Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Süreçte Değişim Şart

Süreçte Değişim Şart

Bölücü terör örgütü PKK ve yandaşları,

Son dönemde iyice güçlenmiş görünüyor.

Bu gücün getirdiği pervasızlıkla, “astığımız astık kestiğimiz kestik” tavrı sergiliyorlar.

Artık güpegündüz eylem yapabilir oldular.

Şehir merkezlerinde istedikleri zaman toplanıp, bölücülük ve terör sloganları atıyorlar.

Daha da ileri gidip, yine güpegündüz sokak ortasında Mehmetçik şehit edebiliyorlar.

Yöntem aynı, kahpece arkadan saldırıyorlar.

İşin ilginci,

Düne kadar geceleri sınırdan gidip, karakollarımıza baskın düzenlemeye kalkışırlardı.

Maksimum estirdikleri terör rüzgarı bu olurdu.

Bugün güpegündüz şehrin ortasında katliam yapabiliyorlar.

Ve nokta atışı ile belli bir strateji gözeterek.

Yeter ki istesinler!

Yeter ki emir alsınlar!

Ellerini kollarını sallaya sallaya o kahpe amaçlarını, o emrin gereğini yerine getirebiliyorlar.

“Taşları bağlamışlar, köpekler serbest” sözü, son dönem Türkiye’sini ne de güzel özetliyor.

***

Son dönemde artan terör olayları karşısında,

Siyasi iktidarda büyük bir kafa karışıklığı gözlemliyorum.

Ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilmez bir haldeler.

Haliyle çelişkili açıklamalar geliyor.

Örneğin Hükümet Sözcüsü Yalçın Akdoğan, “son eylemlerde Öcalan’ın da rolü olduğunu” söylerken,

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “olaylardan Öcalan’ın da rahatsız olduğu” yönünde garip açıklamalar yapıyor.

“Açılım süreci”nin etkisini görüyoruz bu beyanlarda.

Maalesef “süreç” öyle bir noktaya sürüklendi ki,

“Devlet”in eli zayıfladı.

Terör örgütüne “terör örgütü”; teröristbaşına “teröristbaşı” diyemiyorsunuz.

Bunların birbirinden bir farkının olmadığını söylemiyorsunuz.

Tepki göstermeniz gerekiyor,

Bunu yaparken mutlaka bir tarafı ayırmaya, aklamaya gayret etmek zorunda kalıyorsunuz!

“PKK’nın şahin kanadı” diye bir şey duymaya başladık son dönemde örneğin.

Bu ifade ile denilmek isteneni bilmem anlıyor musunuz?

PKK, PKK’dır oysa.

İslam düşmanı, Marksist-Leninist bir katiller topluluğu.

Öcalan da bu terör örgütünün elebaşıdır.

Hal böyle iken,

PKK terör örgütlüğünü yaptığı zaman en moda tabirle “provokasyon” deyip, işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor.

O provokasyon bu provokasyon…

Provokasyon olmayan ne peki?

30 bin canı biz nasıl verdik ki?

Yoksa PKK diye bir terör örgütü de yok mu?

PKK da bir “provokasyondan” mı ibaret?

Kandil hikaye,

O dağ başındaki eli silahlı teröristler birer hayal ürünü mü?

Yoksa bebek katili Öcalan aslında sırf siyasi düşüncelerinden mahkum olmuş biri mi?

***

Bu noktaya nasıl gelindi?

Maalesef “süreç” öyle, “PKK isteklerinde haklı” der gibi işletildi ve…

Kundaktaki bebeğe varıncaya kadar bölge halkının kulağına “senin ananı babanı bu devlet, bu Mehmetçik, bu polis haksız yere öldürdü, katletti” diye bağırarak yürütüldü ki…

PKK legalleştirildi.

Öcalan kahramanlaştırılıp, tüm Kürtlerin lideri konumuna yükseltildi.

Tüm bunlar PKK’nın arkasındaki halk desteğini artırdı.

Dün Kürt gençlerinin 10’da 1’i Öcalan’a sempatiyle bakıyordu,

Bugün 10’da 9’u…

Bugün artık karşınızda sadece PKK yok.

***

Siyasi iradenin süreçte bir şeylerin yanlış yapıldığını artık anlaması gerekiyor.

Süreç noktalansın d(iy)emiyorum.

Bu mümkün değil artık çünkü.

Ama en azından daha sağlıklı, daha tedbirli bir yola sokulabilir.

Şimdiye kadar hep terör örgütü ve yandaşlarına yaradı. Bundan sonra sadece gerçek anlamda mağdur olan bölge halkına, dolayısıyla tüm Türkiye’ye hizmet edecek bir hale evrilmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi