İbrahim Bekiroğlu

İbrahim Bekiroğlu

Siber Ordular

Siber Ordular

İnternet, bilgiye her yerden ve anında erişmeye olanak vermesinin yanı sıra aynı zamanda bilginin saklandığı bir mahzen  işlevi de görüyor. Bu mecrada  önemli- önemsiz, gizli-açık her türlü bilgiye ulaşmak mümkündür. Buna devletlerin kozmik odalarda sakladığı sırlar da dahildir.

Bilgisayar ve internet şifrelerinin kırılmasıyla banka hesapları, orduların savaş stratejileri, teknolojik bilgi ve çok önemli silahların üretim sırlarını elde etmek mümkündür.  Devletlerin ilgili birimleri bunu bildiği için son birkaç yıldır siber ordular kuruluyor.  Bu ordular bazen düşman ülkenin internet sitelerini ve elektronik sistemlerini çökertmek bazen de kendi bilgilerinin saldırıya uğramasını engellemek için görev başındadırlar.

Komşu ülkeler bu konuda iyi bir noktaya gelmiş durumda. Mesela, Esad rejimine bağlı çalışan Suriye Elektronik Ordusu düşman gördüğü ülkelerin sitelerine çeşitli saldırılar düzenliyor.  Geçen yıl gezi parkı olaylarında hükümete ait bazı siteleri çökertebilmişlerdi.  Ancak çok amatör olmalılar ki kendi sitelerini bile Türk hackerlardan koruyamadılar.  Fakat  Associated Press  ajansının twit hesabına girerek Beyaz Saray’ın bombalandığını ve Obama’nın yaralandığını yazabildiler.  Sadece bu twit Amerikan borsasına 136,5 milyar dolarlık zarar verdi.

İran da İsrail ve Amerika’nın Natanz nükleer santraline yaptığı siber saldırıdan sonra işi sıkı tutmaya başladı. İran’a yapılan saldırıdan 30 bin bilgisayar etkilenmiş ve atom bombası üretme süreci iki yıl daha geciktirilmişti. İran da misilleme olarak Amerikan bankalarının sistemlerine saldırmıştı.  Amerika ile İran arasındaki bu siber saldırılar “tarihteki bilinen ilk siber savaş” olarak kabul edilir ( Ama değil. İlk savaşı aşağıda yazdım)

İsrail bu konuda en mahir ülke diyebiliriz.  İsrail’in orduya bağlı siber birimlerinin yanı sıra Başbakanlık özel kalemine bağlı çalışan bir ünitesi var. Bu ünite üniversite öğrencilerine burs vererek sosyal medyada İsrail lehine paylaşımlarda bulunmasının yanında aleyhte olan yayınlara karşı saldırılarda bulunur. İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılar sosyal medyada söz konusu birim tarafından meşru gösterilmeye çalışılmıştı. Öte yandan Whatsapp,  Viber ve Tango gibi bir çok mesajlaşma platformunun sahibinin Yahudi olması İsrail devleti için diğer bir avantaj.

Amerika,  Almanya,  İngiltere ve Rusya gibi ülkelerin siber orduda çok iyi bir konumda olduklarını söylemeye gerek yok.

Türkiye’ye gelince; Ülkemiz geçen yıl siber güvenlik ordusunu kurdu. Ordu bünyesindeki bu birim muhtemelen devletin askeri sırlarını korumak için çalışacaktır. Devletin diğer siteleri, bankalar ve şirketleri de korurlar mı bilinmez ama şu anda Türkiye’ye yapılan siber saldırıların gizli bilgileri elde etmekten çok hükümeti yıpratmak gayesini taşıdığını söyleyebiliriz. İnternet üzerinden bilhassa sosyal medyada yapılan kara propagandalar, çağrılar, gösteri davetleri ve  yalan haberler de siber saldırının bir parçasıdırlar.

Gezi ve 17 Aralık’taki operasyonları hatırlayın. Geziyi bu kadar büyük bir olaya dönüştürenler dışarıdan aldığı emirlerle yalan yanlış paylaşımlarda bulunan sosyal medya provokatörleriydi.  17 Aralık sürecinde hükümeti telefon kayıtlarıyla devirmeyi planlayan vatan haini güruh da internetteki videoları bir silah olarak kullanmıştı.

Hükümetin bu saldırılarla baş etmesi biraz zor oldu. Bu tür saldırı dalgalarının yeniden olabileceğini farz edersek, derhal bir sivil siber ordunun kurulması elzemdir.  Şayet böyle bir yapılanma var da bizlerin haberi yoksa eyvallah. Ancak göründüğü kadarıyla yok.

Gazeteci, akademisyen,  STK temsilcisi kılığında bir çok ajan Türkiye aleyhinde paylaşımlarda bulunup uluslararası güç noktalarını harekete geçmeye zorlamakta,  istihbarat toplamakta, belli grupları hükümet aleyhine kışkırtmakta, çözüm sürecini baltalamakta veya devlet adamlarını küçük düşürmektedirler.

Bunlar Fevzi İşbaşaran gibi bir saygısızı veya Yasin Börü’yü öldüren katilleri bile masum gösterme çabası içine girdiler.  Yanlış bilgilendirmelere karşı bireysel çabalar var ama karşı tarafın organize olması bu gayretleri boşa çıkarıyor.  Hükümetin bu konuya eğilmesi ve bir ekip kurarak yalancı şahitlerle ve ajanlarla mücadele etmesi gerekiyor.

Askeriyeye ait siber ordunun askeri güvenliğin dışında bir görev yapmayacağı muhakkak. Bu ülkeye  sivil bir siber ordu gerekiyor. Çünkü dün Bloomberg’te çıkan bir habere göre ilk siber saldırı ya da savaş 2008’de Türkiye’de oldu.  O tarihte Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının Refahiye kısmında birileri önce kameraları kapatıyor, sonra da borudaki basıncı arttırarak boruları patlatıyor. İddiaya göre siber saldırıyı boru hattından rahatsız olan Rusya gerçekleştirdi. Eğer doğruysa ilk siber savaş Rusya ile Türkiye arasında yapılmış oldu.

Bu tür saldırıların bir daha olmaması için acil bir (sivil) siber ordu kurulması gerekiyor.

Savaşlar sadece silahlarla kazanılmıyor artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
İbrahim Bekiroğlu Arşivi