Ali Osman Gündoğan

Ali Osman Gündoğan

Seçmek ve Karar Vermek

Seçmek ve Karar Vermek

Seç­mek, ka­rar ver­mek­tir; bir ira­de be­ya­nın­da bu­lun­mak­tır; tem­yiz et­mek, mü­mey­yiz sı­fa­tıy­la in­san­lar, olay­lar, fi­kir­ler, gu­rup­lar, de­ğer­ler, im­kân­lar ara­sın­da ay­rım yap­mak­tır.

Seç­mek, yap­mış ol­du­ğu­muz ay­rım­lar­la şey­ler ara­sın­da gör­dü­ğü­müz fark­lı­lık­la­ra da­ya­na­rak on­lar ara­sın­da ken­di­mi­ze ya­kın, ben­zer, fay­da­lı ve ay­nı za­man­da doğ­ru, iyi, gü­zel olan le­hin­de ka­rar ver­mek­tir.

Ka­rar ver­mek, her tür­lü zor­la­yı­cı ve hür­ri­ye­ti or­ta­dan kal­dı­rı­cı ne­den­sel­li­ğin dı­şın­da hür bir şe­kil­de ha­re­ket ediş­le ger­çek­leş­me­di­ği tak­dir­de ka­rar, bi­zim ira­de­mi­zin dı­şın­da olan ve ira­de­mi­zi esir alan et­ki­ler ta­ra­fın­dan be­lir­len­miş olur. Bu, in­sa­nın ka­rar ver­me ve seç­me im­kâ­nı­nı kay­bet­me­si de­mek­tir. Böy­le bir du­rum­da alı­nan ka­rar­lar ah­la­ki­lik­ten uzak ve bi­zi me­su­li­yet­ten de uzak­laş­tı­ran ey­lem­le­re ne­den olur­lar. Hür­ri­yet ve me­su­li­yet va­sıf­la­rı­na sa­hip ol­ma­yan bir ey­lem de ah­la­ki­lik vas­fı­nı yi­ti­rir.

Yap­tı­ğı­mız ter­cih­le­re ve ver­di­ği­miz ka­rar­la­ra gö­re ha­yat­ta yol alı­yo­ruz. Bi­zi dün­ya için­de ge­le­ce­ğe doğ­ru yol­cu­luk ha­lin­de ha­re­ket et­ti­ren şey, ka­rar­la­rı­mız ve ter­cih­le­ri­miz­dir. Dik­kat et­me­miz ge­re­ken, ka­rar­la­rı­mız ve ter­cih­le­ri­mi­zin bi­zi mem­nun et­me­si­nin ya­nın­da baş­ka­la­rı­na za­rar ver­me­me­si ve on­la­rı ra­hat­sız et­me­me­si­dir. Çün­kü ba­zı ka­rar ve ha­re­ket et­me tarz­la­rı­mız baş­ka­la­rı­nı mağ­dur ede­bi­lir ve dün­ya­la­rın yı­kıl­ma­sı­na ne­den ola­bi­lir. Dün­ya­la­rı yık­ma­yan, baş­ka­la­rı­nı gö­ze­ten ve on­la­rı üz­me­yen ve on­la­rın dün­ya­la­rı­nı alt-üst et­me­yen ka­rar­lar, ter­cih­ler ve ha­re­ket et­me tarz­la­rı say­gı­ya la­yık­tır. Ama ter­si du­rum­da ge­ri­ye, sa­de­ce ben­cil­lik­ten do­ğan ve hiç de say­gı­yı hak et­me­yen ka­rar­lar, ter­cih­ler ve ha­re­ket et­me tarz­la­rı ka­lır. Say­gı­yı hak et­me­yen ka­rar, ter­cih ve ha­re­ket sa­hip­le­ri de gün­den gü­ne göz­den dü­şer­ler ve in­sa­ni va­ro­luş­la­rı­nın de­ğe­ri aza­lır. Çün­kü on­lar, ken­di ce­hen­nem­le­ri­ne baş­ka­la­rı­nı da çek­mek için uğ­ra­şan ben­cil ve sa­dist in­san­lar­dır. Baş­ka­la­rı­nın mut­suz­lu­ğu, hu­zur­suz­lu­ğu,     ıs­tı­ra­bı üze­ri­ne mut­lu­luk, hu­zur ve haz el­de edi­le­mez. Ay­rı­ca bu ma­na­da tek ba­şı­na mut­lu ol­mak uta­nı­la­cak bir şey­dir. Bu şe­kil­de dav­ran­ma­ya ça­lı­şan­lar has­ta ruh­lu ve­ya ah­la­ki kör­leş­me içe­ri­sin­de olan, bun­dan do­la­yı da ken­di iz­zet-ne­fis­le­ri­ne, hay­si­yet­le­ri­ne, şe­ref­le­ri­ne özen gös­ter­me­yen­ler­dir.

Si­ya­set­te, spor­da, ti­ca­ret­te, eği­tim­de, gün­de­lik iliş­ki­ler­de me­de­ni du­ru­mun vah­şe­ti il­kel du­ru­mun vah­şe­ti­ni ge­ri­de bı­rak­ma­ya baş­la­dıy­sa, “in­san­lık aca­ba ne­re­ye gi­di­yor?” di­ye sor­ma­mız ge­re­ki­yor.

İl­kel do­ğa du­ru­mun­da “in­san in­sa­nın kur­du” iken, ak­lın or­tak iş­le­yi­şiy­le her­ke­sin men­fa­ati­ne olan bir du­ru­ma ge­çiş in­san­lık için önem­li bir iler­le­me sa­yıl­dı­ğı hal­de bu­gün in­san­la­rın do­ğa­la­rın­dan kay­nak­la­nan “baş­ka­sı­nın ce­hen­ne­mi ol­mak” il­kel­li­ği­nin za­man za­man or­ta­ya çık­ma­sı, in­san­lı­ğın için­de bu­lun­du­ğu me­de­ni­ye­tin sor­gu­lan­ma­sı­nı ge­rek­ti­ri­yor.

Evet, gü­nü­mü­zün me­de­ni­ye­ti  sor­gu­lan­ma­lı ve or­ta­dan kal­kan  üst ma­ne­vi oto­ri­te­nin sa­de­ce söy­lem na­za­rın­dan çı­ka­rı­lıp tek­rar vic­dan­la­ra ha­ki­ki ma­na­sıy­la yer­leş­me­si sağ­lan­ma­lı. Mad­de üze­rin­de ege­men­lik ku­ran ak­lın ruh ile iliş­ki­si üze­ri­ne eğil­me­li, be­de­ne ve onun     ih­ti­yaç­la­rı­na hi­tap eden uya­rı­cı­la­rın ru­hun ih­ti­yaç­la­rı le­hin­de ter­cih     edil­me­le­ri için de­ğer eği­ti­mi üze­rin­de du­rul­ma­lı.

Bu­gü­nün eği­tim an­la­yı­şı ve uy­gu­la­ma­la­rıy­la bu­nu yap­mak zor gö­rü­nü­yor. Çün­kü bu­gü­nün eği­ti­mi, doğ­ru ka­rar al­ma, doğ­ru ter­cih­ler­de bu­lun­ma, gü­zel ola­nı tak­dir et­me gi­bi ha­ya­ta iliş­kin in­san ye­tiş­tir­me pra­ti­ğin­den çok uzak gö­rü­nü­yor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Osman Gündoğan Arşivi