Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Almanlarda kendilerini üstün görme hastalığı var

Almanlarda kendilerini üstün görme hastalığı var

Tarihi geçmişi, güçlü ekonomisi ve de etkin politikalarıyla AB’yi kontrolünde tutan Almanlar; kendilerini “üstün kültürün ve Avrupa medeniyetinin sahibi” olarak görmektedirler.

Almanlar sebep oldukları ikinci dünya savaşında yaşanan insanlık faciasından hiç şüphesiz çok önemli dersler çıkarmışlar ve o yanlış düşüncelerden uzaklaşarak dünya ile bütünleştiren sistemi yani demokrasiyi benimsemişlerdir.

Ancak; Almanya ikinci dünya savaşı sonrası önemli reformlar gerçekleştirerek demokratik hukuk devleti yönünde çok ciddi mesafeler almış olsa da devlet aygıtı içinde kilit noktalarda; Adolf Hitler’in fikirlerinin takipçileri ve onun ideolojisini benimseyen ırkçı akımlar varlığını hala sürdürmektedir.

Günümüz Almanya’sında öncelikli düşmanları Türk ve Müslümanlar olan bu Irkçı Nazi kesimin devlet içinden beslenip korunması ise gerçekten korkutucudur.

Almanlar; kendilerini üstün görme ayrıca; emredici ve yönlendirici tavırları nedeniyle de diğer Avrupalı milletlerden farklıdırlar.

İşte bu gerçeklerden ötürüdür ki Almanlar Avrupalı diğer milletler tarafından sevilmezler.

İngilizler, Fransızlar ve Hollandalılar başta olmak üzere Avrupalılar Almanları “kendilerini beğenmiş, egoist, Irkçı ve de kibirli” olmakla suçlarlar.

DOSTÇA UYAR, AMA AKIL VERMEYE KALKMA...

Almanlar, herkese demokrasi dersi vermeyi, hukuk, adalet konularında eksiklerini hatırlatıp uyarılarda bulunmaktan hoşlanıyorlar. Bütün bunları yaparken esas olarak kendilerinin demokratik hukuk ve insan hakları gibi konularda hangi noktada olduklarını sorgulamazlar ve de öz eleştirilerde bulunmazlar.

Kısa bir zaman önce ülkemizde dört günlük resmi ziyaret gerçekleştiren Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck benzer bir siyasi tavır sergiledi. Azarlayıcı bir tarz ve üstün medeniyetin sahibi havası içinde Türkiye’nin egemenlik haklarını hiçe sayarak, Türk hükümetini ve Başbakan Erdoğan’ı hedef alan ağır eleştiriler ve suçlamalarda bulundu.

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, kibirli bir yaklaşım içinde Türkiye’yi aşağılamaya çalıştıkça bizim içimizdeki işbirlikçileri zil çalıp oynayarak sevinç naraları attılar.

Ana muhalefet Partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gauck’un hükümet ve Başbakan Erdoğan’ı eleştiren açıklamaları karşısında duyduğu mutluluğu yüzünden anlamak zor değildi.

Almancı olarak bilinen Doğan Medya Grubu büyük bir seferberlik içinde haber ve yorumlarıyla konuk Cumhurbaşkanına destek verdi.

Cumhurbaşkanı Sayın Gauck; marjinal grupların dolmuşuna bindiğini ve çizmeyi aştığını anlatınca, bu sefer ODTÜ’de yaptığı konuşmadan geri adım atarak, kendisinin bazı sivil toplum kuruluşları tarafından yönlendirildiğini söyledi.

Buna Anadolu’daki deyimle “özürün kabahatinden büyük” derler.

Her ne olursa olsun bir siyasetçi, bir devlet adamı söylediği her sözden sorumlu olduğunu bilmelidir. Ayrıca devlet adamı sorumluluğu taşıyanlar söylenenlerle değil tespitleriyle konuşurlar.

BU ÜSLUP MİSAFİRE YAKIŞMAZ

Biz elbette misafirperveriz ve de ev sahipliğinden hoşlanırız. Misafirimize ikramda ve onu en iyi şekilde ağırlamakta kusur etmemeye çalışırız ancak misafir de misafirliğini bilmelidir. Misafir kendini üstün kültürün ve medeniyetin temsilcisi görüp, diplomasi nezaketini bir kenara bırakıp, akıl vermeye kalkarsa ve azarlayan bir tavır içinde balans ayarı yapmaya kalkarsa bir misafir gibi görülmemeye başlar.

Türk – Alman ilişkilerine bakıldığında Türk siyasileri, devlet ve hükümet temsilcileri; nezaket kuralları içinde dostluk içinde ve karşılıklı çıkarları menfaatlerin geliştirilmesini dile getirirken; Alman tarafı ise sürekli “üstün kültür ve medeniyet sahibi” edasıyla eleştiriler yönelterek akıl hocalığına başvurmuştur.

Bu sefer de bu geleneği Alman bozmamıştır.

Ekonomik gücün ve AB lideri olmanın verdiği şımarıklık ile kendilerini üstün kültürün mensupları kabul ederek, bize hem akıl vermeye kalkmış hem de mesnetsiz eleştirilerde bulunmuştur .

Konuk Cumhurbaşkanının hitap dilini, siyası tavrını kabul etmemiz mümkün değildir. Bu tavır ve üslup misafirimize doğrusu yakışmadı. Gauck’un bu tavrı milletçe bizi üzmüş ve de bu tavır Türk – Alman dostluğuna gölge düşmüştür.

Anlaşılan o ki; konuk Cumhurbaşkanı eski Türkiye’ye geldiğini sanıyor. Ama; “artık o eski Türkiye dönemi bitti ve “yeni Türkiye”de Batı’ya teslimiyetçi bir ruhla bağlı, itaatkar bir başbakan da yok” Sanırım bu gerçeği ziyaretinde öğrenmiş oldu.

İtiraf edelim ki bizde ondan öğrendiklerimiz oldu...

Mesela;

Türk milleti olarak biz, Başbakan Erdoğan’ın demokrasi için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Joachim Gauck’un bu ziyaretinde öğrenmiş olduk.

Ne mutlu bize ki; sizler gibi dostlarımız var.

Çok teşekkürler Almanya ve iyi ki varsınız Almanlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi