Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Halkların Doğan Medyası!

Halkların Doğan Medyası!

Cumartesi günü...Türkiye’nin halen de en büyük partisi olan Ak Parti’nin genel kurulu vardı...13 yıl iktidar olmuş bir parti...Son seçimde yüzde kırkın üzerinde rey almış...Oylarının düştüğüne dair bir emare de yok...

Gerçek gazete için, basın için bu partinin kongresi önemli haberdir...

Nitekim belli başlı bütün yayın organları birinci haber olarak verdiler. Parti’nin başkanı olan ve halen başbakanlık görevini yürüten Ahmet Davutoğlu’nun konuşması da elbette parti kongresinde önemli bir unsurdu...İşte o Cumartesi akşamı, akşam haberlerini seyrederek bilgilenmek maksadıyla Doğan Grubu’nun meşhur televizyonunun karşısına oturanlar, bu genel kurul haberinin bir hayli arka sıralarda yer bulabildiğini gördüler. 

Burada şöyle düşünülebilir: “Çok daha mühim olaylar vardı, iktidar partisinin kongresi arka plana düştü...”

Böyle olsa idi, bizim mevzuyla bir alâkamız olmazdı.

Doğan Medya’nın meşhur televizyonu, milletin değil “Halkların Doğan Medyası” olduğunu apaçık gösterdi. 

İlk haber Cizre ile ilgili idi...Tabii Cizre birinci derecede önemli haber konusu. Şehir bir zamandır terör örgütünün sözde “demokratik özerklik” çukuruna gömülmüş, emniyet güçleri de halkı terör örgütünün baskısından kurtarmak için uzun soluklu bir operasyon başlatmıştı...

Cizre’de 8 gün sürdü sokağa çıkma yasağı...Bu her halde bir rekordu. Sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde muhtemelen valilik ve emniyet bu kadar uzun sürdürülmek zorunda kalınacağını tahmin etmiyorlardı. Usuletle ve suhuletle hareket edildi. Sivillerin zayiat vermemesi için dikkatli davranıldı. Aksine terör unsurları sivilleri öne sürmeye çalıştı. Bu arada kara propaganda için Filistin’den, Suriye’den ödünçleme çocuk ve sivil ölümü haberleri yayıldı...

Terör örgütünün külliyen ahlâksız olan eylemleri bir kat daha ahlâksızlığa bulandı. Tabii bunu yapanlar sivil unsurlardı, bu dedikoduları pazarlayarak dünya kamuoyunu bulandırmaya çalıştılar.

Halkların Doğan Medyası’nda, konunun nasıl ele alandığını artık merak ettiğinizi sanmıyorum. Seyreden biliyor, seyretmeyen de bu satırlardan anlamıştır. 

Bir şehir 100-200 silahlı teröristin esiri oluyor. Aylarca tahşidat yapılıyor, ağır silahlar, bombalar, mayınlar vs. yığılıyor. Çukurlar kazılıyor, nakli hayli güç görünen taş kütleleri yollara konuyor. Elbette bütün bunlar saçının uzunluğunun on kat aklı kıt bir madama belediye başkanının desteği ile yapılıyor ve hatta bu zavallı mercimek beyinli kadıncağız, İngiliz televizyonuna “Türkiye’ye karşı iç savaş yürüttüklerini” açıklıyor. Türkiye’ye karşı iç savaş yürüten kimse, eğer ahlâklı ve şerefli birisi ise, devletten maaş aldığı görevinden istifa eder. Hayır bunlar terörü dahi devlet kesesinden finanse ediyor!

Burası Türkiye, “hukuk devleti” iddiası var ve hukuk devletinin zedelendiğini iddia edenlerin başında da Halkların Doğan Medyası geliyor. Ne yapılmalıydı? Ertesi gün bütün grubun ilk haberi bu olmalıydı ve bu ülkenin hukukuna, sistemine, bütünlüğüne açıkça saldıran mercimek beyinli eksik etek hakkında adalet mekanizmasının çalıştırılması için talepte bulunulmalıydı. Tabii ki böyle olmadı. 

Eğer Halkların Doğan Medyası dışında yayın takip etmiyorsanız, Cizre’de terör örgütünün verdiği hasarlar hakkında bir bilgi sahibi olamazsınız. Çünkü onlar uzantı partinin parlattıkları eş başkanının ağzıyla haberi tanzim etmişlerdir. Ona göre de, iktidar, devlet halka zulmetmek için yoktan yere Cizre halkını 8 gün evlerinde mahpus tutmuştur...

Bu apaçık ahlâksızlıktır! Bu şerefsizliktir, bu haysiyetsizliktir! Bunu ancak vicdansızlar yapar.

Bu ahlâksızların, bu şerefsizlerin, bu haysiyetsizlerin ve bu vicdansızların Cizre yerine, Diyarbakır’daki çorbacı dükkânını ziyaret etmeleri gerekirdi. O çorbacı, polislerin her hangi bir müşteri gibi orada bulunmasına karşı çıkan terör örgütü unsurlarının baskısını reddetmiş!

Ona cesaret madalyası vermek devletin borcudur! Sahtekâr Selahattin: Senin teröristler, polisi öldürmek kastıyla saldırmışlar, onları ancak yaralayabilmişler ve iki gariban çalışanı katletmişler! Bu senin tüylerini diken diken etmiyor mu? Günâhsız, ekmeğinin peşinde, gencecik delikanlılar senin hamilik pozunda olduğun teröristler tarafından katledilmiş!

Vicdanın sızlamıyor mu? Olsa mutlaka sızlar! Hadi bir açıklama, hadi bir kaç satır söz... Şerefsizliğin de bir sınırı var, haysiyetsizliğin de bir ölçüsü var, ahlâksızlığın da derecesi var...

Siz bunların hepsinde sınır ötesine geçtiğinizi her gün ortaya koyuyorsunuz. Sizin bu ahlâksız, haysiyetsiz, vicdansız, şerefsiz tavırlarınıza Türkiye’nin medya tröstü çanak tutuyor. Velhasıl Halkların Doğan Medyası alçaklıkta sınır tanımıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi