Hacı Yakışıklı

Hacı Yakışıklı

Zaten İstiklal Marşı’nı Bob Marley Yazdı!

Zaten İstiklal Marşı’nı Bob Marley Yazdı!

CHP ve kankası MHP’nin AK Parti’yi eleştirdiği ne kadar argüman varsa hepsini “The Ekmel Bey’s” gerçekleştirdi! Çatıcıları “bülbül yemiş dut”a çevirdi, anlayın o kadar ters ve acayip! Ekmel Bey, çatıcıların eteklerine bir yığın söz bırakmış olarak gidecek! Bu taşlar eteklerden dökülür; ancak yemesi tatlı olsa da çıkışı acayip acı olacak! Cin biberi gibi! Peçete lütfen, please ama Mösyö! İstiklâl Marşı’nı bilmeyen Ekmel Bey’e MHP’liler oy veriyorsa, algı yönetiminin ağababası ile karşı karşıyayız demektir. CHP’ye göre 10.Yıl Marşı’nı bilse yeter! Prof Ekmel! Mesele profesör olmakta değil profesör kalmakta! Zaten prof’lar 2’ye ayrılır: Millete hizmetkar olanlar (Erbakan) ve “onun bunun uşşakı” olanlar (The Malum Şahıslar)

METİN KAPLAN’IN OĞLUNDAN GELEN MEKTUP

Bazı medya kuruluşları ile beraber bana da bir mektup geldi. Merhum Cemalettin Kaplan’ın torunu, Mehmet Kaplan’ın oğlu Fatih Kaplan’dan! Piknik tüpüyle Anıtkabir’i bombalama haberlerini hatırlayanlar vardır! Dönemin “medya tetikçisi” Reha Muhtar’ın “Kara Ses” diye yaftalayarak “Kaplancılar” dediği grup! Darbe mağduriyetleri bitmedi!

28 Şubat mağdurlarından Zekeriya Şengöz “ihtimale binaen” tam 15 yıl çile çekti, yıllarca cezaevinde kaldı. Serbest kaldığında şunu söyledi: “İçeride kardeşlerimiz var, yığınlarca insan var…” 14 yaşında cezaevine girip çocukluğunu burada geçiren Yakup Köse’nin delil olmadığı halde hâlâ yargılanıyor olması “lanet paraleller” dedirtiyor! Mirzabeyoğlu’na 17 yıllık tecritten sonra “pardon” dendi! Nurettin Kayan, ağabeyi Ramazan Kayan’ı bir gece misafir etti diye “yardım ve yataklıktan” cezaevinde! Ağabey Kayan terör suçlusu gösteriliyor ve tabii ki delil yok! Saydıklarımız yaşanmaya devam edenler! Hükümet bu konularda önemli adımlar attı. Darbe mağdurlarının çoğu için iade-i itibar sayılabilecek adımlar atıldı. Fakat mesela Merve Kavakçı hanımefendinin gaspedilen “vekillik hakkı” hususunda bir adım yok! 

Metin Kaplan’ın durumu da benzer. Fatih Kaplan şöyle yazmış: “Edirne F Tipi Cezaevi’nde 11 yıldır hükümlü bulunan ve 4 senedir kanser tedavisi gören Metin Kaplan Hoca’nın oğluyum. Yargı-Medya-Emniyet (Ordu) üçgeninde birçok insan hangi görüşten olursa olsun, dehşet üreten çark tarafından zulme uğratıldı. Metin Kaplan Hoca ve cemaati 28 Şubat aktörleri tarafından asılsız ve mesnetsiz suçlamalarla Türkiye’nin bir numaralı düşmanı olarak hedef gösterildi. Bilhassa Doğan grubunun ürpertici manşetleriyle babama ve cemaatine linç girişimi başlatıldı. Anıtkabir’e uçakla saldırı gibi saçma bir iddia ile o tarihe kadar hükmen ‘silahsız yasadışı örgüt’ konumunda olan cemaat mensupları, bu asılsız iddiadan sonra ‘silahlı terör örgütü’ kategorisine sokulmuştur. Metin Kaplan sadece fikirlerinden dolayı düşman ilan edilmiştir. Hepimiz mağdur edildik, edilmeye devam ediliyoruz!”

HELÂL SANA MUSTAFA DESTİCİ, BRAVO, ŞAK ŞAK ŞAK!

Tebrikler sayın Destici, Muhsin Yazıcıoğlu’nun partisini yer ile yeksan ettin; misyonun bu muydu yoksa?! Bir de hiç çekinmeden Bay Ekmel’in yanında Genel Başkan yardımcını dolaştırıp duruyorsun! Merhum Muhsin Bey’in şehadetinden sonra “İyi bilmezdik” diye kapak yapan “TürkSolu Dergisi”yle poz veren Ekmel Bey’i desteklemek, “abdest alırken yellenmek” gibi bir şey! İyi ki Alperen Ocakları var; onu da biçtin ya Destici!

AHMET HAKAN COŞKUN İÇİN “ANDIMIZ”

Günaydın Panpalar! Saaool! Tırt’ım! Ortaya karışığım! Tarafsız bir etiksizim! Nasıl olduysa İmam Hatipliyim! Yatışkanım, acayip bir yapışkanım! İlkem; patronun emriyle mütedeyyinleri karalamak, büyüklerimi bol sabunla ovalamak, Nişantaşı cafelerini özümden çok kovalamaktır. Ey kalemimi elime veren komprodorlar! Açtığınız ihalelerde, üfürdüğünüz yalanlarla, “dostlarımı sata sata”, hiç durmadan yürüyeceğime “cappuccino” içerim. Buzlu olsun! Ne mutlu döner’lere! Onaylat, ver baskıya, otur aşağıya!

Demeden Edemedim Notu: Samanyolu TV “durmadan” belgesel diye yöresel yemekleri ballandıra ballandıra gösteriyor. Tüm dünya göbekten ve zevkten ibaretmiş gibi! Yuh! Zakkum yemeyesiceler, bir tarafı büzüşmeyesiceler, Şemsi Paşa pasajında şapkacının bedduasına gelmeyesiceler! Gördüğünüz gibi “sıfır beddua” ile sözü bağladım! 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hacı Yakışıklı Arşivi