Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Beşiktaş nasıl kurtulur 8

Beşiktaş nasıl kurtulur 8

"Beşiktaş Nasıl Kurtulur" başlığı altında sekiz yazı yazdım.

İlk yazıyı Galip Erdem ağabey 12 Eylül sularında yazdı.

Beşiktaş o yıllarda kötü oynuyordu. Bazı maçlarda iyi oynasa da kazanamıyordu.

Birkaç yıl boyunca diplerde gezindi.

Şampiyonluk ne kelime ligde kalmak bile mucizeydi.

Beşiktaş manzumu neye hitap ediyorsa bugün o kulüp siyasette pek zorda…

Ligde kalma mücadelesi vereceğe benziyor artık.

Fakat bugünlerde Beşiktaş Futbol takımı iyi oynuyor.

İyi oynuyor ve kazanıyor.

Son maçta Bursaspor şüphesiz daha güzel oynadı.

O ne muazzam baskılar. Tolga’yı tesadüfler kurtardı.

Hepsine tesadüf diyemeyiz elbette. Hem Tolga iyi oynadı, hem defans iyi korudu kaleyi…

Beşiktaş’ın golü yapılması gerekenleri ortaya koyuyor.

Neredeyse takımın yarısının kısa ve kesin ve çoğu tek paslarla Oğuzhan’ın önüne gönderdiği top gol oldu.

Gol olmayıp ne olacaktı?

Bir zamanların Barselona’sı gibi dar alanda kısa paslaşmalar ve hedefe kilitlenmiş şuur olunca sonuç da muzafferiyet olur.

Beşiktaş futbol öğretiyor.

Yardımlaşma örneği ortaya koyuyor.

Gökhan Töre’nin Ertuğrul’a terbiyesizliği ise gereken cevabı bulmuştur.

Bu da siyasetteki trollere örnek olmalıdır.

Sağlıklı eleştiriye tahammül etmek antrenör için de örnek olmalı…

Bazen olumlu davranışlar ortaya koyan antrenörün sıkıştı mı Gökhan Töre gibi tehditkâr konuşması siyasette yapılan yanlışların bir başka versiyonu…

Beşiktaş iyi gidiyor. Ama tekrar Töre’nin kendi takım arkadaşına tabanca göstermesi gibi ucuz kabadayılıklara evrilirse ve rakip takım hocasına hakarete vardırırsa yeniden iç hastalıklara duçar olacağı âşikârdır.

Siyasetteki takımımızın içinden de kimileri kendilerini Gökhan Töre zannedip, kendi ülküdaşlarına silah göstermeye, yumruk sıkmaya ve nefret dolu sözler sarf etmeye çabalıyorlar. Hezimetin sebeplerini kendinde arayacağına seçmende arayan bir gaflet çukurundalar. 

… 

Oynarsan atarsın. Oynarsan sonunda zafer senindir.

Dürüst oynamak esastır. Akıllıca ve hedefe varan paslaşmalar takım oyununun gereğidir.

Beşiktaş örnek bir oyun oraya koyuyor. Harika…

Fakat sırf son vuruşu yaptı diye Oğuz’u dolduruşa getiren ve “ben neymişim be abi” söylemine götüren pohpohlamalar; hele hele oyuncunun bu kışkırtmaya kapılıvermesi bütün sihri bozar…

Oğuzhan Beşiktaş varsa var.

Yoksa kimsin sen?

Takım şuuru çok önemli…

Beşiktaş’ın iyi oyundan, yardımlaşmadan, kısa ve hızlı, hızlı ve şuurlu, hedefe götüren paslaşmalardan vazgeçmediği sürece her zaman muzaffer olması mümkündür.

Sakın Beşiktaş’ı tuzağa düşürmeyin.

Sakın Beşiktaş’ın iç işlerine karışmayın.

Sakın Beşiktaş’ı hedefinden saptırmayın.

Beşiktaş’ı yine ve ancak Beşiktaşlılar kurtaracaktır. Beşiktaşlılar ve Beşiktaşlıların azim ve kararı… Azim ve kararı ile bilgi ve adanmışlığı…

Beşiktaş’ın içine sızmış ajan-provokatörler Beşiktaş oyuncularını birbirine karşı kullanmaya çalışıyor. Takımı galip çıktığı maçtan sonra bile karıştırıyorlar.

Takım Şuuru/ Tevazu/ Azmi Elden Bırakmamak…

O yüzden Beşiktaş kimseye kulak asmadan kendi içinde ahlak ve fazilet abidesi olmalıdır.

Önemli olan Beşiktaşlı olabilmektir.

Oynayan, kazanan ve fakat tevazuu elden bırakmamak…  

Tolga’ya kızıyordum, Gökhan Töre’ye kabadayılığından ötürü kızıyordum. Şenol hocaya daha çok kızıyordum; sırf maziye bağlı kaldığı için… Asıl oyunumuzun dış dünyaya karşı olması gerektiğini hatırlatmak istiyordum.

Er zaman tökezleyebiliriz. 

Eğer irade her maçtan sonra, sonuç ne olursa olsun; bir dahaki maça kadar ayakta kalıyorsa ve ligin sonu düşünülüyorsa; ligi boş verin istikbaldeki takımın inşasına götürüyorsa gerisini boş verin.

Beşiktaş Türkiye’nin en iyi oynayan takımı olabilir.

Fakat dışarıda zaferler kazanmaz ve şampiyonluk getirmezse neye yarar?

‘Yurtta sulh-cihanda sulh’ şifresinin gereği de kendince kurgulanmalıdır.

Futbol takımımız takım halinde nasıl oynanması gerektiğini bütün Türk spor camiasına gösterdi. Belki siyaset takımımız da bundan ders almalı…

Kimseyi oyun dışında bırakmamalı… Doğru ve yerinde paslaşmaların ne kadar önemli olduğunu idrak etmeli…

Kendi ülküdaşına silah göstermemeli… Yumruk sıkmamalı…

Hele hele onu en iyi kullanacaklara…

Dip not:

Unutma Gökhan, unutma Şenol hoca…

Ertuğrul da bizim çocuğumuzdur…

ŞİİR

Sabır

Sabreden dervişlerin çorbasında buz tuttu

Şeyh gönlünü kaptırdı sadıkları unuttu

Dergâhlar Cizvitlerle liboşların alanı

Değer diye ne varsa tamahkârlık kuruttu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi