Ebubekir Sifil

Ebubekir Sifil

Şeriat İstemezük

Şeriat İstemezük

Öz­ge­can ne ilk, ne de son ola­ca­k… Mo­dern­leş­tik­çe suç oran­la­rı­nın art­tı­ğı, oku­ma-yaz­ma ora­nı yük­sel­dik­çe prob­lem­li in­san sa­yı­sı­nın art­tı­ğı bir ül­ke­de ya­şı­yo­ruz. Bo­şan­ma oran­la­rı­nın ev­li­lik oran­la­rı­nı ge­ri­de bı­rak­ma­sı­nın ade­ta ku­ral ha­li­ne gel­di­ği, ha­pis­ha­ne­le­rin­de­ki do­lu­luk ora­nı­nın % 100’ün üze­rin­de bu­lun­du­ğu bir ül­ke.. 

“Mo­dern­leş­me”­den kas­tım el­bet­te sa­de­ce bü­yük bü­yük şe­hir­ler­de ya­şa­ma­yı, ge­liş­miş tek­no­lo­ji ürü­nü araç-ge­reç kul­lan­ma­yı kast et­mi­yo­rum. Fi­kir­de, dü­şün­ce­de, al­gı­da ve ta­sav­vur­da mo­dern­leş­me­dir kasd et­ti­ğim. 

Mo­dern­leş­mek, Ba­tı­lı gi­bi dü­şü­nüp/ina­nıp ya­şa­mak ger­çek­ten tek se­çe­ne­ği­miz miy­di? Gel­di­ği­miz nok­ta­da di­le ge­ti­ril­me­si bi­le abes!! 

Oy­sa ka­za­nım­la­rı­mız­da kay­bet­tik­le­ri­miz ara­sın­da ya­pı­la­cak ba­sit bir mu­ka­ye­se bi­le ya­şa­dı­ğı­mız du­ru­mun adı­nı koy­ma­da bi­ze yol gös­te­ri­ci ola­bi­lir.

Öz­ge­ca­n’­ın ba­şı­na ge­len­ler ve­si­le­siy­le ye­ni­den tar­tış­ma gün­de­mi­ne ge­len  “ö­lüm ce­za­sı­“ ta­lep­le­ri­ni cid­di­ye al­ma­lı­yız. Ma­sum bi­ri­nin ca­nı­na kı­ya­na ölüm ce­za­sı dı­şın­da ve­ri­le­cek her tür­lü kar­şı­lık, onun için “ö­dül” an­la­mı ta­şı­ya­cak, baş­ka va­ka­lar için –do­lay­lı da ol­sa­– da­ve­ti­ye an­la­mı ta­şı­ya­cak­tır. Baş­ka top­lum­lar için du­rum fark­lı ola­bi­lir, ama ka­bul ede­lim, bu top­lum­da ha­pis ce­za­sı bu tür va­ka­lar­da cay­dı­rı­cı de­ğil. Suç iş­le­yip hap­se gir­mek, son­ra çı­kıp tek­rar suç iş­le­mek bir kı­sım in­san­lar için bir “ha­yat tar­zı­“ ha­li­ne ge­li­yor za­man için­de. “Çağ­daş norm­lar” ne der­se de­sin, her top­lu­mun ken­di­ne öz­gü­lük­le­ri var­dır. Si­lah gö­rün­ce ür­pe­ren in­san­la­rın oluş­tur­du­ğu top­lum­la, si­lah­la bü­yü­müş in­san­la­rın oluş­tur­du­ğu top­lum ara­sın­da el­bet­te fark­lar var­dır. Bi­ri­si için cay­dı­rı­cı olan, di­ğe­ri için ol­maz.

Bir de ate­şin düş­tü­ğü ye­ri yak­tı­ğı ger­çe­ği var. Ölüm ce­za­sı­na kar­şı çı­kan­la­rın ba­şı­na-ke­sin­lik­le ar­zu et­me­yiz ama- böy­le bir ha­di­se gel­di­ğin­de ay­nı ra­hat­lık­la ha­re­ket ede­bi­le­cek­ler mi­dir?.. 

Do­la­yı­sıy­la me­se­le­yi ile­ri­lik-ge­ri­lik, çağ­daş­lık-çağ­dı­şı­lık gi­bi süb­jek­tif ge­nel­le­me­ler üze­rin­den tar­tış­mak ke­sin­lik­le so­nuç ge­ti­ri­ci ol­ma­ya­cak­tır. Ayak­la­rı­mız ye­re bas­mak zo­run­da­…

Me­se­le­nin ikin­ci bir bo­yu­tu da­ha var ki, il­kin­den da­ha önem­li: Top­lum ola­rak ne­re­dey­se bu tür anor­mal­lik­le­ri ka­nık­sar ha­le gel­dik. Top­lu­mun bir ke­si­mi sev­gi­den, mer­ha­met­ten, sa­mi­mi­yet­ten gün geç­tik­çe uzak­la­şı­yor.  Bi­zi bir ara­da tu­tan bağ­lar git­tik­çe za­yıf­lı­yor. Ka­la­ba­lık­lar ha­lin­de, ama bir­bi­ri­mi­ze değ­me­den ya­şı­yo­ruz.

Ya­şa­dı­ğı­mız ha­di­se­ler bu nok­ta­da bi­zim için “a­larm” an­la­mı ta­şı­yor. Te­mel prob­lem, “ai­le”­nin içi git­tik­çe bo­şa­lan bir ku­rum ha­li­ne dö­nü­şü­yor ol­ma­sı. La­fı dön­dü­rüp do­laş­tır­ma­ya ge­rek yok; ka­dı­nı ai­le­den, “an­ne”­lik mis­yo­nun­dan uzak­laş­tır­dı­ğı­mız öl­çü­de ai­le­yi tah­rip edi­yo­ruz. Ka­dın­la­rı­mız an­ne­li­ği “e­vin içi­ne tı­kıl­mak” ola­rak al­gı­lı­yor ar­tık. 

Oy­sa an­ne, ai­le fert­le­ri­ni bir ara­da tu­tan “harç­”tır. Onu so­ka­ğa, fab­ri­ka­ya.. çı­kar­dı­ğı­nız­da ai­le­nin içi­ni bo­şal­tı­yor­su­nuz as­lın­da. İşin er­ba­bı, an­ne­nin ço­cu­ğu­na ver­dik­le­ri­nin ika­me­siz ol­du­ğu­nu söy­lü­yor. Bu­ra­da sa­de­ce “an­ne sü­tü”n­den bah­set­mi­yo­ruz; şef­kat, sev­gi, mer­ha­me­t… gi­bi te­mel “in­sa­nî” has­let­ler de söz ko­nu­su bu­ra­da. Bir ço­cu­ğu baş­ka bir ka­dın em­zi­re­bi­lir; ama bir ço­cuk öz an­ne­sin­den al­dı­ğı bu has­let­le­ri bir baş­ka­sın­dan ala­maz. Araş­tı­rın; suç iş­le­miş ço­cuk­la­rın bü­yük ço­ğun­lu­ğu­nun sağ­lık­lı bir ai­le or­ta­mın­da bü­yü­me im­kâ­nın­dan mah­rum ol­duk­la­rı­nı gö­re­cek­si­niz.

Do­la­yı­sıy­la ya­pıl­ma­sı ge­re­ken, ka­dı­nı “ev dı­şı­“ ha­ya­ta özen­dir­mek de­ğil, fıt­ra­tın­da bu­lu­nan “an­ne­lik” mis­yo­nu­nu tah­kim ede­cek an­la­yış ve uy­gu­la­ma­la­rı dev­re­ye sok­mak­tır. 

Bu te­mel ger­çek­le­re “şe­ri­at is­te­me­zük” yak­la­şı­mıy­la iti­raz eden­ler ya bu ül­ke­yi ve bu ül­ke in­sa­nı­nı ta­nı­mı­yor, ya da ger­çe­ği gör­mek işi­ne gel­me­di­ği için göz­le­ri­ni ka­pat­ma­yı ter­cih edi­yor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Ebubekir Sifil Arşivi