Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

İlk Ramazan Gibi...

İlk Ramazan Gibi...

Sevgili dostlarım, hayırlı ramazanlar…

Ramazanın ilk sahurunda, Konya’da, Hz. Mevlâna’nın başucunda, ilk ramazanı düşündüm…

Emr olundu ki, “Ey iman edenler!.. Sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı). Ta ki, korunasınız.” (Bakara, 2/183)

Demek oluyor ki, oruçta amaç, ayette ifade buyrulduğu üzere, “korunmak”tır…

Şeytandan korunmak…

Nefsanî arzulardan korunmak…

Enaniyetten korunmak…

Bencillikten korunmak…

Gösteri ve gösterişten korunmak…

İçinden cehennem geçen her türlü günahtan korunmak…

Dünyevileşmekten korunmak.

Bunlar ramazanda ramazanlaşmakla mümkündür…

Ramazanlaşmak, tövbe ile arınıp ibadetle temizlenerek, bir bakıma melekleşmek anlamına gelir.

Bir “Bismillah”ta yeniden dirilir, yeşerir, taze bir niyetle oruca başlarsınız.

“Bismillah” deyip geçmeyin: Bir kere “Bismillah her hayrın başıdır”!..

Öyleyse, “Allah’ın adı zikredilmeden başlanan her işin sonu bereketsiz olur” diyen Resul-i Ekrem aşkına “Bismillah”.

Hz. Âdem ile Havva’yı cennette var eden Evvel ve Âhir’e, bismillah!..

Hz. Nuh’u tufandan, Hz. Yunus’u denizden kurtaran Rahman’a, bismillah!..  

Belkıs’ı Hz. Süleyman’ın (aleyhisselam) huzuruna taşıyan Ferman’a, bismillah!..

Hz. İsa’yı babasız var eden Rahmet’e, bismillah!..

Hz. Yusuf’u kuyudan kurtaran ve Züleyha’ya Yusuf’u ilham eden Hikmet’e, bismillah!..

Nemrut ateşini gülşene, Ebucehil hâkimiyetini mağlubiyete çeviren Kudret’e, bismillah!..

Bağışlanmamız için mübarek ramazanı ikram edip, bir de içinden af gecesi Leyle-i Kadr geçiren Zülcelâl-i vel-İkrâm’a, bismillah.

“Ramazan-ı mübarek”in ilk gününde, irade imtihanının en içinde, kulluk ve dua kapısının hemen önündeyiz…

Şu an tam da, “Biz Senin orucunu tutalım ey Allahım, Sen bizi tut!” diye dua etme vaktidir…

Tut elimizi: Elimizi tut ki, sana gelen yolu bulabilelim…

Tut ki, “veren el” olabilelim…

Tut ki, rızana ulaşabilelim.

Tut kalbimizi: Kalbimizi tut ki, sevmeyi, vermeyi, görmeyi, hoş görmeyi öğrenebilelim…

Tut ki, arınıp temizlensin, temizlenip cilâlansın, cilâlanıp pırıl pırıl olsun: Kin tutmasın bir daha, intikam hissi gütmesin, içinde kök salmasın, sevgisizlik.

Tut ruhumuzu: Ruhumuzu tut ki, günahlarla kirlenmesin artık…

Tut mantığımızı: Yanlışlara meyletmesin, umutsuzluğa düşmesin, hayatı dünyadan ibaret sanmasın…

Tut gözümüzü: Gözümüzü tut ki, hayrı görsün şerri görmesin, güzeli görsün çirkini görmesin; namahreme bakmasın…

Ülfet ve ünsiyet perdesi inmesin gözümüze; inmesin ki, hayatın tüm güzelliklerini görüp idrak edelim; idrak edelim ki, Seni yeterince zikredelim, fikredelim, dolu dolu şükredelim…

Tut nefsimizi: Tut ki, Sana isyankâr olmasın, bizi şeytanın peşinden sürüklemesin…

Tut aşkımızı: Aşkımızı tut ki, fani şeylere meyletmesin, tüm varlığımız Seninle ve Peygamberinle dolsun…

Tut bizi Allahım!.. Bizi tut ki, kötü alışkanlıklarımızdan kurtulalım, iyi alışkanlıklar kazanalım…

En yüreğimizden tut, en gönlümüzden tut, en kalbimizden tut, en ruhumuzdan tut, imanımızın en imanından tut!

Bizi ramazanlaştır! Ramazanımızı, ümmetin oruç tuttuğu ilk ramazana dönüştür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi