Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

“Birleşik Irak”a doğru...

“Birleşik Irak”a doğru...

Irak’ta Nuri el Maliki’den boşalan başbakanlık koltuğuna oturması beklenen Haydar el Abadi’yi bekleyen en önemli görev; ülke bütünlüğünü sağlamak için reformlar gerçekleştirmek ve bu yönde radikal kararlar almaktır.

Aksi halde Irak; dönüşü olmayan bir çıkmaza doğru ilerliyor. Zira ülke etnik ve mezhebi anlamda zaten resmen bölünmüş durumdadır.  

Irak’ta etnik anlamda olduğu gibi siyasi ve mezhepler arasındaki anlaşmazlıkların aşılması neredeyse imkânsız. 

Elbette kolay değil, Çünkü Nuri el Maliki çok kötü bir miras bıraktı... Irak’ta kanlı çatışmalar ve sayısız krizler var...

Irak’ın bu duruma sürüklemesinin asıl müsebbibi hiç şüphesiz Amerika’nın öncülüğündeki ittifak güçlerdir... 

Ancak Başbakan El Maliki’nin yanlış politikaları işgalci güçleri aratmayacak cinsten oldu. 

El Maliki, İran’dan aldığı destekle mezhepsel bir tavır içinde tüm devlet kurumlarından Sünniler ile Kürtleri dışlaması bölünmeye hız vermiştir. El Maliki birleştiren ve kucaklaştıran yerine dışlayan ve ayrıştıran yanlış politikaları hem ülkenin bölünmesi hem de işgalci güçlerle başlayan terör olaylarının artmasına sebep olmuştur.   

Ancak şu bir gerçek; El Maliki’nin yanlı ve yanlış politikalarında İran’ın rolü büyüktür. 

Sünnilerin ve Kürtlerin yaka silktiği; Şiilerin de birbirine düşmeye başladığı el Maliki dönemi çok şükür kapandı. 

Şimdi yeni bir ümitle milli birlik hükümeti kurması yolunda yapılan çağrılar Sünni ve Kürt kesimlerinde de şartlı destek buldu. 

Şartlı da olsa, Sünni ve Kürt kesimlerin verdiği bu destek; hem bir şans hem de bir tarihi fırsattır. 

Demek ki; her şeye rağmen; hâlâ bir ihtimal ve hâlâ bir şans daha var. Bu şans ve fırsat en iyi şekilde değerlendirilerek bazı adımlar atılmalıdır.  

Maliki döneminde dışlanan ve yok sayılıp merkezi hükümet ile devlet kurumlarından uzaklaştırılan Sünnilerle ile Kürtlerin, ülke yönetimine ortak edilmesi mümkün olabilir. Ayrıca tüm devlet kurumlarının kapıları onlara da açılmalıdır.  

Huzur ve güven içinde yeniden bir arada yaşama kültürü oluşması başta merkezi hükümet olmak üzere tüm taraflarca desteklenmelidir. Bu konuda karşılıklı fedakarlıklar gereklidir ve yasal güvenceler yeni hükümetçe sağlanmalıdır. 

Şimdi Irak halkı ile birlikte, bölge ülkeleri ve dünya kamuoyu; Haydar el Abadi’nin kuracağı ulusal birlik hükümetinin, kimlerden oluşacağını ve tarafları memnun edecek reformları başlatmayı başarıp başaramayacağını merak etmektedir. 

ÜÇ PARÇADAN OLUŞAN YENİ BİR DEVLET  

Irak’ın toprak bütünlüğü içinde yeniden bir arada yaşama sadece üç ayrı kanton veya üç ayrı eyaletin bir araya gelmesiyle mümkün olabilir.  

Bu konuda ne Kürtlerin ne de Sünnilerin, Şiilere teslim olma gibi bir niyetleri olmadığı açıktır. Türkmenler ise oluşacak “eyalet sistemi” içinde hak ve hukuklarını korunması ve yeni anayasada asli unsur olarak kabul edilmelerini istiyorlar.  

Sadece Bağdat merkezli bir hükümet yerine federal sistem içinde “Eyalet Hükümetleri”nin kurulmasına müsaade edilmeli ve bu eyalet hükümetlerinin de ülke yönetiminde ve bölgelerinde hem etkili hem de yetkili olmaları isteniyor.

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi gibi şimdi de Sünniler benzer bir yönetime sahip olmak istiyor. 

Merkezi hükümetin yanında bölgesel bir yönetim ve kendi ordularına sahip olmak için önerilerini merkezi yönetime bildiren “Sünni Aşiret Devrimcileri Konseyi” ayrıca uluslararası toplum nezdinde girişimlere hazırlanıyorlar.

Nitekim; Irak’ta “Sünni Aşiret Devrimcileri Konseyi” liderlerinden Nacih el-Mizan, hükümeti kurma görevi verilen Haydar el-İbadi’den Nuri el-Maliki hükümetine karşı ayaklanan Sünni Arap bölgeleri Enbar, Diyala, Ninova, Kerkük ve Salahaddin’i anayasanın 121’inci maddesi gereğince referandumla “kendi özel ordusuna sahip bölgesel yönetime” dönüştürmesini istedi.

IŞİD TAŞERONDUR VE ZAMANI GELİNCE TASFİYE EDİLECEK

IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) terör örgütüne gelince; o, egemen güçlerin emrinde ve kontrolünde olduğu için zaman içinde görevi bitince tasfiye edilecek. IŞİD üzerinden Şii Merkezi hükümeti tasfiye edildi ve şimdi; Kuzey Irak Kürt Yönetimi ağır silahlarla donatılıyor. 

Çok yakında Sünni direnişinin beklentilerinin sağlanmasıyla IŞİD; ülke dışına çıkarılacak. 

Ancak; her şeyden önce yapılması gereken şey; öncelikli olarak çatışan tarafları barıştırıp,“Birleşik Irak” için tarafların beklentileri doğrultusunda girişimlerde bulunup yasal düzenlemelerin başlatılmasıdır. 

Aksi halde; bu şans heba edilirse ne Irak ne de “Birleşik Irak”tan söz edilemez. 

Bu konuda Irak’ta çatışan taraflardan çok bölge ülkeleri ve uluslararası topluma önemli görevler düşmektedir. 

Çok büyük acılar içindeki Irak’ta kelimenin tam anlamıyla bir insanlık faciası yaşanmaktadır ve tüm taraflar savaşın bitmesini istiyor.  

Arzumuz ve beklentimiz; Irak’ta çatışmaları sonlandıracak ve akan kanı durduracak bir anlaşmaya varılmasıdır. “Birleşik Irak” planı çerçevesinde Irak’ın toprak bütünlüğü korunsun ve tarafların iştirakiyle bir arada huzur ve güven içinde yaşama adına “milli bir uzlaşma” sağlanmış olsun.

Aksi halde Irak’ta devam eden çatışmalar bölge ülkelerini de içine alacak şekilde (Allah korusun) bölgesel ve mezhepsel bir savaşa dönüşebilir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi