Sisi cuntası bir işgal yönetimi

Ahmet Varol

İslâm âleminin asıl sıkıntısı yerli işgal yönetimlerinden kaynaklanıyor. Müslüman halklar kendileriyle aynı değerleri paylaşan ve haklarına sahip çıkan yönetimleri kaybettikten sonra görünüşte aralarından çıkmış ama bazı çıkarlar karşılığında küresel emperyalizme hizmet eden, onun işaretleriyle oturup kalkan yönetimler başlarına musallat oldu. Bu yönetimler işgal yönetimlerinden farksızdı. Çünkü bütün hesaplarını halklar tarafından onaylanmayan saltanatlarını yine halkların reddettiği siyasetlerle sürdürme amacına göre yapmışlardı. Saltanatlarını kaybedince her şeylerini kaybedeceklerini düşündüklerinden onun uğrunda adeta köleleştirdikleri halklarının tümünü feda edebilecek kadar insafsızdılar. Küresel güçlerin onlara bu derece güvenebilmesinin en önemli sebeplerinden biri de zaten dolaylı yoldan sömürgeleştirilen ülkelerin halklarına karşı kendilerinden çok daha insafsız davranacaklarından emin olmalarıydı. 

Bugün Suriye’de Baas rejiminin gerçekleştirdiği katliamı, yıkımı ve saltanatını kaybetmemek için bütün bir halkı imha etmeye müsait gözü dönmüşlüğü göz önünde bulundurduğumuzda yerli işgalcilerin dışarıdan gelip İslâm beldelerini işgal eden yabancıları çok geride bırakabildiklerini söylemek zorunda kalıyoruz. Yerli işgalcilerin sergilediği vahşet aynı zamanda diğerlerine hem perde hem de gerekçe teşkil edebiliyor. Örneğin Baas’ın öldürdüklerinin sayısı işgalci siyonistlerin Gazze’ye yönelik son saldırılarında öldürdüklerinin sayısının yüz katını geçti denildiği zaman siyonistlerin katliamını biraz daha normalleştirmeye veya basitleştirmeye yöneltme amaçlı etkileme çalışmasına açık bir zihinsel altyapı da dolaylı yoldan oluşturulabiliyor. 

Mısır’da halkın özgür iradesiyle iş başına getirilen yönetime karşı tamamen hukuk dışı yöntemlerle ve askerî darbeyle iş başına gelen mevcut askerî cuntanın da aslında bugün Filistin’i işgal altında tutan siyonist işgalden farkı yok. 

Bu yönetim geçtiğimiz ay içinde Sina’da yaşanan birtakım olaylardan dolayı Gazze’yi ve bu bölgenin uluslararası emperyalizm gözetiminde ablukaya alınması karşısında halkının biraz nefes almasına yardımcı olan Mısır vatandaşlarını cezalandırıyor. 

Cunta, Gazze’ye ve oraya sınır bölgelerdeki Mısır vatandaşlarına yönelik cezalandırma işleminde bir taşla üç kuş vurmak istiyor. 

Birincisi, normalde Gazze halkının ve burada siyonist işgale karşı mücadele eden direnişçilerin Sina’daki olaylarla hiçbir ilgileri olmadığı halde orada Mısırlı askerlere yönelik saldırıları Gazze tarafından gelenlerin gerçekleştirdiği yalanını ciddiye almak, böylece Filistin direnişini imaj yönünden yıpratmak, cunta hizmetindeki medya tarafından yürütülen kara propaganda yoluyla Mısırlılar nezdinde şüpheli durumuna sokmak. 

İkincisi, siyonist işgalcilere kararlılıkla direnerek Gazze sınırlarından bir adım bile öteye geçmelerine fırsat vermeyen ve onlara yenilginin acısını bir kez daha tattıran direnişçileri, onların savunduğu Gazze halkını ve evlerinin altlarından tünel bağlantıları kurarak abluka altındaki halkın nefes almasına fırsat verdiklerinden şüphelenilen Mısır vatandaşlarını cezalandırmak. 

Üçüncüsü, siyonist işgalcilerin güvenliklerini sağlama almak, onlara karşı mücadele edenlere uygulanan ablukanın etkili olabilmesi için tampon bölge oluşturmak. 

Cunta yönetimi işte bu amaçlar için Rafah’ın Mısır tarafında kalan alanda 500 metre eninde 13 km uzunluğunda, kontrol dışı hiçbir geçişe fırsat verilmeyecek tampon bölge oluşturmak amacıyla belirlenen alanda ikamet eden Mısır vatandaşlarına ait yüzlerce evi bomba yerleştirerek yerle bir etti. Evleri yıkılan ailelere de güya istimlak ücreti verdi. Ama evleri yıkılan aileler yaptıkları şikâyetlerde cuntanın verdiği ücretlerle evlerinin arsalarını satın almalarının bile mümkün olmadığını dile getirdiler. 

İslâm âleminin başına bela bir işgal rejiminin güvenliğini sağlama almak amacıyla kendi vatandaşının güzelim ve geleneksel kültüre göre inşa edilmiş evlerini bombayla yerle bir eden, kendi vatandaşını evsiz barksız sokakta bırakıp işgalci siyonisti rahatlatmaya çalışan bir yönetimin işgal yönetiminden ne farkı olabilir? Farkı, diğerinden daha vahşi ve ülkenin halkından görünüp ona ihanet ettiği için hain olmasıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.