Hasan Aksay

Hasan Aksay

Kapıdan değil bacadan girmek

Kapıdan değil bacadan girmek

Demokrasi sarayının giriş kapısı, bütün vatandaşların eşit doğdukları, eşit hak ve yetkilere sahip oldukları temel ilkesine dayanır. Bu kapı millete açılmadan, pencereden bacadan girmeye çalışarak demokrasi olmaz.
En azından hukuk sistemi ve teşkilatı olarak imtiyazsız, sınıfsız bir toplum kabulünü zaruri kılar. “Demokrasi oyunu” denebilecek gariplikler, milletin kendi sarayına, bahçe duvarından atlayarak, bacadan-pencereden girme zorunda kalmasından doğmaktadır.
Zaten böylesine ürkek, kaçak-göçek tavırlarla demokrasi saraylısı olunmaz. Nitekim, kapıyı tutan imtiyazlıların kaptığı kürsü hoparlörlerinden, “Millet, % 95 oy verse kıymeti yok” diye, tam bir basiret körlüğü ile meydan okunmaktadır.
Yanlışlar doğurgandır. Sistem yanlışları, daha da doğurgandır. İmtiyazlar hukuka, hukuksuzluk da millete yolunu kaybettirir. Mülkün temeli çöker. Çağın ulaşım, iletişim ve bilgi yaygınlığı, ayrımcılık ve hukuksuzluğu, giderek ayrımcılar için de tehlikeli duruma getirmektedir.
Ülkede demokrasiye geçiş sıkıntısının doğurgan anası, CHP imtiyazlarıdır. “Bütün partiler eşittir. Ama CHP daha eşittir.”
Yasalar, partilerin ticaret yapmasını yasaklar. Basit bir büfe dahi açamaz. Ama CHP, yalnız Türkiye’de değil, dünya sıralamasında önemli bir bankanın sahibidir. Aslında Cumhuriyet Halk Partisi, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde, diğer partilerle beraber kapatıldı.
Hiçbir parti, devamı olduğunu iddia ettiği parti mirasını devletten alamadı. Hatta GP, SHP, DSP gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nden doğanlara da bir şey verilmedi. İsim, elbette miras için yeterli bir hak doğurmaz.
Hukuk, kanun, usul çiğnendi, demokrasi, devlet sistemi ve insan hakları yok sayıldı, dev bir banka hazineden çıktı, CHP’nin oldu. Nasıl oldu? İsmet Paşa tabiriyle “Beyt-ül mâl”den nasıl çıktı?
Bu kadar devasa, on binlerce insana iş, on binlerce insana kredi ümidi dağıtma imkanı, tereyağdan kıl çeker gibi bu kadar sessizce millet hazinesinden çıkıyor! Demokratik yapıyı bozmak ve imkansız hale getirmek üzere, bedelsiz özelleştiriliyor ve bir de partileştiriliyor.
Demokrasi oyunundan, garipliklerinden kurtulmak için, imtiyazlara son veren, sınıfsız demokrasi kapısını millete açan yeni bir anayasa gerekiyor.
Bu gerek, bütün dünyadan görülüyor. Son olarak, Avrupa Birliği Komisyon Sözcüsü Krisztina Nagy, bunun Avrupa Birliği’ne giriş için de gerektiğine dikkat çekmiştir.
Önce sistem, hukuk ve düzen demokratikleştirilmelidir.
Sistem ve düzende, küçük ve önemsiz nokta olmaz. Sistemler, aya atılan füze gibidir. Yol uzadıkça mesafe açılır, küçük yanlışlar büyür. Bir de bakarsınız, aya atılan füze Merih’e varmış.
Sayın Resul Tosun ve Mevlüt Akgün’ün işaret ettiği TBMM ve hatta Cumhurbaşkanlığı muhafız alayı da sivilleştirilmelidir.
CHP imtiyazlarını normal gören ve gösteren bir mantık, arkadan gelen ve gelecek imtiyazlarla bunalacaktır. Bu, sadece çağ dışı bir durum değil, geri gidiştir.
Bu düşünceyle olacak bellidir. Cumhurbaşkanını suçlu ilan eden bir iddianame hazırlanır. Google’dan iktidar partisi kapatma gerekçesi bulunur. Bir savcıya “iyi çocuklara” dava açma hakkı dahi tanınmazken; Cumhurbaşkanı ve iktidar partisine dava açma hakkı, CHP’den Tuncay Özkan’a aktarılan milyonlara bakmamak; 8 yöneticisi Ergenekon Terör Örgütü sanığı olan İşçi Partisi’ne dava açmamak gibi garip takdir hakları bulunan başka bir savcıya tanınabilir.
Yeni anayasa için kaybedilen her gün, ülkenin ve milletin de kaybıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi