Serdar Arseven

Serdar Arseven

Erdoğan ve Kurtulmuş…

Erdoğan ve Kurtulmuş…

Antalya Kumluca’dan selamlar.

Memur Sen’e bağlı Tarım-Orman Çalışanları Sendikası (Toç-Bir-Sen) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Eğitim ve İstişare Toplantısı düzenliyor.

Bir de ödül merasimi var; “Bir Damla Su Bir Avuç Toprak” temalı “hatıra” yarışmasında derece alanlar “taltif” ediliyor.

Başlıktaki mevzuya geçmeden, Toç-Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya ismini bir kenara not almanızı naçizane tavsiye edeyim.

Metne bağlı kalmadan yaptığı konuşmada tarih, sosyoloji, siyaset, sendika, paralel yapı, yargı meselelerini öyle bir harmanladı ki, hayran kaldık…

Konuşmanın tam metni Sendika’nın resmi internet sitesinde yer alacakmış, okuyunca bana hak vereceğinizi düşünüyorum.

Efendim…

Böylesi ortamlar “nabzı” tutmak için birebir.

Sivil toplum çalışmalarına âşina, bölgelerinde etkili, okuyan, yazan dostlarla bir araya geliyoruz.

Ankara’daki tartışmalara dair “fikir” ve “gözlem”lerini alma imkânını yakalıyoruz.

Mesela şu Cumhurbaşkanlığı tartışması…

Burada 500 kadar sivil toplum önderiyle birlikteyken nabzı tutmamak olmazdı.

Bu konudaki genel görüş geçtiğimiz günlerde yansıttığımız şu değerlendirmeye uygun:

 “Bir genel seçime daha Başbakanımızla girelim. Yerel seçimlerdeki yüzde 45’i genel seçimde en az yüzde 55’e yükseltelim. Anayasayı tek başına değiştirebilmemize imkân verecek sandalye sayısını elde edelim. Anayasayı değiştirelim. Sayın Erdoğan’ı bundan sonra Köşk’e taşıyalım.”

Konuştuğumuz dostların kahir ekseriyeti bu seçimde AK Parti’ye oy vermiş.

Recep Tayyip Erdoğan’ın bütün seçimleri “tek başına” götüren liderliğine hayran olmayan yok.

Buralarda, ağırlıklı olarak Sayın Erdoğan’ın paralel yapı ve diğer odaklarla mücadelesinde “Partisinden yeterince destek görmediği” söyleniyor.

“Sayın Erdoğan’ın üstün liderlik becerisi ve mücadele azmi olmasaydı, bugüne kadarki seçimlerde elde edilen başarıya ulaşmak “mümkün olmazdı…”

Bu kanaat hakim.

Peki bundan sonra ne olur?..

Deniyor ki:

“Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı olacaksa… Bu kaçınılmaz bir görev olarak ortaya çıkıyorsa, ilk genel seçimlerde partinin oylarını düşürmeyecek bir genel başkan şart…”

Peki bu isim kim?..

Hiçbir yönlendirmem olmadı, tamamen dinlemede kaldım...

Ağırlıklı olarak, hem de çok ağırlıklı olarak Sayın Numan Kurtulmuş’tan bahsedildi.

Bir dostumuz, “Sayın Kurtulmuş’un son zamanlardaki beyanatlarını takip ediyorsunuzdur…” dedi ve ekledi:

“Özellikle ‘medeniyet projesi’ne vurgu yapması önemli!.. Bu vurgu AK Parti’nin bundan sonrasına ışık tutacak bir mesaj içeriyor!..”

Dostumuzun demek istediği belli:

“Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı ve Sayın Kurtulmuş Başbakan. Geçtiğimiz 12 yılda daha çok altyapı işlerine yönelen AK Parti kadrosu, yenilenmiş haliyle kültürel hamleleri gerçekleştirecek… Bundan sonraki işi ‘Medeniyet Projesini’ tatbik olacak.

Bu bağlamda Sayın Kurtulmuş’un,

“Ben şahsen AK Parti’nin geleceğinde kişiler üzerinde konuşmak yerine fikirler üzerinde konuşmayı doğru bulurum” sözlerinin de altını çizmek gerek.

Sayın Kurtulmuş’un “Paralel yapı”ya ilişkin tavrı da son günlerde iyice belirginleşti…

Toç-Bir-Sen mensubu dostlarla Sayın Kurtulmuş’un son dönem mesajlarını incelerken şu paragraf da dikkatimizi çekti:

“Çok açık söyleyeyim, bu ne Sayın Başbakanımızın kendisinin şahsi kavgasıdır, ne de Cumhurbaşkanımızın ya da başka birimizin şahsi kavgasıdır. Bu aslında siyasi bir rekabet de değildir. Yani doğrudan doğruya birileri çok iyi planladıkları bir operasyonla ‘şah mat’ demişlerdir. Kime şah mat dediler? Sayın Başbakanımıza ‘şah mat’ dediler. Seni indireceğiz dediler, hatta o soruşturmalarda öylesine şeyler oldu ki, ‘Başbakanınız 30 Mart’ı göremeyecek’ diye tehditler yapıldı. Türkiye’nin çözüm sürecini baltalamak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmek istediler. Türkiye’de ekonomik kriz çıkarmak istediler. Türkiye’yi Ukrayna’dan bin beter hale getirip, yönetilemez hale getirmek istediler. Kuzey Irak petrollerinde Türkiye’nin pay sahibi olmaması, orada bir rol oynamaması için baskı yapanlar oldu.”

Saatlerdir sohbet ediyoruz…

Ben daha çok dinlemedeyim; konuşanlar “Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı - Sayın Kurtulmuş Başbakan formülüyle genel seçimin rahatlıkla kazanılacağını” belirtiyorlar.

Söz dönüyor dolaşıyor, “Genel seçimde ne olur?”a geliyor...

Meselenin kilidi orada;

“Kim olursa AK Parti oy kaybetmez?!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi