Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Oğuz İmtihanı Demiştim Ya…

Oğuz İmtihanı Demiştim Ya…

Oğuz imtihanımdan bahsetmiştim bir yazımda.

Birçok okuyucumuz merakla bekledi bu imtihanın ne zaman sırrını ifşa edeceğimi…

Dostları fazla bekletmeyelim ve Oğuz imtihanının ilk ipuçlarını açıklayalım. 

Bugün Oğuz imtihanının ne idüğü noktasında bazı açıklamalarda bulunacağım.

Fakat zannetmeyin ki, bilumum sualleri ve cevaplarını bir yazıda özetleyebileceğim.

Hem Şehsuvar hem seyis

Her şeyden evvel Oğuz Kağan makamına oturabilmek için çok iyi binici olmak lazımdır. Hatta o da yetmez, tam bir şahsuvar (süvarilerin şahı, ata iyi binici, Beyatlı) olmak icap eder. 

Siyaset ata en iyi biçimde binmeyi gerektirdiği gibi, iyi bir seyislik de icap ettirir.

At ırkını da bilmek, ona adapte olabilmek ve sonra onu nice fetihlere kanatlandırmak icap eder.

Herhalde at ve binici metaforunun nerelere uzanacağını tahmin ediyorsunuz.

12 burçlu hisar

İkincisi: beyleri toparlayabilmek (meriokrasi-bilenlerin yönetimi) ve bütün millet unsurlarını millî ülkü’nün peşinde koşturabilmek..

Üçüncüsü: bu ikinci hedefin gerçekleşebilmesi için yeter ve gerek şart ölçüsünde donanıma, bilgiye, tecrübeye ve ışığa sahip olmaktır.

Dördüncüsü: üçüncü hedefin yol alabilmesindeki faktördür. O da her Oğuz beyi namzedi alp-erende olması gereken meziyetlerdir.

Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1. Samimiyet

2. Mesuliyet

3. Fedakârlık

4. Vefakârlık

5. Cesaret

6. Bilgi

7. Sadakat

8. Merhamet

9. Tevekkül 

10. Hürmet

11. Hikmet

12. Aşk

Bu on iki burç Oğuz neslinin hisarında yer alır. Mânâ ve mazmunlarını birbirleri arasında da sağlamca örmüştür.

Sanki başka toplumların anlayamayacağı bir mühendislik harikasıdır bu örgü…

Ahlâk, adanmışlık ve adaletle hükmetmek

Beşincisi: adanmışlıktır. Adanmış insan yeryüzünü bir imtihan yeri olarak kabul eder ve ona tamah etmez. Allah’ın yeryüzündeki kılıcı olma faziletini tabii bir vasıf addeder. 

Altıncısı: hükmettiği zaman adaletle hükmeder.

Devlet kurma ve idame ettirme yani devlet-i ebed müddet anlayışına laimotive olan hasleti ahlaktır. Zira ona göre bir devlet ahlâk ile kurulur, adanmışlıkla inşa edilir, adaletle yaşar.

Hükmettiğiniz zaman adaletle hükmediniz şifresini hayatının idamesi bilen bir devlet anlayışını pekiştirir. 

Bin yıllık terkibin izini sürmek ve maya

Yedincisi: halka hizmeti Hakka hizmet olarak kabul etmez. Bazı toplumlarda böyle bir hastalık mevcuttur. Onun halka hizmeti tabiîdir, kendiliğindendir. Ama halk dalkavukluğu Hakkın yerini alamaz. Adanmışlığının izini sürende zaten halka hizmeti deruhte eder. Halkı zillette tutmaz fakat. Onu zilletten kurtarır. Ona vazife yükler. Halkın değerlerine hizmet kalabalıkların hırsından evlâdır. 

Sekizincisi: bin yıllık terkibin izini sürmek. Her karşılaştığı vak’ada asrın idrakine uygulatacak yeni formülü icad ederken ve solmaz pörsümez yeniyi sürekli yeniden-biteviye inşa ederken; bin yıllık terkibin o olağanüstü sentezin ve analizin vukufiyetinde olmak.

Ne demek: iki sütunlu bir yapıyı kurma cehdi. Bu ne demek: sütunlardan birincisi güzide ile pespayeyi ayırma sanatı; ikincisi en farklı olanları bile bir potada eritebilme kabiliyeti…

Böylece iki sütun her karşılaştığı kişi, kurum, mesele, problem, proje, devlet, bölge, kavram, taktik ve strateji karşısında bir yandan doğru ile yanlışı ayırırken, güzel ile çirkinin de farkına varır. İkisinin birbirine karıştırılması zira büyük zulümdür. Sonra o kadar farklı ve asla bir araya gelemeyecek zannedilen yine ne kadar kişi, kurum, mesele, kavram, proje vs. varsa onları da aynı potada eritip kaynaştırabilir.

Zira bin yıllık maya ondadır.

Mayayı çaldığında kaptaki sütler kimin olursa olsun(ister inek, ister keçi, ister koyun, ister manda; ister süt(ler) aşağı köyün yukarı köyün veya Fadime ninenin, Süleyman Ağanın) artık yekpare bir kimliğe erişirler. Evet, sadece yoğurt olurlar. Kabın her yerinde kıvam aynıdır ve tek bir kimliği temsil eder.

Oğuz’un Altı Oku

Dokuzuncusu: İmanın şartlarının bir özetidir: altı oktur. Oğuz Kağan’ın evlatlarına gösterdiği üç ok ve üç ok…

Birinci ok: Allah’tan başka kimseden korkmamak. Bu aynı zamanda O’na şirk koşmamak mânâsı taşır. İkincisi: emaneti ehline vermek. Zira emanet ehline verilmezse kıyametin kopmasını beklemek gerekir. Üçüncüsü: emanete hıyanet etmemek. Bize verilen bütün değerleri korumak ve gözetmek. Çevreyi, yeşili, değerleri, tarihi, devleti vs. 

Diğer üç ok’u da siz araştırın.

Sonra da karşılaştıralım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi