Serdar Arseven

Serdar Arseven

Malatya “eskisi” gibi değil!..

Malatya “eskisi” gibi değil!..

Durmak yok yola devam.

Şimdi de Malatya’dayız.

Yeni Akit gazetesi temsilcisi Ahmet Keskin ile birlikte Malatya turu.

Ben bu şehre bayılıyorum, ne yaman beyinleri var öyle.

Sağcısı solcusu, ilericisi gericisi, İslamcısı Kemalist’i…

Yüzlerce Malatyalı ile görüşürüm, bugüne kadar “sıradan” diyebileceğim bir Malatyalı görmedim.

Hepsi ayrı bir âlem…

Geçtiğimiz günlerde “Dindarlar Yaşlanıyor!” demiştim…

Bu tespitim çok tuttu; “Dindar nüfusun hızla yaşlandığına” işaret etmemiz dikkatlerin bu yöne çekilmesine vesile oldu.

Malatya’nın da böyle bir durumu var.

Bazılarını unutup ayıp etmemiş olmak için isimlerini teker teker sıralamadığım “cins beyinlerin” bir bölümü Hakk’ın rahmetine kavuştu, bir bölümü de çoktan torun torbaya karışmış durumda.

Yeni isimler nâdiren çıkıyor, bazen “genç sayılabilecek yaştaki kabiliyetlere” rastlıyoruz, onlar da “önlerinin kapalı olduğunu” söylüyor.

Şimdilerde  Malatya 3. Anadolu Kitap Fuarı’ndayız.

“Dost Modern Darbe” adlı kitabımız için bugün saat 2 ile 3 arasında imza günümüz var.

Okuyucularımızla sohbet edeceğiz kısmetse.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Sayın Murat Nalçacı ve Basın Müşaviri  Sayın Hamit Özpolat ile açılış merasimi öncesi kahvaltıda bir araya geldik.

Kendilerine, “Malatya eskiden olduğu gibi cins beyinler üretemiyor ya da olanlar öne çıkamıyor. Benim tespitim böyle” dedim…

Hak verdiler.

Sayın Nalçacı bu durumun sebeplerini kendince şöyle izah etti:

“Şu 28 Şubat süreci maalesef Malatya’yı ezdi geçti. Malatya’nın bazı fikir önderleri hâlâ hapiste!..Türkiye çok zor günler geçirdi. O zor günlerde en fazla hedef alınan şehirlerden biri de Malatya’ydı. Birçok aydınımız yurt dışına çıkmak mecburiyetinde kaldı.”

Evet, 28 Şubat zulmü.

Bu sebeplerden biri olabilir…

Başka sebepler de var tabii…

AK Parti iktidarı döneminde birçok alanda büyük başarılar sağlandı ama, “Kültür” faaliyetlerine yeterince destek verildiği kanaatinde değilim.

Sivil toplum örgütlerimizi çoğunlukla “yaşı ilerlemiş dostlarımız” idare ediyor, yük daha çok bu cefakâr insanlarımızın sırtında.

Buralarda –istisnalar müstesna- fazla dinamik bir yapı yok, birbirini tekrarlayan organizasyonlar gençlerin ilgisini çekmiyor.

Sivil toplum örgütleri genellikle “ölenlerimizle” ilgileniyor, “dirilere” yönelik faydalı faaliyetler çok az.

İkisine de –en azından- eşit ağırlık vermek lazım oysa.

Malatya’da bu sene 3. Düzenlenen Anadolu Kitap Fuarı’nda bir farklılık aradım.

Genel Müdür Murat Nalçacı, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın kültürel faaliyetlere ziyadesiyle önem verdiğini ve bu alandaki taleplere kaynak ayırmak için her türlü imkânı kullandığını belirtti.

Buna misal de, Kitap Fuarı’na tam 42 bin öğrencinin taşınması.

Sayın Nalçacı diyor ki;

“Bu 42 bin çocuktan yüzde 10’u kitap okuma alışkanlığı kazansa ve bunların da yüzde 10’u ülke ufkunu açan aydınlarımız arasına katılsa… Böyle bir duamız, temennimiz var…”

Malatya Büyükşehir Belediyesi ile Malatya Valiliği, “Malatya Okuyor”, “Malatya Yazıyor” kampanyaları ile özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi kitapla buluşturmaya çalışıyor.

Bunlar elbette önemli faaliyetler ama bu işe ailelerin de destek vermesi şart.

Kitap okumayan anne ve babaların çocukları da bu işlere pek ilgi duymuyor.

Her gün en az 4 saatimizi televizyon izlemeye ayırıyoruz, bu 60 yılda 10 yıl eder!..

Televizyon izlemenin kayda değer bir faydası olsaydı, hepimiz bunca vakitte âlim olurduk.

Bakıyorum; Survivor denilen bir baldır/ bacak yarışma programı ratingleri topluyor.

“O bunu öptü, şu bunu aldattı!” çerçeveli  magazin programları bolca izleniyor.

Ya “top” ya “pop” beyinli olmuşuz, böyle bir hal var üzerimizde…

Bu halden sıyrılmadıkça “Bin tane seçim kazanılsa” nafile…

Hangi gençlikle yürüyeceksin 2023 hedeflerine?!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi