Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Tokmak

Tokmak

Tokmak!

Kapı tokmağı…

Bizim Eğin’de yani Kemaliye’de konakların iki tokmağı olur. 

Üstteki tokmak biraz büyükçedir. Vurunca “tok tok” diye ses çıkarır.

Alttaki tokmak biraz daha küçüktür ve vurunca “tin tin” diye ses çıkarır.

“Tok tok” diye ses gelirse içerden anlarlar ki, gelen erkektir ve kapıyı erkek açar. Ya da erkek yoksa kadın hazırlıklı çıkar gelenin karşısına.

“Tin tin” diye çalarsa anlaşılır ki, gelen kadındır ve kadın rahatlıkla çıkıp kapıyı açar. 

***

Şimdi kapılarda kapı zilleri var.

Ding e dong… filan diyordu bir ara… Batılılaşmamızın alamet-i farikalarındandı.

Apartman dairelerinde bu zillerin her türlüsünü basınca işitebilirsiniz.

Şarkılar, türküler, kuş sesleri, alarm çığlıkları, farklı farklı sinyaller…

Fakat artık yeni apartman kapılarını da tokmaklı üretiyorlar.

Tokmakları kullanan var mı bilmiyorum ama ikili tokmağı olan apartman kapısı hiç görmedim.

Acaba Eğin konaklarındaki sosyo-kültürel doku geleneği yaygınlaşabilir mi?

Apartman kapılarında çifte tokmak uygulamasını başlatsak hiç de fena olmaz değil mi?

***

Tapı tokmağı deyip geçmeyin.

Güvenli toplum, kendisiyle barışık toplum olmanın kuralları bunlar.

Kapı varsa tokmak da olmalı. Kapı varsa kapıya gelenin kimliği gözetleme deliğinden bakılarak tayin edilmemeli…

Kimin geldiğinden bir nebze rahatlık duymalı içerdeki meskûn…

Sakinlik, iskân, esenlik için…

***

Parti tokmakları da vardır insandan.

Vurursun “tok tok” diye ses çıkarır.

Vurursun “tin tin” diye…

‘Tin tin’ tokmağına vurursun içeriye başka bir ses gider.

‘Tok tok’ tokmağına vurursun içeriye başka bir ses…

Tokmaklar partilerin güvenliğidir, güvencesidir.

Ama her birinde başka bir ses... Daha doğrusu iç içe başka sesler bulunur.

Ve günün hangi saatinde hangi sesi verecekleri de meşkûktür.

Önemli olan kral dairesindeki zevatın gelen sesten ne anladığıdır.

Gerisi mühim değildir.

Değnekçilik Kalktıydı Hani

YARGITAY karar vermişti geçenlerde.

Ankara sokaklarında babasının cadde kenarlarını otomobillere güya kiralayan değnekçiliği kaldırmıştı.

Kanunsuz bulmuştu. İllegal saymıştı.

Kim dinler?

Yine adım başı değnekçi zorla park ettirdikleri otomobil sahiplerinden haraç topluyorlar.

Ellerinde sözüm ona bir fiş…

Diledikleri gibi de zam koyuyorlar.

Beş liraydı, altı oldu, sonra yedi…

Tutturabildiğine de on lira ve üzeri…

Daha dün şahit oldum. Savcı ve hakim arkadaşlar da arabalarını yolun kenarına park ederlerken başlarına tebelleş olan değnekçilere gıklarını çıkarmadan haraçlarını verdiler. Hiç itiraz etmediler. Yargıtay’ın kararından haberleri yok muydu?

Elbette vardı. Ama korktular. 

Eşkıya hükümdar olmuş şehre…

Başlarındaki adama güveniyorlar.

Elli yıldır aynı yol. Aynı cadde. Asfaltını bile yenilemediler. Yolu genişletmediler. Otopark yapmadılar. Neyin parası bu?

Hem niçin bu adamlar topluyorlar?

Böyle devlet mi olur?

Yarı resmi eşkıya…

 

Filinta 

Filinta gibi maşallah derlerdi ya hani…

Yakışıklı, ince, kibar…

Bu isimle tüfek de var.

Şimdilerde dizi filmi de…

Her ne kadar kültürünü ve döneme dair söylemini ve rütbelerini tam oturtamasalar da bir şeyler yapmaya 
çalışıyorlar.

Diriliş de başladığı gibi gitmiyor ya hayırlısı…

Söyleyecek çok şey var ama…

Benim derdim diziler filan değil…

Hem diriliş hem filinta gibi kavramlar etrafında delikanlılık edebiyatının pejmürdeliği…

Bu biz değil…

Bu bizim tarih değil…

Bu filintalar filinta değil…

Nerede bizim delikanlılık 

kavramlarımız.

Nerede bizim delikanlılarımız.

Hakan Albayrak dostumuz boşuna telaşlanmıyor. Gençler kendilerini iktidardan yana görmek istemiyorlarmış. Ne yapsınlar ya?

Hey yavrum hey…

Neydi o günler…

Ülkücülük, akıncılık, devrimcilik…

Bugün bile göğsünü gere gere bu kimliklere sahip çıkan gençler ya da ihtiyar delikanlılar var.

Ben filanca partiliyim nasıl desin, hangi yüzle desin?

 

 

RUBAİ

Gece taktık takıştırdık alları
Yürümekten aşındırdık yolları
Sabah erken kalkıp gördük ortalık
Perperîşan Kelali’nin bağları

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi