Serdar Arseven

Serdar Arseven

Muhalefetin “Haziran 2015” ittifakı!..

Muhalefetin “Haziran 2015” ittifakı!..

Türkiye’nin özellikle Güney’i fena halde karışık, IŞİD tehdidinin ABD desteği ile büyütülmesi,PKK “şahinlerini” azdırıyor, okul yakmalara varan eylemler için teşvik ediyor. İran ve Esad rejimlerini de güçlendiren bu süreçte, Türkiye haklı tezleriyle başbaşa kalmış, doğruyu savunan tek ülke olarak dar bir alana sıkışmış durumda.

PKK’nın şahinleri, bu sıkışıklığı daha da arttırmak için “Kürtçe Okul” oyununun üzerine yenilerini ekliyor.

Hükümet’in konuya ilişkin yaklaşımı belli.

Sayın Ahmet Davutoğlu, Sayın Bülent Arınç ve Sayın Yalçın Akdoğan, “çözüm süreci”nde geri adım atılmayacağının altını çiziyor.

Bir yandan süreç hızla devam ettirilecek diğer yandan ortalığı yangın yerine çevirmek isteyenlere göz açtırılmayacak.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın konuya ilişkin değerlendirmesi dikkat çekici:

“ ‘Biz, bildiğimiz yöntemle, kendi ütopyamızı gerçekleştirmek isteyelim’ düşüncesinde olan bir takım grupların olduğunu da biliyoruz örgüt içerisinde. Bunlar zaman zaman süreci de sabote ettiler. İşte bu devrimci halk savaşıyla biz bunu yaparız vs. yanılgısına kapıldılar. ‘Bu Çözüm süreci bir şekilde devam etsin ama biz bölgedeki nüfusumuzu geliştirebilmek için bir taraftan da baskı kurmaya devam edelim’ anlayışı. Buna bizim göz yummamız mümkün değil. Yani bu süreç var diye, bu tür illegalite, hukuksuzluklar, taşkınlıklar, asayiş olayları… Bunları sineye çekelim gibi bir yaklaşımı hükümetin söz konusu değildir. Burada yapılması gereken ne varsa yapılacaktır.”

Gezi olaylarında bazı “izm”ci gruplarla PKK şahinleri omuz omuza terör estirmişlerdi.

Bu ittifak devam ediyor; Güneydoğu’daki son provokasyonlar, hükümeti “güvenlikçi” politikalara itme ve 2015 seçimlerinde avantaj kaybetmesini sağlama amacına matuf.

Kimse “Gezi olayları bitti” sanmasın!..

Gezi tezgâhı devam ediyor.

O günlerde verilmek istenen bir görüntü vardı; bir yanda ayyaşlığın dibine vuranlar; diğer yanda da her türlü rezilliğin ortasında gerçekleştirilen “iftar-show” organizasyonları.

Bu gruplara, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan fırça yiyen kimi “Patronlar Kulübü” mensupları destek vermişti, boşuna değil!..

Süreç içinde, bir yandan 17/25 Aralık DostModern Darbe girişimleri geldi.

Hedefleri, “Bunlar Müslümanım diyor ama her türlü ayak var!” imajını yerleştirmek ve iktidar partisinin büyük ölçüde oy kaybetmesini sağlamaktı.

Bu yolda birkaç küçük “muhafazakâr” partiye de çengel attılar, üç beş kere televizyona çıkartma, birkaç küçük imkândan faydalandırma karşılığında onları kullanmak istediler ve kullandılar!..

Ankara’da MHP’li Mansur Yavaş’ı CHP’den aday yapmak suretiyle, “sandıkta birleşme”yi gerçekleştirmeye çalıştılar.

Yerel seçim öncesinde kurdukları bu tezgâhlar, ne ölçüde işlerine yaradı?..

Şüphesiz, Sayın Erdoğan’ın o muhteşem “direnci” olmasaydı büyük ölçüde işlerine yarayacaktı.

 Erdoğan çok sert çıktı, çok kararlı çıktı, paralel devletin rezil saldırıları da “mağduriyet” hâlini pekiştirdi.

Oyun bozuldu.

Buna rağmen, muhalefetin birçok yerde özellikle de Ankara’da ciddi oranda “birleştiğini” gördük.

Bütünden iyi sonuç alamadılar ama kendilerini ümitlendiren sinyaller de gelmedi değil.

Sonrasında “Ekmel Bey Projesi”; onu da “Ekmel Bey Cumhurbaşkanı olabilir!”düşüncesiyle devreye sokmadılar, bir denemeydi o, 2015 Haziran’ına yönelik deneme. 

Bu proje bir takım dâhili dirençlerle karşılaşmış olsa da “muhalefeti birleştirme” yolunda sağlam bir deneme oldu onlar için.

Büyük Birlik Partisi yönetimini projelerine eklemlemeleri, kendileri açısından “simgesel önemi olan” bir gelişmeydi.

Genel seçimlerde MHP kontenjanından “birkaç”  vekillik teklif etmek de bu çalışmanın uzantısı olacaktır!..

“Bekâroğlu” projesinin muhalefete oy çekme potansiyeli yok gibi görünüyor ama “katalizör”olarak bir işe yarayabileceğini hesapladıkları da ortada.

2015 Haziran’ına doğru çok daha “belirgin” tipleri çekmeleri zor olmayacaktır.

Toparlayalım:

Güneydoğu’daki son tezgâhın hedefi, AK Parti’yi “güvenlik devleti” uygulamalarına sürüklemek ve 2015 seçiminde avantaj kaybetmesine sebep olmaktır.

Bu türden çalışmaları devam ettireceklerdir.

Bugüne kadarki “tezgâhlar”,  2015 Haziran’ında bir araya gelerek AK Parti’yi büyük oy kaybına sürüklemek için birleşeceklerdir.

 “Hata yapma” lüksünün olmadığı bir süreçten geçiyoruz.

Yumruğu sıkılı olmayan herkesle “tokalaşma çabası”na evet…

Evet de…

“Muhalefete yumuşama mesajları vereceğim derken, gittikçe sertleşen muhalefete hakkıyla mukabele edememek gibi bir hataya” düşülmemesi lâzım.

Her işte denge. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi