Ali Osman Gündoğan

Ali Osman Gündoğan

Şahıs olmak

Şahıs olmak

Şa­hıs öz­gür, so­rum­lu­luk sa­hi­bi, fer­di­yet ile top­lum­sal­lık iliş­ki­sin­de ken­di fer­di­ye­ti­ni aşan, top­lum ile sağ­lık­lı iliş­ki­ler ku­ran ama ken­di­si ol­ma­nın far­kın­da olan var­lık­tır.

Şa­hıs, ken­di fer­di var­lı­ğın­da de­ğer­le­ri mü­şah­has ha­le ge­tir­miş ve on­lar­la ken­di­si­ni gös­te­ren var­lık­tır.

Şa­hıs var­lı­ğı­nın öz­gür­lük var­lı­ğı olu­şu, hem ken­di­sin­den hem ken­di dı­şın­dan ge­len esir edi­ci, kö­le­leş­ti­ri­ci, nes­ne ha­li­ne ge­ti­ri­ci et­ki­le­re kar­şı ha­yır di­ye­bil­me güç ve kuv­ve­tin­de ol­ma­sı an­la­mı­na­dır. Çün­kü in­san var­lı­ğı, tam an­la­mıy­la bir harp ala­nı­dır. Onun mu­ha­re­be­si hem ken­di­si­ne hem de ken­di dı­şın­da olan­la­ra kar­şı bir mu­ha­re­be­dir. Çün­kü in­san ken­di için­den ge­len du­yu­sal it­ki­le­re ma­ruz kal­dı­ğı gi­bi ken­di dı­şın­da­ki ce­mi­yet­ten de ge­len emir­le­re mu­ha­tap­tır. 

Ah­lak, ma­ruz kal­dı­ğı ve mu­ha­tap ol­du­ğu it­ki ve emir­le­re kar­şı ta­vır ala­bil­mek­le baş­lar. Ta­vır ala­bil­me ve mu­ha­re­be­yi gö­ze al­ma da an­cak şa­hıs var­lı­ğı­nın ger­çek­leş­ti­re­bi­le­ce­ği ah­la­ki bir tu­tum­dur. Onun öz­gür­lü­ğü, za­man içe­ri­sin­de ken­di ey­lem­le­riy­le ken­di­si ta­ra­fın­dan ka­za­nı­lan ve ger­çek­leş­ti­ri­len bir öz­gür­lük­tür. Öz­gür­lük, şa­hıs ta­ra­fın­dan ha­zır bu­lun­muş bir hal de­ğil­dir. Öy­ley­se öz­gür­lük, ey­lem­le­ri­mi­zin te­me­lin­de bu­lun­maz ama ey­lem es­na­sın­da açı­ğa çı­kar.

Şa­hıs var­lı­ğı­nın ey­lem­le­ri­nin kay­na­ğın­da so­rum­lu­luk bu­lu­nur. Şa­hıs için so­rum­lu­luk, ey­le­min so­nun­da or­ta­ya çı­kan piş­man­lık, vic­dan aza­bı gi­bi olum­suz so­nuç­la­rı te­la­fi edi­ci bir me­ka­niz­ma de­ğil­dir. İn­sa­nı ey­le­me ge­çi­ri­ci bir ira­de­dir. Şa­hıs, in­sa­nı ey­le­me ge­çi­ri­ci bir ira­de­ye sa­hip olan­dır. Bu ira­de, ey­le­me geç­me­mek­ten ötü­rü ah­la­ki ba­kım­dan şah­sı suç­lar. Bu öy­le bir so­rum­lu­luk­tur ki, şah­sın ey­le­mi­ni bü­tün bir âle­me ya­yan bir ira­de­den kay­nak­la­nır. Bun­dan do­la­yı şah­sın ey­le­mi, Top­çu­’nun ifa­de­siy­le “da­ha mü­kem­mel ha­re­ke­te du­yu­lan bir öz­lem­dir.”

Şa­hıs, te­fek­kü­rü­nü ey­le­me dö­nüş­tü­ren bir öz­ne­dir. Bu hal, onun ken­di­siy­le tu­tar­lı­lı­ğı­nı ifa­de eder. Do­la­yı­sıy­la şa­hıs, iç­ten dı­şa doğ­ru bir ey­lem sa­hi­bi­dir. Bu­nun için­dir ki şa­hıs, ey­le­mi­nin sa­hi­bi ak­tif bir var­lık­tır. Ak­si tak­dir­de şa­hıs, ta­vır ta­kı­nan özel­li­ğin­den uzak ka­lır. Ken­di fer­di­ye­ti içe­ri­sin­de kal­ma­yıp ken­di dı­şı­na doğ­ru açı­lan ve açıl­dı­ğı dı­şı ken­di­ni de­ğiş­tir­di­ği gi­bi de­ğiş­tir­me ira­de­si­ne sa­hip olan bir var­lık ola­rak şa­hıs, fer­di­yet­çi­li­ğin ego­iz­mi­ni yen­miş ama sos­yo­lo­jiz­min sos­yal de­ter­mi­niz­min­den de ken­di­si­ni ko­ru­ma­sı­nı bil­miş­tir.

İn­san, fer­di­yet ha­lin­de kal­dı­ğın­da baş­ka şa­hıs­lar­la olan mü­na­se­bet sı­kın­tı­lı ha­le gel­mek­te, bü­tü­nüy­le sos­yal de­ter­mi­niz­me ta­bi ol­du­ğun­da da her­kes gi­bi ol­mak­ta­dır. Top­lu­ma ya­ban­cı bir fert na­sıl ki ken­di yal­nız­lı­ğı içe­ri­sin­de ken­di­si­ni ger­çek­leş­tir­me im­kâ­nı­na sa­hip ola­maz­sa, her­kes gi­bi olan bir in­san da ken­di­si­ni ger­çek­leş­tir­me im­kân­la­rı­nı bü­tü­nüy­le kay­bet­miş de­mek­tir.

Gü­nü­müz­de özel­lik­le ül­ke­mi­zin asıl sı­kın­tı­la­rı­nın ba­şın­da, söz ko­nu­su et­me­ye ça­lış­tı­ğım in­san me­se­le­si, özel ola­rak da şa­hıs ol­ma me­se­le­si gel­mek­te­dir.

Eği­tim sis­te­mi­miz, bil­has­sa de­ğer­ler eği­ti­mi çer­çe­ve­sin­de öğ­ren­ci­yi şah­si­yet sa­hi­bi bi­rer var­lık ola­rak ye­tiş­ti­re­bil­me im­kân ve yol­la­rı­nı ara­ma­lı, müf­re­dat­la­rı­nı bu­na gö­re ha­zır­la­ma­lı­dır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Osman Gündoğan Arşivi