Halit Kakınç

Halit Kakınç

Doğru Karar

Doğru Karar

İçişleri Bakanlığı’nın ve sivil inisiyatifin ağırlık kazanması önemli... Bu çözüm’e yüzde yüz katılıyorum. Yarar getireceğine ve olumlu sonuçlar alınacağına inanıyorum. Terörle Mücadele Zirvesi’nden çıkan, terörle mücadelede koordinasyonu sağlamak üzere İçişleri Bakanlığı bünyesinde yeni bir kurumsal yapıya gidilmesi kararı, DOĞRU’dur. Yerindedir.

Bölge halkı üzerindeki gözetim ve denetimin, sivil otoriteler tarafından yerine getirilmesi isabetlidir.

Yakın geçmişe dönelim:

Bölgede sıkıyönetim ilan edilmedi. Ne var ki, OHAL için çıkartılan yasalar, sıkıyönetim için kullanılan yasaların aynısı idi. Dolayısıyla askeri otorite, bölge halkı üzerinde ağır bir etkinlik meydana getirdi. Peki sonunda ne oldu?.

Bu etkinlikte doz kaçırılınca, OHAL, bana göre bölge halkını Devlet’le karşı karşıya getirdi. OHAL, ne yazık ki PKK’nın gücünü azaltacağı yerde, yasadışı bölücü örgüt’ün, Devlet’e tepkili kesimlerden aldığı destekle bugünlere gelmesinde olumsuz bir rol oynadı.

Gerginliği azaltır

Asker’in doğrudan çatışma bölgelerinde, çatışmaların içinde bulunması gerekir. Yıpranmaz. Bölge halkı üzerindeki diğer gözetim ve denetimin sivil otoriteler tarafından yapılması ortamı yumuşatır.

Vatandaş, sıradan işlemleri için karşısında her vesile ile asker görmez. Kendini dışlanıyor ve PKK militanları ile aynı terazi kefesine konuyormuş gibi hissetmez.

Ordu’nun esas görevi, silahlı düşmanı bulup zararsız hale getirmektir. Sivilleri sorguya çekmek... Gözaltına almak gibi işlerin Ordu mensupları tarafından yapılması, askeri harekâta yardımcı olmaz. Olduğu görülmemiştir. Böylece Türk Silahlı Kuvvetleri de, hiç konusu olmayan sivil ayrıntılardan kurtulur. Ve esas görevine - sadece - dağa çıkmış ve Devlet’i tehdide yönelmiş silahlı ayrılıkçı eşkıyaya karşı askeri usûllerle savaşma işlevine konsantre olur.

Hükümet bu durumun tamamen farkında olmalı ki, bu tarz yetki ve sorumlulukları bu kez sivil idareye vermeyi uygun bulmuştur.



Başarılar konuşsun!

Yazımı bitirmek üzereydim ki, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un basın toplantısı yayınlandı. Beyanlarını dinledim. Şaşırdım. Bir Türk Vatandaşı ve bir Medya Mensubu olarak bu aşırı sertlik karşısında irkildim. Üzüldüm.

Anlaşılan, Ordu’nun PKK ile mücadelede hedeflerinin doğru olup olmadığı ve askerî usûllere göre yanlış yapılıp yapılmadığına ilişkin soruları dillendirerek sınırlarını aşmışız.

Baskın sırasında Hava Kuvvetleri Komutanı’nın golf oynadığını ve 24 saat sonra haber aldığını öğrenince

tepki vermekle, hainlerle aynı safa girmişiz... PKK’ya destek vermişiz.

Sayın Başbuğ’u anlamakta güçlük çekiyorum. Ortada birtakım hatalar varsa, medya sussun ve bunları duyurmasın mı demek istiyor? Bölücükle mücadelenin böyle ilerleyeceğini mi düşünüyor?

Dikkatliyim ve doğru yerdeyim. Sayın Başbuğ’un da Türk Milleti’ne karşı Silahlı Kuvvetler’in PKK karşısındaki başarıları ile konuşmasını bekliyorum... Böyle basın toplantıları ile değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halit Kakınç Arşivi