Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Pişmanlık mı Oluştu!

Pişmanlık mı Oluştu!

Pişmanlık deyince; “ah ben ne yaptım?” sızlanması kadar, aynı eylemi bir daha yapmamak önemlidir. Böyle bir ihtimal henüz ufukta görünmeden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay’ın paçaları sıvadığını görüyoruz. 
Pişmanlık için emareler olacak...

Anlaşılıyor ki seçmenin AK Parti’ye ne söylemek istediğini kurmay takım hala anlayamadı. Hala doğalgaz yerine havagazı pompalanıyor...

Fazilet Partisi’nde ayrılma saatleri geldiğinde kurmaylar öyle demişlerdi, “elimizi öpsünler de bağışlayalım.” Bu büyük gaf çok şeyi aldı götürdü...

Şimdi de kimileri aynı havalardan giderek AK Parti tabanının seçimlerde neden çalışmadığını sorgulamaları yerine kolayın peşine takılıyorlar...

Giden durduk yerde neden pişman olsun?

HDP’nin ortalığa yaymış olduğu “barajı aşarsak Güneydoğu’ya barış gelecek, değilse kan gövdeyi götürür” tehditlerini de hesaba katmıyor değiliz. 

Kimi Kürt halkı “Barış olacaksa oylarımızı verelim” dediler ve verdiler. Kimileri de terörün kanlı tehdidinden korktu... Bir dahaki sefere ya nasip...

Her neyse; düşmenin geniş tabanlı istişareleri olmadan telafisi olunamaz.

Geçmiş yıllarda bu sahneler yaşandı, Anavatan Partisi termometre gibi önce yükseldi sağlam kadrosu olmayınca da kısa sürede düştü, bir daha da yükselemedi. 

AK Parti 13 yıl gibi uzun süre dayandı...

Partinin asıl omurgasını teşkil eden Milli Görüşçüler ötekileştirilmeseydi daha da uzun yıllara giderdi. Kısacası, bindikleri dalı kestiler. 

 Aynı tavrı Ülkücüler de MHP’de yaşadı.

MHP’nin katılmış olduğu Anasol-M koalisyonunda Ülkücü camianın uzak tutulmalarının nedeninde, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit’in “Eli kanlı katillerle hükümet kurulmasını içimize sindiremeyiz.” açıklaması yatıyordu...

MHP yönetimi bu tip bir açıklamayı yutarak koalisyon koltuğuna oturmayı içine sindirdi, şimdi de “kırmızı çizgilerim” diye tutturursa iktidar zaafının meydana getireceği boşluğun ülkeye çıkaracağı kabarık faturaya ortak olmuş olur.
Yanlışlara oynar, aldığı oyu bir daha alamaz.

Ne olursa olsun iş geliyor sağlam duruş ile sağlam kadrolara dayanıyor.

Bir işin uhdesinden gelmek için hangi görüşten olursa olsunlardan ekip kurulur da her telden kadro olmaz. AK Parti’nin günübirlikçi ekibi iyi kadrosu zayıf.

Düşünebiliyor musunuz? 

Dün AK parti yönetiminde yer alan, bugün elini kolunu sallayaraktan terörün destek verdiği bir partiye katılabiliyorsa; seçmen bunun hesabını gidenden ziyade, onu başköşeye oturtanlardan sormayacak da kimden soracak?

Bu gibiler AK Parti döneminde gördükleri itibarı bir daha rüyalarında göremezler.

Yine tekrar etmiş olayım, kim ki AK Parti’nin kapatılmasında efor sarf etmişse, veya Erdoğan’ın hapse girmesi için gayret göstermişse bir el onları en yetkili ve de görkemli yerlere taşımıştır. Samimiler geri planlara itildi, iki yüzlüler hep rağbet gördü.

İşte en mülayimi Abdullah Gül, kusura bakmasın, kadro hesabından bakıldığında geride bıraktığı hiçbir şey yok. Zor şartlarda oturdu, güle güle kalktı gitti...

Bir yanlış iki doğruyu götürüyor...

Soran oldu mu? Akil insanlar Kürt halkına ne anlattı?

Niçin hep PKK muhatap alındı da yörenin kanaat önderleri ile İslam’ın ümmet/kardeşlik fikrini savunanlar muhatap alınmadı?..

Şimdi de pişmanlık mı diyorsunuz?..

Soralım bakalım, önce kim pişman olacak?

Hatta oturup nasuh tövbesi edecek?..

Seçmen mi seçilenler mi?

Bunda da ilk pişmanlık önemli, son pişmanlık fayda etmez...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi