Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Suriye’de Esed, Türkiye’de IŞİD

Suriye’de Esed, Türkiye’de IŞİD

Arap Baharı denilen güdümlü ayaklanmalar çıktığında ben hep temkinli yaklaştım.

Adım gibi biliyordum, bu bir halk ayaklanması değildir.

Gördük... Güya Müslüman halk dikta yönetimleri alaşağı edecekti, sonuçta halklar alaşağı edildiler. Irak da Saddam’ı, Libya’da Kaddafi’yi, Suriye’de Esed’i bahane ederek yaptıkları kıyımın, zulmün haddi hesabı yok. 

İsteseler diğerlerine yaptıkları gibi Esed’ın elini kolunu bağlar lağım çukuruna atarlar.

Ama yapmıyorlar... Esed üzerinden mezhepçiliğe ve de ırkçılığa dayalı Suriye’yi parçalara bölmek suretiyle kolay sömürecekler. 

Pek tabi başı petrol çekiyor...

Buraya bir parantez açalım, Ortadoğu’da ne kadar baş varsa hepsini kopardıklarına göre aynı kural Türkiye için de geçerli değil mi? 

O yüzden atmak yerine, mayınlı arazide olduğumuzu her an düşünmek zorundayız.

Şüphesiz olanlar olacakların habercisidir.

Osmanlı nasıl bölünüp parçalandıysa aynı yöntemler bugün de sahnede.

Cumhurbaşkanı bir nevi Abdülhamid rolünde, ona hep birden yüklenen şer cephesi de  ittihatçı çeteleri. Arada merhum Mehmet Akif gibileri olanlar da var...

Tarih orada... İkinci meclis 1920’nin Nisan ayında açılmıştı.

Osmanlı’nın parçalanmasını sağlayan Sevr Antlaşması ise aynı yılın Ağustos ayında imzalandı. Yani, meclisin açılışından dört ay sonra. 

Osmanlı’dan ayrılan toprakların başına kukla yöneticiler oturtuldu. Oralarda kımıldama olmasın diye de Anadolu’ya Yunan gavurunu çıkardılar.

İşgal ettikleri yerlere demek istediler ki “umut bağladığınız Osmanlı kalıntısı Anadolu kıskıvrak elimizde, sakın bir yanlış hareket etmeyin.”

Özellikle adalar” bizi bu Yunan gavurunun eline bırakmayın” diye feryat ediyordu.

İttihatçılar küçük olsun benim olsun zihniyeti taşıdığından, her birisi kafasına fötrü geçirerek kaptıkları koltuklarda batılılaşmaya soyundular.

Daha sonra da işgalci devletlerle birlikte Yunan da kendiliğinden çekildi. 

Biz de Yunan’ı Ege’den denize dökmüşüz!..

Kırık tekne ile de gizlice Samsun’a ayak basmışız!!!

Şimdi de aynısı değil mi? Görüyorsunuz PYD terör örgütü peyda olalı PKK ikinci plana itildi. Hatta PKK; askerlerimizi şehid ettiği, halkı vergi adı altında haraca bağladığı, şehirleri savaş alanına çevirdiği halde ABD ile müttefikleri hala IŞİD diyor.

Sonuçta IŞİD’in içinden kahramanlarını üreten Dumlupınarlar çıkacaklar, PKK ile PYD’nin içinden Kürdistan... El Kaide’nin içinden ne çıktı?

El Kaide örgütüne mal edilen 11 Eylül olayları sonrasında Müslümanların yaşadıkları topraklar işgal edildiği gibi,  Müslüman terörist ilan edildi.

Asıl neden, artık savaş diğer inançta olanlarla bitti.

Gelecekte İslam’ı kendileri için tek tehlike olarak görüyorlar.

Sömürüye karşı kimler uyumuyor acaba?.. 

CIA ile MOSSAD istihbaratından gelen isim listesine göre evlerinden, iş yerlerinden alınan dindar insanlar El Kaide yanlısı suçlaması ile bu istihbaratlara teslim ediliyordu. 

Birçok günahsız insan hem fişlendi, hem de MOSSAD’ın hücrelerinde işkence gördükten sonra kimi sakat, kimi perişan halleri ile serbest bırakıldılar. 

Aynı yöntem bu sefer IŞİD üzerinden devam ediyor.

IŞİD’ın altından bir şey çıkmasa da Yunan işgali gibi Büyük Kürdistan’ı kurmaya yönelik bir kılıf. Güvenlik zirvemiz ne hikmetse hala IŞİD’e kafa yoruyor.

Büyük Kürdistan’ı kurmaya yönelik PYD serbest.

Militanları serbest, faaliyetleri serbest.

Bu örgüte yol da veriyoruz, ip de veriyoruz, su da veriyoruz... 

Yoksa diyorum... Kuzey Irak’ta olduğu gibi şimdi de Büyük Kürdistan’i bize mi kurduruyorlar ? Yetkililer bu oyunun farkında mı acaba?.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi