömürge muamelesi yapan, bu ülkenin mahkemelerini tanımayan, bizden para kazanıp vergisini ödemeyen bir yapıya, Anayasa Mahkemesi tarafından ‘yola devam’ izni verildi.

Herkesin anlayacağı şekilde işin özü budur!

Bu noktada gerçekten çok merak ediyorum! Arseven’in başvurusu önüne geldiği zaman Anayasa Mahkemesi ne cevap verecek?

Reddedemez, çünkü kişilik haklarına saldırı son derece açık ve net. ‘Git iç hukuk yollarını tüket de gel!’ diyemez. Çünkü twitter’a yol verirken öyle demedi. Üstelik Türk kanunlarını tanımayan twitter’a iç hukuk ne yapsın?

Diyeyim ki, Anayasa Mahkemesi, başvuruyu kabul etti. Kişilik haklarının ihlal edildiği kararına vardı. Hiçbir yaptırımı olmayan o karar ne işe yarayacak? Biliyoruz ki, Anayasa Mahkemesi daha önceki kararıyla twitter’ı rahatlattı. Diğer mahkeme kararlarını uygulamayan twitter, muhtemelen o kararı da uygulamayacak.

Daha da ileri gidelim; Anayasa Mahkemesi, twitter’a erişimin engellenmesine mi karar verecek? O zaman ‘Neden açtın, şimdi neden kapatıyorsun?’ diye sormazlar mı?

Sahi ne yapacak Anayasa Mahkemesi? Yapılacak başvuruyu bir köşeye atıp beklemeye alsa da olmaz. Çünkü daha önce acele ile bir karar vermişti.

Demem o ki, bu mesele henüz kapanmadı. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı önümüzdeki günlerde daha da çoooookkkk tartışılacak…”

•

Evet Sayın Emin Pazarcı’nın yazdıklarını okudunuz.

Biri bana iftira atıyor…

Sonra da çıkıp savcılıkta suçunu itiraf ediyor….

Biz bu projenin arka planını aydınlatmaya çalışırken ve hakkımızı yargıda ararken, twitter’da bir “sürü” şerefsiz  “yaygınlaştırma” işlevi görüyor.

Twitter’a mesajlar atıyoruz ama…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni takmayan twitter, haliyle beni hiç takmıyor.

Hele Anayasa Mahkemesi’nin “lehinde” karar vermesinden sonra bu konuda hiçbir ümidim kalmıyor.

Ben de gidiyorum Anayasa Mahkemesi’ne…

Şimdiii…

Avukatım Sayın Gazi Can Değirmenci ile meseleyi konuştuk.

Sağlam bir başvuru hazırlıyoruz Anayasa Mahkemesi’ne…

Bakalım, “Sayın Haşim Kılıç” ve diğerlerinin tavrı ne olacak?..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hiçe sayan twitter’ın bana yaptıkları karşısında ne diyecek?

İftiraya kaynaklık eden site ile derdimi “Yargı” mekanizmaları bir ölçüde çözüyor.

İftirayı atanın yakasına yapıştı işte yargı.

Peki…

“Yargı” ve özellikle de “twitter’ı sevindiren karara imza atan Anayasa Mahkemesi, şikayet edilen twitter olduğunda ne yapacak?..

•

Başvuru hakkını kullanması bizden, “kararı” vermek Anayasa Mahkemesi’nden.

Tabii, “karar”ı yorumlamak da “Yüce Türk Milleti”nden.