Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Gönülün Sığdığı Yere Göz De Sığarmış

Gönülün Sığdığı Yere Göz De Sığarmış

Yıllar evvel, çalıştığım kuruma atanan üst düzey bir yöneticiye“Hayırlı olsun.” demek için uğramıştım. Gençlik yıllarından tanıdığım mütevâzi bir insandı. Aynı kurumdan burs almıştık. Bursu,  maddi durumunun ve yaşam biçiminin üst düzey olmadığını anlamanız için özellikle söylüyorum.

Bir genel müdüre,tebrik için  uğradığınızda, konuşulacak konular az çok bellidir. Böyle dar bir vakitte,havadan sudan şeyler konuşulur. Hadi biraz ileri gidelim, kurumun sorunları olsun. Fakat biz ne konuştuk dersiniz? Makam odasının tefrişini.

Karşımdaki insanın geldiği kurumdaki mevki ve makamını bilmesem “Adamcağız haklı, nereden nereye?” derim belki. Ama öyle değil. Doğru dürüst perdesi olmayan, küçük bir odadan geldiğini biliyorum. Yâni, yeni odası eskisinin yanında leb-i derya. Laf olsun diye değil sâhiden deniz manzarası da var. Perdeler, kadifeden. Duvarlar laminant, yerler ise halı kaplı. Ama,  beyefendi son derece öfkeliydi. “Bu ne biçim bir kurum? Bir müdür odası böyle mi olur? Burayı âcilen tefriş etmek lâzım.” diye söylendi. Üslûbu  o kadar saldırgandı ki  ona lâyık bir odamız olmadığı için âdetâ özür bekliyordu. Şimdiki aklım olsa”Sen bir de bizimkileri gör.” derim ve âmire saygısızlıktan cezâyı da alırım.

Bir hayli şaşırmıştım. Bir odaya, bir adama baktım. Diyelim ki odanın tefrişâtı eski. Adamcağız, hayal kırıklığına uğradığı için söyleniyor.  İyi de bu ilk gün mü konuşulur?

Bu misal,  benim için çok özeldir. Bu yönetici, bilâhare odasını yeniden tefriş ettirdi. Devlet parasıyla tabi. Ama, o odaya bir türlü sığamadı. Daha yukarı mevkilere çıkmak için dolandı durdu. Siyâsîlerin kapısını aşındırdı. Kurum çalışanları sıkıntılarını dile getirince de “Biraz şükredin arkadaşlar.” diyordu.  Oturup konuşsanız makamların gelip geçici olduğu hakkında pek güzel bir nutuk çekebilecek bilgisi de vardı.

Bu konuda bir örnek de bir arkadaşımın çalıştığı kurumdan vereyim. Kul hakkı, yetim hakkı, adâlet kelimelerini dilinden düşürmeyen genel müdürlerinin kocaman bir makam odası varmış. Dayalı döşeli. Dinlenme odası ve özel tuvalet de dâhil. Birgün makam katında tâdilât başlamış. Diğer odalar boşaltılmış ve tüm katın genel müdüre tahsis edilmesi için inşaat çalışması başlamış. Tabi ki devlet parasıyla. Bu arada, genel müdürleri işyerinde kendisine âit bir fotokopi çektirince, günah olmasın diye yerine kâğıt koyuyurmuş. ”Herhalde kurumunuzda yer ve bütçe sorunu yok. “dediğimde ise arkadaşım, ” Olmaz olur mu? Odalarda tıkış tıkış çalışıyoruz. Doğru dürüst çayımız çıkmıyor. Bize gelince para ve yer yok.“ dedi.

Bu misallerden sonra, sizlere aynı konuda farklı bir hikâye anlatmak istiyorum. Gözlerimle şâhit olmasam abartıldığını söylerdim.

Çocuklarımın devâm ettiği ilköğretim okulu, orta okula dönüşünce diğer okuldan gelen öğrenciler sebebiyle sekizinci sınıfta artış oldu. Sene başında uğradığımda öğretmenler odasının sınıf hâline getirildiğini gördüm.

Hâdisenin aslını sonradan öğrendim. Okulların açılmasına sayılı günler kala, sınıf ihtiyâcı belirince müdür bey, âni bir karârla  odasını boşaltmış. Oda dediysem kocaman ve şık bir makam odası. Kendi odasının neredeyse üçte biri büyüklüğünde, küçük bir odaya geçmiş (Miş dediğime bakmayın,  üçte bir ifâdesi bana âit. Gördüm ve kıyasladım.) Eski odasını öğretmenler odasına; öğretmenler odasını da sınıfa dönüştürmüş. Cumartesi Pazar evine gitmeden, işin başında çalışarak. Müdürümüzün kalp hastası olduğunu da belirteyim. Ayrıca bu işler için bütçe de yok. Bulup buluşturarak...

“Mâdem öyle, en başından niye mütevâzi bir odası  yok?” diye merâk eden olursa merâkınıgidereyim. Şâşâlı müdür odası, önceki müdürün eseri.

Size tüm samimiyetimle söylüyorum müdür beyin şu anki odası da lâzım olsa orayı da eğitim için tasarruf eder; gider öğretmenler odasında oturur. Böyle gönlü geniş bir adam. Her yere sığar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi