Çarşaf açılımı ve eleştiriler

Çarşaf açılımı ve eleştiriler

Herkes CHP’nin türban açılımını konuşuyor. Bunun bir açılım mı, politik bir girişim mi olduğu önümüzdeki günlerde anlaşılacak.

Çarşaf da, Türban da sokakta zaten serbest.

Tesettürlü hanımların partilere üye olmasında da bir sorun yok.

Asıl problem üniversitelerde ve siyasetin hizmet veren alanlarında ortaya çıkıyor.

Baykal’ın rozet taktığı hanımlardan biri, mesela, üniversitelerimizden birine çocuğunu ziyaret etmeye gitse başına gelmeyen kalmaz. Tezyif edilir, başındaki örtü alınır, onur kırıcı her türlü muameleye muhatap olur, daha olmadı mı kolundan tutulup dışarı atılır.

Milletvekilliği, belediye başkanlığı adaylığı ise hiç düşünülemez.

Bu alanlar, sadece seçkinler içindir.

Yani, çocuklarına askerliği evinin önünde yaptıran, Bankaları hortumlayan, her türlü üçkâğıtçılığı meslek haline getiren, hiçbir milli ahlaki hassasiyet taşımayanlar için.

Sistem zamanında efendiler-köleler ayrımı üzerine kurulmuştur.

Efendiler bellidir. Laiklik, Atatürkçülük kisvesi altında her türlü naneyi yiyip, bütün angarya işleri milletin sırtına boca eden soyu-sopu meşkûk küçük bir zümre.

Kavga da bu kesim ile yıllardır bu çevrelerin hamallığını yapmaktan yorulmuş köle taifesi arasında cereyan ediyor. Amiyane tabirle keriz uyandı, arık kutsallaştırılmış, kurum ve kişilere dönük propagandaları yutmuyor.

Roma’ya isyan eden köle Spartaküs’ten sonra bu yeni bir köle isyanıdır.

Bu bakımdan CHP’nin türban veya çarşaf hamlesinin bir açılım olabilmesi için –dindar hanımlara- yasaklanmış alanlarla ilgili bir yenilik getirmesi gerekiyor.

Eskisi gibi Üniversiteye gitme, siyaset yapma, aday olma, devlet memuru olma ama ben seni seviyorum, dubaralarına kimse kanmaz.

Nitekim eleştiri ve tereddütlerin ağırlık noktasını da CHP hamlesinin hiçbir değişiklik vaat etmeyen bu yönü oluşturuyor.

Bugüne kadar başörtü karşısında düşmanca tavır almış bir partinin, bir günde kendisini değiştirmesi, arkasındaki büyük geçmişi bırakabilmesini kimse beklememelidir.

CHP’ye kendini bağlayan, kuşatan, önünde dağ gibi bir engel olarak duran bu lekeli geçmişten kurtulması için zaman tanımak lazım.

Zor olan bu geçmişe ayarlı –kadroların- muhalefetini aşmaktır.

Yani, sanılanın aksine CHP ye asıl muhalefet kendi içinden gelecektir.

Tartışmalar bir gerçeği olanca çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Aslında dindarların, gerçek laiklerle de, gerçek Atatürkçülerle de, hatta Batıdaki örneklerine benzeyen gerçek solcularla da bir arada yaşaması, yeni bir toplumsal mukavele yapması oldukça kolaydır. Sosyal barışı engelleyen esas unsur, şu veya bu kisve altında-Din düşmanlığı-yapanlardır. Bunlarla bırakınız, dindar, muhafazakâr kesimleri, içinde bulundukları sosyal gurupların bile dengeli bir beraberlik sürdürmeleri mümkün değildir. CHP gurubunda zinhar istemezük, Baykal değil, Atatürk mezarından kalkıp gelse yine de müsaade etmeyiz diyenlere bakın ne dediğimi anlarsınız.

CHP’ye çok yüklenmeye de gerek yok. Zaman her şeyin ilacıdır. Bu açılımın sözde kalmayıp, gerçek bir açılıma dönmesi herkesin temennisi. Adamları zar, zor Müslüman ettik(!?) şimdi de bağırıp, çağırıp, yaptıklarına yapacaklarına pişman etmeyelim.

Değil mi ama?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi