Aaaahlar ateşe dönüşüyor

Aaaahlar ateşe dönüşüyor

Amerika’da Cumhurbaşkanı seçimleri yapılırken yayınlanan yazımda şöyle demiştim:

“04.11.2008 bu tarihe dikkat edin.

Bu tarih, 11 Eylülün pabucunu dama attıracak bir tarih.

Bu tarih, 11 Eylül 2001 şiddetinin binlerce defa daha şiddetlisi olacak.

11 Eylül’de olduğu gibi şiddet yalnız İkiz kuleler ile Pentagon gibi yerlerden olan Beyazsaray’da hissedilmeyecek.

04 Kasım 2008’in şiddeti her evde, her dairede, her sokakta hissedilecek.

Martin Lüther King’i anlamayan ama seven Zenciler, Muhammed Ali Clay’ın yumruklarıyla deşarj olan, moral bulan zenciler, ilk defa dilinden anladıkları bir lider öncülüğünde yönetime yaklaşıyorlar.

O beyaz Amerikalılar ki, Hıristiyan iken Amerikanın gelmiş geçmiş en pis işlerini yapan, hapse girince Müslüman mahkumların yanında Müslüman olan ve her türlü pisliğe son veren Malcolm X (Malik el Şahbaz) gibi cerbezeli bir adamı kurşunlayarak öldürdüler.

Hadi onu Müslüman olduğu için öldürdüler diyelim.

Martin Luther King (d.15 Ocak 1929 - ö. 04 Nisan 1968) gibi Hıristiyan papazı ve 1964’de barış ödülü almış bir zenciyi kurşunlayarak öldürdüler.

Barak Hüseyin Obama kazansa da Amerika karışacak, kaybettirilse de Amerika karışacak.”

Kehanete inanmam ama Çarşambanın arkasından perşembenin geleceğini herkes bilir.

08.11.2008 tarihli gazetelerde Amerika’da silah satışlarının arttığını yazıyordu.

Bugün gazetesi bu haberi “Cumhuriyetçiler’in kalesi olarak bilinen ve çok fazla ırkçının yaşadığı Teksas’ta silah satışlarında rekor yaşandığı belirlendi. Bir dükkan sahibi Obama’nın ABD Başkanı seçilmesinin ardından bir gün içerisinde 100 bin dolarlık satış yaptıklarını ve bunun bir rekor olduğunu söyledi.” Diyerek verdi.

Geçen senelerde Fransa’da sokaklarda terör estiren çoğunluğu Cezayirli olan delikanlılar, “Dedelerinden gasp edilenlere zarar verdiklerini söylemişti.

Çocukken babam anlatmıştı: Delikanlının biri askere gitmiş ve tezkere alıp geldiğinde eşine “Seni rahatsız eden oldu mu?” diye sorduğunda hanımı “Bir gece dış kapı zorlanarak açıldı. Kapıdan içeri giren kimse iç kapıyı açmadı. Bir müddet durdu sonra tekrar dış kapıyı örttü ve gitti. Kim olduğunu göremedim” demiş.

Kocası “Bir gün ben de filan kadın yalnızken evine girmiştim, içeri girdikten sonra pişman oldum ve iç kapıyı açmadan geri dönüp gitmiştim” diye aynı olayın daha önce yaşandığını anlatmış.

Atalarımız “Çalma kapısını çalarlar kapını” demişler.

Amerika’nın kırdığı ceviz kırk bini geçti.

Elli yılda öldürdüğü insan sayısı elli milyonu geçti.

Öldürülenleri acısı, onların yakınlarının ahı yakacak Amerika’yı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi