Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bilirkişilerin Yönlendirdiği Adalet

Bilirkişilerin Yönlendirdiği Adalet

Hakim ve savcılar uzmanlık sahaları dışında kalan konular hakkında bu işi bilenlerden görüş isterler. Rapor aldırırlar… Hukukumuzda biz buna bilirkişilik diyoruz.

Bilirkişilik yapacak kişinin her şeyden önce dalında uzman olması, sorulan soru ile kayıtlı kalması gerekirken uygulamada maalesef öyle olmuyor.

Müessese maksadı dışına taşarak bir nevi kazanç yolu olmuştur.

Bu sahada acemiler türedi… Mahkemeler örgütlenen bilirkişilerin adeta ablukası altında. Yargı ile derdi olan hakime değil, bilirkişilerin bağlı oldukları derneğe gidiyor.

Öylesi bir anlayış oluştu: Bilirkişiyi gör, bitirsin işini!

Uygulamada görüyorum, mahkemelerin çoğu dosyasını ehil olmayan bilirkişiye okutarak onun görüşünde karar vermek kolayına geliyor. 

Rapor ne derse karar da o…

Bakıyorsunuz, yargılamanın hemen hemen her konusunda bilirkişi var. En basiti, kira davalarında hakimler dosyalarını bilirkişi olarak bir de avukatlara veriyorlar.

Hukukçu hukukçudan görüş soruyor!

Hadi zimmetin hesaplanması neyse de, zimmet oluştu mu oluşmadı mı sorusuna bilirkişi cevap veriyor. Bir sefer hakime sormuştum.

 “Avukatın bilip de hakimin bilmediği bu dosyada ne var?”

“Eh eskiden beri usul öyle geliyor, bu tip dosyaları bilirkişilere veriyoruz.”

Memur iş yerinde çalıştı mı, çalışmadı mı sorusunu mahkeme bilirkişiden sordu.

Diyeceksiniz ki bu kadarı da fazla, evet aynen öyle oldu…

Örneğin, zimmet olayında rapor sanığın lehine geldi mi mahkeme fazla kurcalamadan basıyor beraatı veya mahkumiyeti. Davalarda bilirkişi raporları önem arz edince, on yıl hapis yatmaktansa 100 bin TL verecek kişi pek çok.

İşte son olaylar…

Nasıl bir yargı ki dün verdiğini bugün siliyor?

Dün Ergenekon, Balyoz derken bu gün o davalarda bilirkişilik yapanlar kovalanıyor, tutuklanıyor. Soruşturma yapan savcıları hakkında soruşturma!

Kanunlar, kurallar, deliller bu kadar değişken mi? 

Adalet adamına göre midir?

Yargı devranı mı takip ediyor, yoksa ne? 

Kan dondurucu işler bunlar.

Dün mahkum olanlar, bu gün nasıl serbest kalıyor?..

Şimdi de Paralel Yapılanma diyerekten yakalanıp yargı önüne çıkarılan kişiler korkarım yarın onlar da hakimler ile savcıları tutuklatacaklar…

Onun hakimi savcısı, bunun hakimi savcısı nasıl dersiniz?

Durduk yerde bu yargıya ne oldu? 

Aslında Ortadoğu’nun perişanlığı bize de mi sirayet etti?

İşte Mısır ülkesinin yargısı…

Dün Mübarek denilen diktatörü ağır cezalarla mahkum eden yargı bu gün beraat ettirdi. Mahkeme aynı mahkeme de bu hakimler nasıl bir şey?

Asılacak adam kahraman, kahraman adam asılıyor…

Manzaraya bakıyorum, genel de liyakatsizlik. 

Yargıtay’dan bile üzerinde çokça konuşulacak kararlar çıkıyor. 

Hele de ilk dereceli mahkemelerden bozularak geri giden dosyaların mahiyetleri oldukça düşündürücü. Evet, hakimler bağımsız olsun da sorumsuz olmasın…

Yargılamayı yapamayan, bilemeyen bir sürü liyakatsiz var, bu meslek bunları barındırmasın, bakılsın edilsin, ayıklansın…

Ver dosyanı bilirkişiye bas kararı…

Gün geliyor, yanlış yapanlardan hesap soruluyor.

Zaman israf ediliyor, ülke kaybediyor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi