Kerime Yıldız

Kerime Yıldız

Arkası Kalın

Arkası Kalın

ugün beleşçilik yapacağım. Bir yazardan alıntı yaparak köşemi dolduracağım. Lütfen, dikkatle ve sabırla okuyun.

“Kendisini meşru siyâset zemininde ifâde etme noktasında kararlı olan dindarlar, bu olaylardan ciddi dersler çıkardılar ve ne MTTB ne de oradan kopan efsâne teşkilat Akıncılar sokak olaylarına karışmadılar. Ne ki meselelerin içine çekilmek istenilen gençler defâlarca provoke edildiler. Hattâ Sedat Yenigün, Metin Yüksel gibi isimler şehit edildi. Olmadı. Başaramadılar.

Defâlarca partiler kapatıldı; bir taş atılmadı.28 Şubat oldu; bir cam çerçeve indirilmedi ve en sonunda Merhum Erbakan Hoca’ya yöneltilen “Laik devleti meşrulaştırıyor” eleştirisi, siyâsal anlamda dindarların en büyük kozu oldu.

Mümtazer Türköne’nin “darbe isteyen 68 kuşağı” olarak nitelediği kitlenin kötü bir versiyonu, bu sefer karşısında milliyetçi-muhâfazakârlar ya da katıksız ülkücüleri bulamadılar. Bulamadıkları için de kaybettiler.

Günlerdir süren vandallığa (Gezi olayları-K.Y.) gösterilen en büyük tepki demokratik bir şekilde Kazlıçeşme’ye dolmak ve alanın dışındaki yeşilliklerde namaz kılmak oldu.”(18.06.2013-Milat)  

“Yol gösterecek büyüklerimizin birçoğu ya siyâsette ya da bürokraside.

Kendilerini örnek aldığımızda, takım elbise ve kravatları üstlerinde bol duran küçük milletvekilleri gibi ortalıkta dolaşıyoruz. Berâberinde gelen kariyerizm çılgınlığı ise cabası.

Bâdem bıyıklı, oduncu gömlekli, kumaş pantolonlu cemaat âbilerine alternatif; siyâsî bağlantılarını yeni tanıştığı kişilere üç dakikada ezbere sayan, büyüklerine “âbi” derse karizmasının çizildiğini hisseden, nargile kokulu küçük Başbakancıklarımız var bizim.

Gençlik çalışmalarında hasbelkader kendilerine “başkan” olmuş yaşıtlarını, bolca âyet-hadisle eleştiren, sonrasında da “keşke onun yerinde ben olsaydım!” hırsıyla sabaha kadar arkadaşlarının arkasından gıybet yapan profesyonel Müslümanlarımız var bizim.

Böylece kapitalizme, TOKİ’ye, işçi sömürüsüne esaslı eleştiriler getirebileceğimiz alanlar heba oldu.

Bir de beceriksiz bir başkanın arkasında teşkilatlarına küsüp giden tertemiz siyasetçi, sivil toplumcu gençlerimiz. (Pes vallahi! Az evvel, başkan olmuş yaşıtlarının gıybetini yapan profesyonel Müslümanlardan bahsediyordu. Şimdi ise başkanın beceriksiz olduğunu söylüyor-K.Y.) Teşkilat derken aslında birçoğumuz teşkilatlanmayı unutmuşuz. Eskiden kardeş olmak için yapılan çalışmalar, artık sayı çokluğunu belirtmek için Başbakan’a olan yakınlığımız üzerinden devşirdiğimiz güç gösterilerine dönüşmüş.

Zira “Başbakan’ın gençliğiyiz” dediğimizde milyonlarca, ‘Başbakan’ın zamanında içinde koşturduğu teşkilatız’, ‘yanından yakınından geçtiği gençlik hareketiyiz’ dediğimizde binlerce kişiyi tavlayabildiğimiz bir iklimde yaşıyoruz.

Açıkçası, bu kadar bozulmanın sonrasında âilelerimize ve yakın çevremize dönüp düzgünce yaşayabilmenin mi yoksa hem bunu yapıp hem de dışarıda koşturmanın mı âhiret gününde geçerli cevap olacağını kestiremiyoruz.

Gerek parti teşkilatında gerekse sivil toplum kuruluşlarında koşturan ve bu eleştirilerin benzerlerini yapan gençlerin yanı sıra, Başbakan’ın samimiyetinin idrakine henüz varmış bolca Millî Görüşçü insan yeniden koordine edilmeyi ve ümmet için daha sağlam bir düzlemde koşturmayı hasretle bekliyor.

Yarabbi, biz huzursuz, âciz kullarına bir yol göster.”(28.06.2013-Milat)

Bu satırlar, Ak Parti milletvekili Abdurrahim Boynukalın’a âit. Şaşırdınız değil mi? 

Arkası kalın vekilin yazdıkları, bu kadar değil. Arkası yarın. Emin olun daha da eğleneceksiniz. Komedi filmi gibi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Kerime Yıldız Arşivi