Zaman Tüketici Hız

Lütfü Şehsuvaroğlu

Ol ma­hi­ler ki der­ya iç­re­dir­ler der­ya­yı bil­mez­ler.” Şi­iri­mi­zin bu müt­hiş mıs­ra­sı bin­ler­ce ki­ta­bın an­lat­mak is­te­di­ği ger­çe­ği, fik­ri, me­sa­jı ta­şı­yor. Ok­ya­nus­la­rın için­de yü­zen ba­lı­ğın on­dan ha­ber­siz ol­ma­sı gi­bi bir şey...

Ni­ce de­ğer­le­re sa­hip bi­ri­nin de­ğer di­ye de­ğer­siz­le­rin pe­şin­de koş­ma­sı an­la­tıl­mak is­te­nir bir ba­kı­ma...

Ya da iç­me­ğe su­yu yok­tur ada­mın, bah­çe­si­ne ha­vuz ya­par.

Gü­nü­müz in­sa­nı gi­de­rek hız­la­nan bir ha­yat ya­şı­yor.

Gi­de­rek hız­la­nan bir ha­yat, gi­de­rek hız­la­nan iliş­ki­ler, gi­de­rek hız­la­nan olay­lar sil­si­le­si...

Bir sü­rat ça­ğın­da ya­şa­dı­ğı­mı­zı söy­le­yen sa­yı­sız ilim ada­mı, ya­zar çi­zer var.

Ça­ğı­mız atom ça­ğı, ile­ti­şim ça­ğı, uzay ça­ğı, sa­na­yi öte­si çağ gi­bi isim­ler­le anı­lır­ken sü­rat ça­ğı yaf­ta­sı­nı kul­la­nan­lar da hiç de az de­ğil. Meb­zul mik­tar­da şi­ir ve şa­ir bi­le var.

Tü­ke­tim Kö­le­li­ği ki­ta­bıy­la hak­lı bir üne ka­vu­şan gü­nü­müz dü­şü­nür­le­rin­den İvan İl­yiç gü­nü­müz in­sa­nı­nın kor­kunç sü­ra­ti­ne ba­ka­rak “Za­man Tü­ke­ti­ci Hız­lı­lı­k” kav­ra­mı­nı or­ta­ya at­tı. 

Za­man tü­ke­ti­ci hız­lı­lık... 

Hem za­man ba­kı­mın­dan kıt bir kay­na­ğa sa­hip ola­cak­sı­nız; hem de bu kay­na­ğı san­ki en zen­gin bir iye­lik­le har vu­rup har­man sa­vu­ra­cak­sı­nız.

Za­ma­nı­mız git­tik­çe da­ra­lı­yor. Ye­ni ye­ni ih­ti­yaç­la­rı­mız var ve on­la­rı el­de et­mek için bir koş­tur­ma­dır gi­di­yor. Böy­le­ce kıt bir kay­nak olan za­man ace­ley­le eli­miz­den ka­yıp bi­zi terk edi­yor. Za­man akıp gi­der­ken bir de ba­kı­yo­ruz ki, onun dı­şın­da kal­mı­şız. Keş­ke hem za­ma­nın için­de hem de za­ma­nın dı­şın­da bir ira­de or­ta­ya ko­ya­bil­sek. Ha­ni şa­ir der ya:

“Ne için­de­yim za­ma­nın

Ne de büs­bü­tün dı­şın­da

Yek­pa­re ge­niş bir ânın 

Par­ça­lan­maz akı­şın­da­”

Bir­kaç ki­şi için sağ­la­nan aza­mi sü­rat­le­rin her­ke­se te­min edi­len yük­sek hız­lar­dan fark­lı bir ma­li­ye­ti da­yat­tı­ğı hu­su­su gör­mez­den ge­li­ne­bi­lir mi?

Sü­rat dü­ze­yi bir ne­vi top­lum­sal ta­ba­ka­laş­ma ve bu­nun ma­li­ye­ti­ni or­ta­ya çı­ka­rır.

Yok­sul­lar ge­ri­de bı­ra­kıl­mış ol­mak için ça­lı­şır ve bu ma­li­ye­ti pay­la­şır­lar.    

Sü­ra­te alı­şan in­san ve top­lum çok da­ha sü­rat­li va­sı­ta­lar edin­me­ye ve bu­nu prog­ram­la­ma­ya baş­lar. İh­ti­yaç zan­ne­di­len her ye­ni şey tra­fi­ği da­ha bir keş­me­ke­şe so­kar. Her keş­me­keş de ye­ni ve he­sap­ta ol­ma­yan ih­ti­yaç­la­rın kay­na­ğı­dır.

Şe­hir git­gi­de in­sa­nı da­ha ön­ce ol­ma­yan bir tra­fi­ğin içi­ne so­kar. 

Ken­di ba­şı­na ula­şa­ma­ya­ca­ğı, ama ay­nı gün için­de var­ma­sı ge­re­ken yer­ler, şe­hir in­sa­nı için ön­ce­den ya­kın olan her şe­yi da­ha bir uza­ğa iter.

İşe gi­de­bil­mek için araç la­zım­dır, tra­fik la­zım­dır, ye­ni yol­lar la­zım­dır. 

Ula­şı­ma har­ca­nan za­man, en hız­lı ka­mu ta­şı­ma­sı­nın sü­ra­ti­ne pa­ra­lel ola­rak ar­tış gös­te­rir. 

Ha­yat böy­le­ce tra­fi­ğin do­ğur­du­ğu ye­ni ak­ti­vi­te­ler­le kar­ma­şık­la­şır.

Hız­da­ki her ar­tış za­man dar­lı­ğı­nı ar­tı­rır.

Bü­yü­yen za­man dar­lı­ğı ve gi­de­rek ar­tan ula­şım sü­ra­ti aşı­rı prog­ram­la­ma­ya iliş­kin ye­ni zor­luk­lar, ila­ve prog­ram­lar do­ğu­rur. 

Oy­sa ka­mu­ya ait şe­hir­de, tra­fik­te, ula­şım­da ve iş ha­ya­tın­da ta­ri­fe­li ti­ren­ler, top­lu ta­şım araç­la­rı, oto­büs­ler, met­ro­lar çok da­ha et­ki­li ve çok da­ha faz­la ve­rim­li ola­bi­lir­ler­di.

Ka­mu vic­da­nı sağ­lık­lı iş­le­sey­di, ka­mu­ya ait bü­tün bu tra­fik akıl­lı­ca ida­re edil­miş ol­say­dı; araç­lar da­ha iyi prog­ram­la­na­bi­lir, ro­ta­lar da­ha doğ­ru be­lir­le­ne­bi­lir, ka­mu ken­di­ne ait olan­dan da­ha hak­ça ya­rar­la­na­bi­lir­di.

Yi­ne İl­yi­ç’­in de­yi­şiy­le; “Bir ula­şım sis­te­mi için­de izin ve­ri­len aza­mi sü­ra­tin yük­sek­lik de­re­ce­si, bü­tün bir top­lu­mun tra­fi­ğe har­ca­dı­ğı za­man büt­çe­sin­de­ki pa­yı be­lir­ler.”

Ar­tan nü­fus, ço­ğa­lan iş hac­mi, zen­gin­leş­ti­ği­ni zan­ne­den halk, her ge­çen gün tra­fi­ğe çı­kan ye­ni araç­lar ile şe­hir or­ta­sın­da izin ve­ri­len ye­ni ya­pı­laş­ma­lar, kat mü­sa­ade­le­ri şe­hir­le­rin içi­ne içi­ne tra­fi­ği ha­re­ket­len­di­rir. 

Da­ha son­ra yol­la­rı ge­niş­let­mek el­zem olur. Ni­ha­yet ge­niş bul­var­lar, çev­re yol­la­rı şeh­ri da­ha ca­zip ha­le ge­ti­rir; ge­niş halk yı­ğın­la­rı­nın ver­gi­siy­le da­ha hız­lı araç­la­ra sa­hip olan­lar için ma­li­ye­ti yük­sek gü­zel yol­lar açı­lır. 

O da açı­la­bi­lir­se...

İş­te An­ka­ra­’ya gi­ren İs­tan­bul yo­lu.. Ar­tık yol beş şe­rit­li­dir ve kar­şı­dan kar­şı­ya geç­mek ecel­le oy­na­mak­la eş­de­ğer­dir. 

Bir yıl­da kar­şı­dan kar­şı­ya geç­me­ğe ça­lı­şıp can ve­ren­le­rin sa­yı­sı 98’i bu­lur­ken ya­ra­lı sa­yı­sı da en az onun ka­dar­dır.

Bü­tün bun­la­ra bu ka­dar yük­sek ma­li­yet­le­re rağ­men ge­dik­li yol­cu ha­la tra­fi­ğin akıl­sız­lı­ğı­nı kav­ra­ya­maz bir tür­lü...

Ula­şım yo­luy­la da­ha çok tra­fik, da­ha çok meş­gu­li­yet, da­ha çok keş­me­keş... Ace­le­miz var. 

Sa­bah ne ka­dar da er­ken gel­di.

Ye­ni­den yol­la­ra dü­şe­ce­ğiz. 

Ka­abi­li­yet­siz­leş­ti­ri­ci uz­man­lık­la­ra, ap­tal­laş­tı­rı­cı eği­tim­den geç­miş olan­la­ra, yok­sul­laş­tı­rı­cı zen­gin­lik­le­re, ay­rı­ca­lık zev­ki­nin den­ge­siz da­ğı­lı­mı­na, has­ta edi­ci tıb­bî ba­kı­ma, su­n’­i ya­pay hak­la­rın eşit­siz da­ğı­lı­mı­na, bi­çim­len­di­ri­ci en­te­lek­tü­aliz­me, yok­sul­luk mo­der­ni­zas­yo­nu­na, ih­ti­yaç üs­tü tü­ke­ti­me, pro­fes­yo­nel­le­rin zul­mü­ne, uz­man ruh­ban­lık­la­ra, zor­la­ma ih­ti­yaç­la­ra te­men­na edip da­ha hız­lı ha­re­ket et­me­ye ça­lı­şa­ca­ğız. Za­man tü­ke­ti­ci bir hız­lı­lı­ğa gark ola­ca­ğız.

Her şey eli­mi­zin al­tın­dan ka­yıp gi­de­cek. Biz de her şe­yi kon­trol et­ti­ği­mi­zi zan­net­me­ye de­vam ede­ce­ğiz. 

RUBAİ:

Sevgiye koşan gönül dağın zirvesindedir

Kininin peşinde nefs, zillet kuyusundadır

İnsan bilmez ki, ömür püf diye söner gider

Yeşili görmez göz, cehennem uykusundadır

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.