Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Komutanım!

Komutanım!

Belki inanmayacaksınız ama, Yarbay Mehmet Alkan’ın oynadığı oyunu ilk fark edenlerden biriyim. Fakat, yazma cesâreti gösteremedim. Çünkü âilenin acısı çok tâzeydi. Ortalık karıştıran görüntüler ekrana düşünce, derhal, öncesi sonrası dâhil tüm çekime bakarım. Şehid Ali Alkan’ın cenâze törenindeki görüntülerin tamamını seyredince tüylerim diken diken oldu. Her nedense, bir cemaat kanalı, toplumda infial uyandıracak kısmı ballandırarak verirken öncesini vermedi. Anlayın artık.

Ne vardı öncesinde?

Kalabalığı yararak gelen yarbay, birileriyle işâretleşti. Derin bir nefes aldı. Birden, sinek kaydı traşlı yüzünü  tabuta kapatarak üç kere “Alim!” diye bağırdı. Sonra doğruldu. Sanki içi yanıp kavrulan o değil… Sanki bir mitingde… Hele de kalabalıkla yürürken. Saydı da saydı. 

Sakın bana “Traş da mı olmasın?” demeyin. Yarbay abimi toprağa verirken delireceğimi sandım. Günlerce su içemedim. Cenâzede ağzımdan laf almaya çalışanlara, “Allah’ın takdiri” deyip başımdan savdım. Acımdan saçlarımı avuçladığımı bilirim ama, hiç bağıramadım. 

Bunu bir asker yakını yapsa anlarım. Çünkü bu ülkede, askerlik mecbûrî. Çocuğunu istemeden gönderen de var. Ama subaylık, bir meslek ve tercihle subay olunuyor. Savaş sanatını öğrenmek ve lüzûmu hâlinde savaşmak için.

İsteyen, bana, “vicdansız” diyebilir. İsteyen,“hükûmet yalakası” diyebilir; hattâ, “vatan hâini” diyebilir. Umûrumda değil. Ben Müslüman Türk ordusunun şerefine, nâmusuna inanırım. Siyâsîlerin, Ak Parti’nin Türkiye’ye çağ atlatma başarısını filan geçin. Bugünlere geldiysek, milletine silah doğrultmayan, tank yürütmeyen askerler sâyesinde geldik. 

Kelle koltukta hareket eden komutanların Peygamber Ocağı ruhuna sâhip çıkmasıyla geldik. 

Bu ayki târih sayfalarında, geçmişte kazandığımız zaferlerde ordunun başındaki komutanların duruşunu anlattım ısrarla. Sultan Alparslan,“İsteyen ayrılsın. Ben tek kalsam da savaşırım.” dediği için Malazgirt’i kazandık.

Ya Çaldıran yolunda olanlar?

Cennetmekân Yavuz Selim Han, otağına ok atılınca, “İsteyen geri dönsün. Ben tek kalsam da giderim.” demişti. Çaldıranı böyle kazandık.

Ya Haçova?

Hoca Sâdeddin Efendi, geri çekilmeye kalkan pâdişahın atının yularını tutup “Nereye?” diye durdurmasaydı; ordunun geri hizmetinde olan aşçılar, oduncular ellerine geçirdikleri kepçe ve kazmalarla saldırmasaydı zafer kazanılır mıydı?

Oyun, çok büyük. Oyun çok kancıkça. Öyle Ak Parti, kara parti oyunu değil. Direk Türk Ordusu’nu hedef alan bir oyun. Dün, it sürüsü, “Ordu kenara çekilsin. Savaşımız Ak Partiyle.” diyor. Bugün bir subay, savaşmaktan imtinâ ediyor. Bir subay bunu nasıl yapar? Hadi yaptı, niçin ortaya söyler? Sorarım size. Bu yarbayın, Yavuz’un otağına ok atan yeniçeriden ne farkı var?

Bir şaşkınlığım da yarbaya sâhip çıkanlara. Vaktiyle oğlu şehit olan bir annenin isyânına niye sâhip çıkmadınız? Kadıncağızın acısı karşısında, neredeyse dağlar taşlar dile gelecekti; siz taş kesildiniz. Vicdânî retçilere, niye vatan hâini muâmelesi yaptınız?  

Rabbim Ali Alkan’ı Peygamberimize komşu etsin. Mehmet Alkan’ı da siyâsete yakın etsin. Mâdem ki söyleyecekleri var, derhal istifâ etmeli ve kendisine kucak açan partilerin birinden vekil adayı olmalı. “Helâl olsun!” diyen vekiller ise kendi yerlerini ikrâm etme yarışına girmeliler. Benim tavsiyem, Osmâniye 1. sıra. Hangi parti olursa olsun.  

Şimdi ben, Peygamber Ocağı’nın komutanından şunu bekliyorum. Ocağın şerefine, nâmusuna uzanma heveslilerinin oyunun bozmak için şunu demeli:

Dileyen subaylığı bırakıp, evine dönebilir. Ben, tek başıma kalsam da PKK ile savaşırım.” Bu millet, bunu diyen komutanın arkasındadır. Gerekirse, kepçeyle kazmayla….

Bu yazıyı, Peygamber Ocağı’nın şerefli bir askerinin kardeşi ve beş evlâdına ilk sütlerini “Ya şehid ol ya gâzi” diyerek vermiş bir ana olarak yazdım.

Not: Şehidlik konusunda ahkâm kesen bütün politikacıların, kendilerinin ve oğullarının nerede askerlik yaptığını açıklamasını ve Güneydoğu’ya çocuğunu göndermeyenlerin susmasını istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
25 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi