Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Irak ve bölgemizde olağanüstü derecede ciddi gelişmeler

Irak ve bölgemizde olağanüstü derecede ciddi gelişmeler

Kısa adı IŞİD olan Irak Şam İslam Devleti terör örgütü; Musul’un ardından Salahaddin vilayetinin merkezindeki Tikrit’i de ele geçirdi ve başkent Bağdat’a doğru hızla ilerliyor.

Bir terör örgütünün komşu ülkemizdeki şehirleri işgal ederek, o ülkenin başkentine hücum etmesi elbette bizim dikkate almamız gereken bir konudur. Ancak; Musul şehrindeki konsolosluğumuzu basarak diplomatlarımızı, ailelerini ve bölgede bulunan vatandaşlarımızı rehin alması bizim için olağanüstü bir gelişme olmuştur.

Musul’da yaşanan gelişmeler Ankara’da alarm zillerini çaldırdı ve devletin zirvesi toplantı üstüne toplantı yapıyor. Musul’daki Türk Konsolosluğu’na baskın haberinin hemen ardından Başbakanlık’ta ve ardından Çankaya Köşkü’nde ise en üst düzey katılımla Musul zirvesi yapıldı. Diplomatlarımızın aileleriyle birlikte kurtarılmaları ve ülkedeki Türk vatandaşlarının tahliyesine dönük çalışmalar yapılıyor.

Türkiye’nin talebi doğrultusunda acil nitelikli bir toplantı yapan NATO ve BM-GK; IŞİD’i şiddetle kınadı. Türkiye;  “kınama yetmez Uluslararası Toplum harekete geçmeli” çağrısında bulundu.

Türkiye’nin IŞİD’in hedefi olabileceği şüphe ve ihtimaller nazari dikkate alınarak IŞİD özelinde Suriye ve Irak’taki gelişmeleri yeniden değerlendirip, somut bir stratejiyi devreye sokmaya hazırlanıyor.

Kısacası: Ankara’da olayların başladığı günden beri gece boyu devlet kurumlarında ışıklar sönmüyor ve hareketlilik aralıksız devam ediyor.

NEDEN TÜRKLER VE TÜRK KONSOLOSLUĞU?

Irak’ta yaşananlar sadece bizim sorunumuz değil, ancak komşu oluşumuz ve konsolosluğumuzun basılıp diplomatlarımızın ve vatandaşlarımızın rehin alınması nedeniyle gelişmeler bizi herkesten çok ilgilendirmektedir.

Bizim öncelikli sorunumuz rehinelerimizi kurtarmaktır. Bu konuda sesiz bir diplomasi sürdürülerek bir an önce netice alınması için bölgede bulunan tüm unsurlarla bağlantılar kurulmalı. Zaman uzarsa farklı pazarlıklar devreye girer ve olaylar bir çıkmaza sürüklenebilir.

Bugünekadar; ne Irak ne de bölgenin diğer ülkeleri; IŞİD’i hiç önemsenmedi. Sonrasında IŞİD’in bu kadar hızlı bir şekilde şehirleri işgal edip, başkente yöneleceğini de dolayısı ile hiç kimse tahmin etmemişti. Gerçi şimdi nasıl bir belayla karşı karşıya kalındığı herkes tarafından fark edildi ama çok geç kalınmış oldu. O kadar geç oldu ki; IŞİD Irak’a hakim olmak üzere...

Musul’da 49 Konsolosluk görevlisi ve 31 şoför neden rehin tutuluyor?Bu konuda farklı senaryolar ve komplo teorileri üretilse de bana göre üç önemli ihtimal var.

Birinci ihtimal: IŞİD terör örgütü Türkiye üzerinde propaganda yapmak ve sesini tüm dünyaya duyurmak istiyor olabilir.

İkinci ihtimal ise örgüt içinde aktif olan yapancı istihbarat servislerinin Türkiye’yi Irak’taki bataklığa sürüklemek için yönlendirmesi olabilir.

Üçüncü ihtimal; Türkiye’den intikam almak istiyor olabilir… Çünkü örgüt Türkiye tarafından terör örgütü olarak ilan edildi ve Türk Silahlı Kuvvetleri, ocak ayında bir IŞİD konvoyunu vurduğunu duyurmuştu. IŞİD’in martta YouTube’de yayınladığı bir videoda, “Süleyman Şah Türbesi’ndeki askeri varlığını çekmemesi halinde Türkiye’ye bir saldırı düzenleyeceği haberi” günlerce konuşulmuştu.

Şimdi Ankara, bu tehdit ve yaşanan rehin olayı sonrasında IŞİD ile nasıl bağlantı kuracağını, kimleri ve hangi otoriteyi muhatap alacağını araştırıyor.

IRAK ÜZERİNDEN BÖLGEDE YENİ DENGELER Mİ KURULUYOR?

IŞİD’in ilerleyişinden çok; Irak ordusunun hiçbir çatışmaya girmeden, ağır silahlarını IŞİD’e bırakıp karargâhlarını boşaltması ve mevzilerini terk etmesi şaşırttı. IŞİD militanlarının şehirleri ve kasabaları ele geçirerek başkente yönelmesi, Irak Ordusunun ve Maliki Başbakanlığındaki Irak merkezi yönetimin güçsüzlüğünü ortaya koymaktadır.

Irak’taki kaos ortamının aşılamamasında Başbakan El Maliki’nin de sorumluluğu var. Şu ana kadar sadece Şiileri esas alan bir mezhep politikaları yürüttü. Milli birliği ve ülke bütünlüğünü sağlamak yerine, toplumdaki uçurumları daha da derinleştirdi.

Unutulmasın ki; bugün Irak’ta yaşananlar ve Suriye’de bitmek bilmeyen kaos ve iç savaşın müsebbibi Amerika ve Batılı müttefikleridir. Zira Bush yönetiminin Irak’ta fiyaskoyla sonuçlanan, ‘Haçlı seferi’nin, acı sonuçlarını bugün biz ve bölge halkları yaşamaktadır. ABD ve müttefiklerinin otorite boşluğunu Irak’ta gidermeden bölgeden çekilmeleri ve Irak merkezi yönetiminde Şiilerin güçlü bir hâkimiyet kurmalarına müsaade etmesi tesadüfü olmadığı gibi yoruma muhtaçtır.  

Son açıklamalara bakılırsa, IŞİD üzerinden ABD’nin Irak’a müdahalesi ihtimaller dahilindedir. Obama: “Irak’ta Her Seçeneğe Hazırız” açıklamaları bunu doğrulamaktadır. Böyle bir durumda egemen güçlerin çıkarları doğrultusunda yeni dengeler hesaplanırken, Suriye ve Irak’ın bölünmesi kuvvetle muhtemeldir.

Ayrıca; egemen güçlerin istihbarat servisleri tarafından; istedikleri zaman bölgeye müdahale etmek ve kendi çıkarları doğrultusunda bölgeyi yeniden dizayn edebilmek için kaos ve iç savaşlarla sürekli bölge kışkırtılıyor.  

Bugün yaşanan olayların içinde yine o gizli ellerin devrede olduğunu Türkiye ve bölge ülkeleri mutlaka hesaba katmalıdır…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi