Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

‘Silahların Üzerine Beton Dökene Kadar Devam’

‘Silahların Üzerine Beton Dökene Kadar Devam’

Devletin zirvesinden bu tip bir kapının açılmasını, en azından terörle mücadelenin kararlılığına esaslı bir karine olarak görüyorum.

Geç de kalınsa olumlu bir aşama... 

Savaşmak askerin işi, galibiyetle mağlubiyet İlahi takdire aittir.

Sonuç alınıncaya kadar hücum emri veren bir komutanın hafızasındaki en son ateş hattını kestirebilmek nasıl ki güçse, bu beton işinin de nerede başlayıp nerede duracağını anlayabilmek o kadar kolay iş değil... Arkadan çekenler, sağa sola yalpalayanlar var.

Şehit tabutları düştükleri ocaklarında ağıtlara neden olurken, bir kısımlarımız da erken seçimde “ne kadar oy alabilirim” hesaplarına yatıyor.

Anlaşılan, bu beton olayının içerisinde bilinen veya bilinmeyen pek çok hesaplar var.

İlahi hesaplar yanında beşeri hesaplar...

Vatana ihanet etme adına terör severler var aramızda...

Bir zamanlar makam aracına sıkışan ülkenin başbakanının imdadına çevredeki inşaatlarda saklanmış olan bir balyoz vesile olmuştu. O balyoz olmasaydı, Başbakan kilitli kaldığı makam aracında belki de havasızlıktan çoktan ölmüş olacaktı. 

Akılda fikirde olmayan bir balyoz çıktı geldi...

Derinlerden gelen bir ilahi ikaz ki, “ey balyoz senin sadece görevin betonları kırmak değil, yeri geldiğinde bir başkanının yardımına da koşabilirsin.”

Ne bileyim, her olanın dili olsa da neden olduğunu bize söylese.

Şimdi de betondan söz ediliyor...

Aslına bakılırsa silahlar beton yapılardan her zaman daha güçlü, fakat silahların da susması için yere gömülerek üzerlerine beton dökülmesi gerekiyormuş...  

Buna da güçlünün bileğini zayıfa büktürmek demektir.

Allah(cc) dilerse her şey olur.

“Bir sinek bir kartalı kaldırıp vurdu yere, yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu.”

Koca Yunus, sineğin kartalı yere vurduğunu görmüş ki ifade ediyor.

Şu an itibari ile İslam alemi bir sinek, ama ihlasla, samimiyetle istersek Rabbim tozunu bu mahzun ümmete gösterecektir. 

Bu ümmet haçlı ruhu ile karşı karşıyadır.

Haçlı o gün gerçek yüzü ile saldırdı, bugün ise maşa kullanıyor. 

O bakımdan karşıdaki düşman balyoz, elimizdeki güç beton...

Asıl işte olaylara bu perspektiften bakmak lazım. Dün süreç havasında devlet bekledi ki terör alır başını giderse insanlarımız derin bir nefes alır. 

Ama gelinen noktada görülüyor ki nefes alacak bir yer kalmamıştır. 

O yüzden betonu silahların üzerine dökebilmek için sadece kargaları kovalamak yetmiyor, aksine her kimse, sakız milliyetçiliği yapmıyorsa elini taşın altına koyması gerekiyor. “İşte adû karşıda hazır silah, arş yiğitler vatan imdadına.”

Yiğitsen koş vatan imdadına...

Bırak şucuyu, bucuyu, partini purtunu...

Yahudi misali kaç tabut satarım hesabını yapma.

Özellikle muhalif partiler. “Şöyle dedik, böyle dedik” açıklamaları artık para pul etmiyor. Küffar tüm hainliği ile yüklendi istikbalimiz tehlikededir...

Ben şunu düşünüyorum:

AK Parti’nin iktidar zevali olmasaydı belki de süreç devam edip gidecekti. En azından bu aşamada devletin kararlılığı, zararın neresinden dönsen karlısın sözünü hatırlatıyor...

Artık eleştiriden ziyade olacakların üzerinde durmamız lazım. 

Sabaha akşama neler olacağını, neler yapılması gerektiğini milli bir beyin şekline dönüştüremediğimiz sürece ne silahlar gömülür, ne de üzerlerine beton dökülür...

Hevesler kursaklarda kalır... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi