İbrahim Bekiroğlu

İbrahim Bekiroğlu

Ulusalcıların Sahte Kürt Sevgisi

Ulusalcıların Sahte Kürt Sevgisi

Bu memlekette Kürt sorunu varsa failleri laik-ulusalcı kesimdir.  Sorunun  temelleri Cumhuriyet dönemine kadar gider.  Rejimin elitleri Kürtleri insan yerine bile koymamıştır. Öyle ki en temel bir insani hak olan, Allah tarafından bahşedilmiş olan dillerini bile konuşmalarına müsaade etmemişlerdir.

Şu günlerde mezkur güruhun Kürtlerle ilgili fikirlerinin değiştiği gibi bir izlenim oluşturulmaya çalışılıyor.

Bakıyorsunuz ultra ulusalcılar bile PKK’yı savunan söylemlerde bulunuyorlar. Kürtleri günahı kadar sevmeyen paralelciler bile PKK ile işbirliğine girmek için bir yol arayışı içindeler.  Birbirlerine bu kadar düşman grupların yakınlaşmaları, hatalarını fark edip tövbe etmelerinden dolayı değildir elbette.

Herkes biliyor ki laik kesim ve sulu muhafazakarların derdi PKK ile değil Ak Partiyledir. Özelde de Cumhurbaşkanı Erdoğan iledir. Ergenekon davalarıyla birlikte cunta pasifize olmuştur. Dolayısıyla asker yakın dönemde darbe yapamaz.  Seçimle Ak Partiyi devirmek de mümkün görünmüyor.  Ağaçları kurtarma bahanesiyle insanların malının ve canının telef edildiği Türkiye tarzı turuncu darbeler de işe yaramadı. Son koz olarak dost-modern darbe de fos çıktı.

Geriye hükümeti köşeye sıkıştıracak bir tek PKK kaldı. PKK ile mücadelede şiddet, muhalefetin elini güçlendirir. Hükümeti de zayıflatır.  Aksi bir durum yani çözüm sürecinin başarıyla neticelenmesi Erdoğan ve Ak Parti’yi Türkiye’nin mutlak hakimi  yapacaktır. Onun için hükümetle mücadele eden son kale olan PKK terörünün bitmesini istemiyorlar. Öcalan savaş emri verse ona okyanus ötesinden şefaat edecekler var.

Türkiye karaktersiz, omurgasız, kaypak, bencil insan ve gruplarla savaş veriyor. Hükümet devrilsin diye ülkenin bitap olmasını isteyen insanlar bunlar.  PKK, ulu-solcu  ve paralel tilkilerin dümenine takılacak kadar ahmak mı değil mi göreceğiz.

Fakat şunu bilsin ki eski Türkiye’nin demodeleri iktidara ilk geldiğinde yapacakları ilk iş Ak Partiyi yok edip Cumhurbaşkanını ve diğer yöneticilerini içeri tıkmak olacaktır. İkinci iş ise 90’lı yıllara dönüş olacaktır. Bugün rahat konuşabilen, devlete meydan okuyan, hükümetin barış elini kibirle geri çevirmeye çalışan HDP’li siyasetçiler kendilerini hapislerde bulacaklardır. Olağanüstü hal geri gelecektir. Güneydoğu’yu Kürtlere dar edeceklerdir.  Bu uğurda yeni şehitler verilip verilmesi umurlarında olmayacaktır. Nasıl olsa analar her gün şehit doğuruyor. Ve onların anaları ağlamayacak. Çünkü oğulları doğuda askerlik yapmayacaktır.

Devlet ilk kez Kürt halkına insan muamelesi yapıyor. Çünkü iktidarda bir türlü deviremedikleri, halk oyuyla seçilmiş bir hükümet var. Bunun alternatifi elit bir zümrenin yönetimi olan teokrasidir. Yani PKK’nın mevcut yönetim biçimi. Bu sistem PKK içinde işe yarayabilir. Ancak devlet bir teknokratlar hükümetiyle yönetilirse sadece (bitmesi  gereken) PKK’lı baronların saltanatı değil, tüm Kürt halkının geleceği bitecektir .  

Onun için PKK ve yandaşları ve siyasi partisi kendisine uzanan barış elini tuzak vaatlere ve dahi kendi saltanatlarına tercih etmelidir.  Bu devlet Ak Parti olmadan da yaşayabilir. Ama ülkeye barış Ak Parti hükümeti olmadan gelmez.

Bunu anlamak zor değil. 2002 öncesi ile sonrasını karşılaştırsınlar yeter.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İbrahim Bekiroğlu Arşivi