Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

HDP Ağzı İle Konuşuyorlar

HDP Ağzı İle Konuşuyorlar

Akın İpek’in şirketleri ile ilgi adli soruşturmayı  kulak arkası yapan  cemaat medyası iktidara karşı kumpas kuran çevreleri bir sefer daha ayağa kaldırdı. 

Bu tip işleri becerebiliyorlar... Polis daha kapıdan içeriye ayak basmadan “özgür basın susturulamaz” yaygarasını koparmak tesadüfi değildir. Bu çevreler şirketin aranacağını daha önceden bildikleri için nakaratı ona göre ayarladılar. 

Demezler mi kardeşim, hele bir dur bakalım, savcılık ne yapmak istiyor?  

Veya sonuçta oh mu çıkacak, poh mu çıkacak?

Akın İpek 7 milyar dolar diyor, Dumanlı “özgür basın” diyor...

Akın İpek çıktı konuştu:

 “Benim veremeyeceğim tek bir kuruş hesabım yok. 

Ömrümde trafik cezası bile ödemedim.”

Tamam gayet güzel...

O zaman bu kadar telaş neyin nesi?..

Hele de pastırma sucuk avukatlara ne oluyor?

Ulan fırsatçılar, savcının elindeki evrakı görmediniz, şikayetin konusunun ne olduğunu doğru dürüst bilmiyorsunuz. Bilmeden görmeden bu nasıl fetvazlık? 

Bu ülkede ucuz adamdan bol ne var?

Mikrofonu ağzına dayadınız mı, hemen Kennedy’nin katilini 

bulurlar!

Bana da soruyorlar, şu aşamada Akın İpek şirketlerinin 7 milyar doları gerçekten yurt dışına 

kaçırıp kaçırmadığını söyleyemem, diyorum.

Sebebi ise, bu konuda horoz gibi değil de adam gibi konuşabilmem için savcının elindeki evrakı iğneden ipliğe incelemem lazım...

Akın İpek, sonuçta haklı da olabilir, haksız da...

Şayet vicdanlar satılmamışsa buna karar verecek merci yargıdır...

Yani bu ülkenin hakim ve savcıları...

Doğrusu da eğrisi de onların boynuna...

Şirketteki soruşturmanın medya ile ne gibi alakası olabileceğini sormadan hazır tezgah açıldı, vurun Saray’a... Bir kesimde Saray hastalığı türedi...

Başta Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Mustafa Destici, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen. Koro halinde Saray’a verip veriştirdiler.

Aralarında Sümeyye Erdoğan’a iftira atan Mahmut Tanal da var.

Bir tek Öcalan eksik...

Hani beraber değildiniz?

Bu ülkenin polis lojmanları ile askeri lojmanlarında terör destekli partiye neden oy çıktığını şimdi anladınız mı? Aklım bir tülü almıyor, hala cemaat diyenlerin de aklı alıyor mu bilemiyorum. Geçmişte bu evlerde (Işık Evlerinde) hep gölgelendik, o zamanlar üst rütbedeki ağabeylerin bize dediği “aman ha siyasete karışmayın, biz siyaset üstüyüz.”

Tamam karışmadık...

Hele de himmet paraları toplanırken söylenenler neydi?

Çocuklarımızı Marksistlerin, ateistlerin, teröristlerin şerrinden koruyarak vatana millete faydalı hale getireceğiz.” Nitekim bir zamanlar getirildi de...

Ama şimdi ne değişti ki inançlarımıza saldıranlarla kucak kucağa, gönül gönüle kardeş oldunuz?.. Hele de Burhan Özfatura’nın açıklamasına bakıyorum, onu da 17 Aralık tırları yakmış. Vay canına tırlar IŞİD örgütüne silah taşıyormuş...

Cehaletin böylesi... Bu tırlar MİT’e ait idiyse kime taşırsa taşısın, demek ki ülke çıkarları o gün öyle icap ediyordu, bugün de böyle icap eder. 

Kafanı kaldır da Ortadoğu’da oynanan terör oyunlarına bak. 

Tabi bir şey anlarsan. Bak, ABD hem kuruyor, yeri geldiğinde hem de vuruyor...

Mahallenin akılsızı biz miyiz?

Dedik ya, HDP ağzı ile konuşuyorlar. 

Özerklik, özgürlük... Kamuflaj...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi