Halit Kakınç

Halit Kakınç

Dalga’nın Köpüğü

Dalga’nın Köpüğü

Büyük Kriz ve Türkiye’ye yansıması konusunda ne söylediysek, maalesef bire bir gerçekleşiyor. Ahtapot örneğini seviyorum: Kafa tehdit altında olduğu zaman, kollar ne bulursa götürür. Aynen böyle oluyor.

Dolar, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada yükseliyor. Normal. Sistem, kendini kurtarmaya çalışıyor. Sistemin başaktörü ABD, dünyanın dört bir yanındaki sermayesini geri çekiyor. Kapitalizmin doğal işleyişi budur. Merkez, her zaman olduğu gibi periferi’yi düşünmüyor.

Yaşanmakta olan, finans Krizi’dir. Finans Krizi, Ekonomik Kriz’in bir parçasıdır. Yani köpük’tür. Kapitalizmin temeli, üretim üzerine kuruludur. Sermaye, üretimin damarlarında dolaşan kan’dır. Kan dolaşımı bozulunca, beden yatağa düşer. Durgunluk başlar. Talep azalır. Köpük, budur. Dalga öncesidir. Dalga, arkadan gelir.

Brezilya, Çin, Seul - bütün borsalar sıkıntıda. Çarpan etkisi bir süre sonra durur. Finans, üretimi destekleyemeyince ve işsizlik yayılınca, esas kriz başlar.

Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var. Yabancı sermaye, ana parasını kurtardığı için büyük çapta zarar etmez. Dolar çıkışlarının ani olmasını, Hükümet’in durdurması gerekir. Merkez Bankası bu hızla dolar satarsa, yurtdışına gidecek adamı finanse etmiş olur.

İp ve Topaç

Ağır çıkışlar, Türkiye’yi daha az sarsar. Yabancılar zâten her an gitmeye hazırlıklıdır. Yabancı Sermaye, vadeli işlemlerle kendisini garantiye almış durumdadır. Bu vadeler dolduğunda, bizim özel bankalarımız pozisyon açığına düşebilir.

Dışarıdaki müteahhitlerimiz, kredi alımında zor durumlara girebilir. Ocak, bayağı zor geçecektir. Çünkü yılbaşından sonra vadeleri dolan krediler, ekonomiyi köşeye sıkıştıracaktır.

Bu sözüm geneldir: Ekonomide geri çekilen dalga etkisi diye bir yasa vardır. Dalga çekilirken kumları da alır götürür. Unutulmaması gerekir.

Bu sözüm de özeldir: Topacın ipi de teğettir. Ama çektiğin zaman topacı fırfır döndürür.



Oy atmayacağım!

Bu iş netleşene... Yetkiler tam olarak belirlenene... Demokrasi oturana kadar oy kullanmayacağım!

İnanın, hayat görüşü olarak farklı düşünmeme ve geneldeki yayın politikasına katılmamama rağmen, dün ilk kez Vakit Gazetesi’nin başlığı ile aynı tepkiyi paylaştım:

“Ya Aayasa Mahkemesi lağvedilmeli ya da Meclis!”

Olay, Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan Meclis Kararı’nı iptali. Türban denilen nesneye sıcak bakmayan bir adamım. Ne var ki, bu benim özelimde, kişisel tercihim.

Genelde giyim-kuşam’ın kanunlarla düzenlenmemesi ve bu konunun hiçbir siyaseti ilgilendirmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Kamuoyunda meydana gelecek tepkilerin dikkate alınması gerektiğine ve mahkemelerin verdikleri kararların, toplumda meydana getirdikleri etkilerle önem kazandığına inananlardanım.

Ben, demokrasiyi benimsemiş bir insanım. Ama madem Meclis’in her kararı, Anayasa Mahkemesi’nden icazet almak zorunda, bu anti-demokratik durum çözülene kadar - oy atmanın fuzulî bir kandırmaca olduğu kanaatindeyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Kakınç Arşivi